KUSURSUZ ARKADAŞ BULMAK MÜMKÜN MÜ?
Kusursuz insan bulmak elbette mümkün değil, kusur, insanın aczinin ifadesidir. Hatasız kul olmaz. Ancak Allah’ın korumasıyla peygamberler masumdur. Onların dışında kimse masum değildir.
Şair: “İnsan beşer, durmaz şaşar.
Eyler hata üçer beşer” demiştir.
Şu anda kimin hatası yok ki. İnsanların günahının rengi ve kokusu olsaydı, dışa vursaydı kimin yüzüne bakılır, kimin yanına yaklaşılırdı ?
İsa peygamber, işlediği günah yüzünden halk tarafından recmedilmek üzere birini görür, halkın elinden kurtarmak ister, halkı yatıştıramaz. Ve der ki: “İlk taşı hiç günahı olmayan atsın” elindeki taşı bırakan oradan ayrılır ve kimse taş atma cesaretini gösteremez.
Bir yazar: “Kusursuz arkadaş arayan arkadaşsız kalır” demiştir.
Cahız, Türklerin Faziletleri adlı kitabında şöyle diyor: “Her işte arkadaşını tenkit edersen, tenkit edemeyeceğin birine rastlayamazsın. Ya yalnız yaşa, ya arkadaşınla iyi geçin. Zira arkadaş bazen kusur işlerse de, çoğu zaman ondan kaçar. Hangi akarsu, yılın dört mevsiminde berrak akar ? öyle zaman olur ki, üzerinden çörçöp akan sudan içmezsen, susuz kalırsın.”
Mesela; sevdiğimiz bir arkadaşımız hata ederse, sevgimizi bırakıp buğuz mu edeceğiz ? bu zayıfların işidir.
Yolda arkadaşımız yere düşse, çamura batsa, tutup kaldırmayacak mıyız?
İnsan bir hareketi ile değerlendirilmemeli. Yanlış yolda ise onun kötü gününde de dost olup ona yardım edilmelidir. İnsan arkadaşa, dosta ihtiyacı olduğu bir anda onu yanında görmek ister.
Bir insan kötü halinde terk edilirse, kötü kalır veya daha da kötü olur. Elinden tutulursa kurtulma ihtimali vardır, çoğu zaman kurtulur.
Atalarımız: “ dost acı söyler” derler. İnsana kusurlarını vaktinde ve açıkça söyleyecek arkadaş gerekir. Samimi dost ateş böceği gibi sadece geceleri parlar. Gerçek dost iyi günlerde, davetle, kötü günlerde ise davetsiz gelir.
İyilerle kim olsa dostluğu devam ettirir. Kusurlularla dostluğu devam ettirmek olgun insanların işidir.
Birçokları hatayı bilerek, isteyerek de yapmaz. Onun için hoş görülü olmak gerekir.
Bir çok insan dost, arkadaş ve eş bulamamaktan şikayet ederler. Kimseyi beğenmezler, herkese bir kulp takarlar.
Ne demişler; “kusursuz dost arayan yalnız kalır.”
Her meyvenin nasıl ayrı bir rengi, şekli ve tadı varsa insanlar da böyledir. İnsan başkalarında kusur aramadan, önce kusuru kendinde aramalıdır. Kendi kusurlarına bakmalıdır. Bu yol birçok sorunu çözer.
Kusuru hep başkalarında arayan insan, kıskanç olur, iftiracı, dedikoducu olur ve dostsuz kalır. En önemlisi de mutsuz olur.
Gül, dikeniyle güldür. Dikensiz gül olmaz.
Dostluk, gönülden sevmekle olur. Dostluk muhabbet ister, sevgi ister, fedakarlık ister.
Dost, kestiği zaman elmanın çürük tarafını sana vermiyorsa, gerçekten seni seviyor demektir. Muhtaç olduğun zaman sana “hayır” “yok” demiyorsa işte o senin dostundur. Ufak tefek hataları pek o kadar önemli değildir. Çünkü kusursuzluk yüce Allah’a mahsustur.