MUHAMMED (AS) IN AHİRETE BAKIŞLARINDAKİ SÜNNETLER
Rasûlallah (sav) dünya ve ahiret ilişkilerini hep dengede tutmuştur. Ne Dünyayı terk etmiş ne de ahireti ihmal etmiştir. Bize de şunları tavsiye etmiştir:
- “Hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyeninizdir.” (Ramuz el-Ehadis: 363)
- “Dünya müslümanın zindanı, kafirin cennetidir.” (Tirmizi, Zühd: 16)
- “Dünya da garip bir yolcu gibi davran.” (Buhari, rikak: 3)
- “İnsanoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir; mal hırsı ve yaşama hırsı.” (İ. Canan, Hadis Kül: 5/281)
- “İnsanoğlunun bir dere dolu altını olsa, ikincisini ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doyurmaz.” (Riyaz üs-Salihın: 1/23)
Sünnetler:
- Dünya için ahireti, ahiret için de dünyayı terk etmemek. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmak sünnettir.
- Dünyada yolcu gibi olmak, geçici hırslara kapılmamak ve ahireti unutmamak sünnettir.
- Dünya için ve ahiret için ihtiyaç kadarını istemek sünnettir.
Rasûlallah (sav), ahiret hazırlığı yapmamızı istemiştir. Hazırlıksız yola çıkmanın pişmanlık vereceğini sık sık hatırlatmıştır. “Kıyamet ne zaman?” diye soran birine: “Sen kıyamet için ne hazırladın?” diyerek cevap vermiştir.
- “Bir müslüman üç kere Allah’ tan cenneti isterse, cennet onun için: “Allah’ ım, onu cennete koy!” der ve üç defa cehennemden uzak kalmayı Allah’ tan isterse, cehennem onun için: “Allah’ ım, onu benden uzak tut!” der.” (Ramuz el-Ehadis: 375/6)
Ebu Bekir (ra) sorar ve peygamber (as) cevap verir:
- “Hayırlı mü’min kimdir ya Rasûlallah?”
- “”Ömrü uzun, ameli güzel olandır.
- “Hayırsız kimdir ya Rasûlallah?”
- “Ömrü uzun, ameli kötü olandır.” (Tirmizi, Zühd: 21)
- “İnsan ölünce melekler “Ne getirdi?” derler insanlarda “Ne bıraktı?” derler.” (Ramuz el-Ehadis: 62/12)
- “Cehennemde azabı en hafif olana sorulur:
- “Dünya her şeyi ile senin olsaydı bu azaptan kurtulmak için fidye olarak verir miydin?” O kişi hiç tereddütsüz cevap verir:
- “Evet!” Ona:
- “Senden dünyada bunun daha azı istenmişti, niye vermedin?” denir.” (İ. Canan, Hadis Kül: 14/223)
- “İnsan ölünce her şey önüne konulur. O kişi önündekilere bakar ve der ki: “Ya Rabbi!
Beni geri döndür de dünyada terk ettiğim salih amelleri işleyeyim.” ” (Ramuz el-Ehadis:
42/8)
Sünnetler:
- Ölüm, ahiret yolculuğunun başlangıcıdır. Bitip tükenmeyen ahiret hayatı için hazır olmak, hazırlık yapmak sünnettir.
- İnsanın hem cennette hemde cehennemde yeri vardır. Hangi yoldan yürürse, oraya varır. Hangisini isterse orayı hak eder. Onun için cenneti istemek sünnettir.
- İnsanın aleyhine olacak iş yapmaması pişman olacağı bir ömür yaşaması sünnettir.
Müslümanın vasiyeti hazır olacaktır. Vasiyete değer şeyler vasiyet edilecektir:
- “Vasiyete değer bir şeyi bulunanın, vasiyeti yanında bulunmadan iki gece gecelemesi doğru değildir.” (Buhari, Vesaya: 1)
- “Herkese hakkını ver. Mirasçılardan biri lehine vasiyet yoktur.” (İ. Canan, Hadis Ans: 16/185)
Allah Rasûlü bize iki şey vasiyet etmiştir: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara uyarsanız yolunuzu sapıtmazsınız. Onlar Kur’an ve sünnetimdir.” demiştir.
Sünnetler:
- Vasiyete değer bir şeyi olan vasiyetini hazır edecektir.
- Mirasçılar için vasiyete gerek yoktur. Ayrım yapmayacaktır.
- Bir de Kur’an ve sünnete uyulacaktır. Bunlar sünnettir.
Allah Rasûlü’ nün sünnetinde ölüm istenmeyecek ve unutulmayacak, ölüme hazır olunacaktır. Şöyle buyurur:
- “Sizden biri ölümü temenni etmesin. Zira o iyi ise iyiliğini arttırır. Kötü kimse ise, iyilik yapar halini düzeltme fırsatını bulur.” (Riyaz üs-Salihın: 587)
- “Sizden biri başına gelen belâdan dolayı ölümünü istemesin. Şöyle desin: “Ya Rabbi’ hayat benim için hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat. Benim için ölüm hayırlı olunca beni öldür.” desin.” (Age: 588)
- “Zevkleri bıçak gibi kesen ölümü unutmayın ve ölümü çokça hatırlayın.” (Tirmizi,
Zühd: 4)
- “Ölümü anın. Kim ölümü çok anarsa, Allah onun ölümünü kolaylaştırır.” (Ramuz elEhadis: 80/15)
- “Ölüm anında ölmek üzere olana “Lâilâhe illallah” demesini telkin edin.” (Riyaz üs-
Salihın: 922)
- “Cebrail bana dedi ki: Ya Muhammed (sav) dilediğin kadar yaşa, bir gün mutlaka öleceksin. İstediğini sev, nihayet ondan ayrılacaksın. İstediğini yap, sonuçta onun hesabını vereceksin.” (Ramuz el-Ehadis: 331/9)
Sünnetler:
- Ne şekilde ve niçin olursa olsun kimse ölümü istemeyecektir. Allah’ tan hayırlı ömür isteyecek ve iyiliklerini arttıracaktır. Kötü ise düzelmeye çalışacaktır.
- Ölüm olayı ve ölüneceği hiçbir zaman unutulmayacaktır.
- Ölmek üzere olana imanla gitmesi için “Lâilâhe illallah” telkin edilecektir.
- İnsanın yeptığı şeylerin hesabını vereceği asla unutulmayacaktır. Bunlar Allah
Rasûlü’ nün sünnetlerindendir. Bu şekilde davranılırsa, güzel ölümle ölmek ve müslüman olarak can vermek nasip olur.
Rasûlallah (sav) insanın dirisine olduğu kadar ölüsüne de çok önem verirdi. Şöyle davranırlardı:
- “Bir cenazede hazır bulundukları zaman sükût ederler ve çok düşünceli olurlardı.” (Ramuz el-Ehadis: 536/6)
- “Borcu olup olmadığını sorar ve borcu varsa ödeninceye kadar namazını kıldırmazdı.
“Mü’minin ruhu borcu ödeninceye kadar ona bağlı kalır” derdi.” (Riyan üs-Salihın: 947)
- “Bir cenazeye cemaatten üç saf namaz kılarsa, o kimse cenneti hak eder.” (Age: 938)
- “Bir cenaze görünce ayağa kalkın.” (İbn-i Mace, Cenaiz: 35)
- “Cenaze defnedildikten sonra onun için dua edin. Zira o sorgulanmaktadır.” (Age: 950)
- “Cenaze için yemek yapın. Çünkü onların başına kendilerini meşgul edecek şey gelmiştir.” (Age: 59)
Allah’ ın elçisi cenaze için feryat edip aşırı derecede ağlamayı yasaklamıştır:
- “Ölü, kendisi için yapılan feryat nedeniyle azap olunur” (Age: 1689)
- “Ölü için feryat eden, bizim izimizden yürüyenlerden değildir.” (Age: 1690)
- “Ağlayınız fakat şeytanın çığırtkanı olmaktan sakınınız. Zira ağlamak göz ve kalpten oldukça Allah’ tan ve rahmettendir. El ve dille olduğu zaman ise şeytandandır.” (Ramuz el-
Ehadis: 8/9)
- “Bir kulun çocuğu öldüğünde Allah meleklere sorar:
- “Kulum ne yaptı?” Melekler:
“Sana hamd etti, sabretti ve “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” dedi (yani Allah içiniz Allah’ a dönücüyüz). Bunun üzerine Cenab-ı Allah:
- “Öyleyse o kuluma cennetler köşk hazırlayın” buyurur.” (Büyük Hadis Külliyatı:
1/2350)
Hz. Aişe (ra) şöyle anlatır:
- “Rasûlallah (sav) ailesinin kendisi için ağladığı bir mezara uğradı ve dedi ki: “Şüphesiz onlar bunun için ağlıyorlar ama o, mezarında bu yüzden azap görüyor.” ” (Sahih-i Buhari
Tec. Sarih: 655)
Sünnetler:
- Cenazelerde taşkınlık yapmamak sükût etmek sünnettir.
- Borcunun ödenmesinde acele etmek sünnettir.
- Cenaze namazını en az üç saf yapmak sünnettir.
- Cenaze geçerken ayağa kalkmak, saygı göstermek sünnettir.
- Cenaze evine yemek götürmek sünnettir.
- Ölen için bağırarak, feryat edip ağlamamak sünnettir.
- Cenaze merasimine katılıp namazını kılmak sünnettir.
- Cenazeyi definde acele etmek sünnettir.
- Öleni hayırla anmak, iyiliğine konuşmak, onda olmayan şeyleri söylememek sünnettir.
- Ölen için dua etmek sünnettir.
Peygamber (as), kabir hayatı ve kabirdekilerle ilgili şunları söylemiş ve bazı tavsiyelerde bulunmuştur:
- “Kabirlerinizi ziyaret edin. Çünkü kabir ziyareti ahireti hatırlatır.” (Tirmizi, Cenaiz:
60)
Allah Rasûlü, kabristana varınca selam verir, dua eder ve okurdu. Son zamanlarında kabristana gitmiş şöyle demiştir:
“Ey kabirde yatan mü’minler! Size selam olsun. İnşallah bizde sizin peşinizden geleceğiz. Bizim içinde sizin içinde Allah’ tan mağfiret dileriz.” (Riyaz üs-Salihın: 585)
- “Ana babasının kabrini Cuma günü ziyaret eden için “vefalı” yazılır.” (Ramuz el-
Ehadis: 422/7)
- “İnsan ölünce ameli kesilir. Üç şey hariç:
· Devam eden sadaka,
· Faydalanılan ilim,
· Dua eden hayırlı evlat.” (Riyaz üs-Salihın: 953)
- “Ölüyü üç şey takip eder:
· Aile fertleri ve dostları, · Malı,
· Ameli. Bunlardan ikisi geri döner, ameli onunla kalır.” (Ramuz el-Ehadis:
506/10)
- “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
(Tirmizi, Zühd: 4)
- “Ölümden sonrasını görseydiniz, isteyerek yiyip içemezdiniz, evlerinize giremez, dağlara çıkar ağlardınız.” (Ramuz el-Ehadis: 357/6)
- “Kabir, ahiretin duraklarından ilk duraktır. Kabirde işi kurtaranın önü iyidir. Kabirde işi kurtaramayanın gerisi kötüdür.” (Ramuz el-Ehadis: 105/12)
- “Kabirden daha şiddetli bir manzara görmedim.” (Age: 375/3)
- “Sizden biri vefat ettiğinde kendisine sabah akşam cennetteki veya cehennemdeki yeri gösterilir durur.” (Sahih-i Buhari Tec. Sarih: 1370)
- “Cehennem ehli, cennetteki yerini de görür durur. Cennet ehli de cehennemdeki yerini görür durur. Cennettekiler şöyle der: “Allah bana hidayet etmeseydi, halim ne olurdu?” ”
(Ramuz el-Ehadis: 342/1)
Peygamber Efendimiz (as) ölmüşlerimize arkalarından okumamızı istemiştir:
- “Cenaze gömülürken onun için istiğfar edin. Zira o sorgulanmaktadır.” (Riyaz üs-
Salihın: 950)
- “Kabirdeki boğulmak üzere olan kimseye benzer. Herkesten dua bekler. Dua edilince sevinir.” (Ramuz el-Ehadis: 368/10)
“Sizden biri Cuma günü bir kabri ziyaret eder de yasin okursa, Allah ona Yasinin her harfi kadar mağfiret eder.” (Ramuz el-Ehadis: 422/4)
- “Ölü için Yasin okunursa, azabı hafifler.” (Age: 79/4)
- “Ölüleriniz için Yasin okuyunuz.” (İ. Canan, Hadis Ans: 15/81)
Sünnetler:
- Kabir ziyareti yapmak ve onlardan ibret almak sünnettir.
- Kabirdekilere selam vermek, onlar için dua edip okumak sünnettir.
- Cenaze kabre konulunca onun için istiğfar etmek ve dua edip onu sevindirmek sünnettir.
- Kabir ehli için Yasin okumak sünnettir.
NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler.
Kimisinin üstünde biter otlar
Kiminin başında sıra serviler
Kimi mâsum, kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler.
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus der ki, gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri, kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler