MUHAMMED (AS) IN AF VE HOŞGÖRÜSÜNDEKİ SÜNNETLER
Peygamber (as) ın affı, hoşgörüsü boldu. Kimseye kızmaz, azarlamaz ve kin gütmezdi. Şöyle derdi:
- “İnsanlara yumuşak davranmayan, hayırdan mahrum olur.” (İbn-i Mace, Edep: 9)
- “Kuvvetli kimse güreşte başkasını yenen kimse değildir. Öfke anında nefsine hakim olandır.” (Riyaz üs-Salihın: 650)
Bir adam Allah Rasûlü’ ne gelerek:
- “Bana öğüt ver!” demiş, peygamber (as) ona:
- “Hiddetlenme!” demiştir. Adam gene:
- “Bana öğüt ver!” demiş, peygamber (as) tekrar ona:
- “Kızma!” buyurmuştur. (Riyaz üs-Salihın: 48)
Bir Sahabi şöyle diyor:
- “Kavmi O’ nun yüzüne vurmuş, kanatmışlardı. Allah Rasûlü, bir yandan yüzünün kanını siliyor bir yandan da
- Allah’ ım, sen onları bağışla; zira onlar bilmiyorlar.” diyordu.” (Age: 36)
Allah Rasûlü, şahsı için asla öfkelenmemiştir. Kimseden öç almamıştır. Kimseye bağırıp çağırmamış ve hoşlanmadığı bir şey hakkında susmuşlardır.
Hz. Aişe (ra) validemize “Rasûlallah nasıldı?” diye soruyorlar. Şöyle cevap veriyor: “Hz. Resûl (as) hiç kimseyi azarlamazdı. Kendisine fenalık edenlere fenalıkla karşılık vermez, onları yapanları affeylerdi. Bir kimse hakkında, iki şıktan birini tercih etme durumunda kaldığı zaman, günaha düşmemek şartıyla en kolay olanı seçerdi. Resul-i Ekrem (sav) şahsına yapılan bir fenalığın intikamını almazdı. Fakat bir kimse Allah’ ın emirlerine isyan ettiğinde o kimseyi asla affetmez, müstahak olduğu cezaya çarptırırdı.”
Ancak Allah Rasûlü’ nün lânetlediği kimseler de olmuştur. Meselâ;
- “Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lânet olsun.” (Riyaz üs-
Salihın: 1663)
- “Faiz yiyene, yedirene, senedi yazana, şahit olana, dövme yapan ve yaptırana, sadakayı geciktirene ve İslâm toplumunu terk edene lânet olsun.” (Ramuz el-Ehadis: 4/6) demiştir.
Af ve hoşgörü ile ilgili sünnetler neymiş:
- İnsanlara yumuşak davranmak sünnettir.
- Öfke anında nefse hakim olmak, kızmamak, öç almamak sünnettir.
- Affetmek, hoşgörülü davranmak sünnettir. (Ama İslâm’ a karşı yapılan bir hareketi affetme ve hoş karşılama yetkimiz yoktur. Orada gereken tepkiyi göstermek vazifemizdir. Allah Rasûlü de öyle etmiştir.)