KURTULUŞ KAPISI DUA

Çağımız problemlerle dolu. İnsanlık kurtuluş yolu arıyor. Bulamayan bunalıma düşüyor.

İnsan hayatında zikir, şükür, dua ve ibadet olmayınca maddi problemler çekilmez hale geliyor. O zaman kurtuluş boş vermişlikte veya intiharda aranıyor. İçine düşülen bunalım, insanı zararlı hale getiriyor, vahşileştiriyor.

İnanan insan hamd ediyor, şükrediyor, dua ediyor ve rahatlıyor. Duayı elden bırakmayan yalnız kalmıyor.

Rabbim kullarını sıkıntılarla imtihan ediyor. Bakalım ne yapacak diye. Peygamberler hep duaya sarılmış, sıkıntılardan onunla kurtulmuştur. Allah’ın sevgili kulları dua ile derecelerini yükseltmiştir. Dua ile rahatlamışlar, umduklarına dua ile kavuşmuşlardır. Sevdiklerine hep dua ile destek olmuşlardır.

Dua nedir?

– Dua, Cenab-ı Allah’tan istemektir. O’na yalvarmaktır. O’na yaklaşma yoludur.

– Dua, Allah’ın gazabından rahmetine sığınmaktır.

            – Dua, Allah’ın kapısını çalmak, Allah’a iltica etmektir.

            – Dua, halimizi Allah’a arz etmektir.

            – Sıkıntılar dua ile aşılır. Üzüntülerden dua ile kurtuluruz. İnsanın derecesi dua ile yükselir.

            – Dua, ibadettir, Allah’a kulluktur.

            – Dua, belâ ateşini söndürür.

            İbadetlerin kabulü için duaya ihtiyaç vardır.

            Bugüne kadar herkes yaptığı duanın karşılığını almıştır. Cenab-ı Allah: ‘‘Kulum bana dua etti mi, ben onunla olurum’’ diyor.

            Kur’an’da: ‘‘Bana dua edin size karşılık vereyim.’’ (Mü’minun:60)

            – ‘‘Duasız olmasaydı Allah nazarında hiçbir değerimiz olmazdı.’’(Furkan:77) buyruluyor.

            Cenab-ı Allah kendisine dua edilmesinden hoşlanır. Ve dua edeni sever. Her yapılan duaya da cevap verir.

            Dua Emirdir:

            Kur’an’da: ‘‘Yalvararak gizlice dua edin. Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Azabından korkarak, rahmetini umarak Allah’a dua edin.’’ (A’raf:55-56) diye emrediliyor.

            Peygamberimiz (as): ‘‘Rabbimiz seher vakti: ‘‘Yok mu dua eden duasını kabul edeyim. Yok mu benden affını isteyen onu af edeyim’’ buyurur. (B.Hadis Külliyatı: 5/9226) diyor.

            Dua emirdir. Kula dua etmek vaciptir.

            Dua İbadettir. İbadetin Özüdür:

            Peygamberimiz (as):

            – ‘‘Dua ibadettir.’’ (R.Salihın:1494) diyor.

            Kutsi hadiste de: ‘‘Bana dua edin ki, size icabet edeyim. Bana dua etmeyi gururlarına yediremeyenler var ya onlar alçalmış ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir.’’ (Hadis Ans:2/464) buyruluyor.

            Allah ve Resûlü dua etmemizi istiyor. Çünkü ibadetlerin kabulü için dua gerekir. Allah’ın hidayeti için dua edilir. Duaların kabulü içinde dua edilir.

            Dua belâ ateşini söndürür:

            Peygamber (as) bize şöyle tavsiye etmiştir:

  • ‘‘Belaya dua ile karşı koyun.’’
  • ‘‘Dalga dalga gelen belâ ve musibetlere karşı Allah’a dua edin.’’
  • ‘‘Duanın gelen ve gelecek olan belâya faydası vardır.’’ (Ramuz el-Ehadis: 97/10)
  • ‘‘Dua, belâyı karşılar.’’ (Age: 207/10)

Daralan, sıkışan, zulme uğrayan dua etmeli Rabbine sığınmalıdır. ‘‘Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minez-zâlimîn’’ Yunus (as)’ın bu duasını yapmalıdır.

Hiçbir dua karşılıksız kalmaz. Kimse dua ettim duam kabul olmadı diyemez. Dua vardır, ibadet olur. Dua vardır, sevap kazandırır. Dua vardır, kaza belâyı önler. Dua vardır, günaha kefaret olur.

Kur’an’da: ‘‘Dua sıkıntıyı giderir’’ buyrulur. (Neml:62)

‘‘Dua etmeyen, hayırdan mahrum olur’’ denmiştir.

Dua mü’minin silahıdır.

Peygamber (as): ‘‘Dua, mü’minin silahıdır.’’ Buyurmuştur.

Bir kutsi hadiste: ‘‘Kulum bana dua edince onunla beraber olurum.’’ buyrulur. Dua eden, şerlilerin şerrinden, düşmanın şerrinden, şeytanın şerrinden korunur.

Cenab-ı Allah kendisine sığınanı korur emanete hıyanet etmez. ‘‘Onun gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum’’ buyuruyor.

Büyüklerimiz istiaze (sığınma) duasını şöyle yapmışlardır: ‘‘Eûzübillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.’’ Bu sığınma duasıdır.

Ayrıca Fatiha, Ayet’el kursi, İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okuyarak da Cenab-ı Allah’a sığınabiliriz.

            Peygamber (as) dua eden için üç faydasını görür:

  • Ya günahları af olur,
  • Ya hayrı artar,
  • Yada sevap kazanır. (Ramuz el-Ehadis: 104/8) demiştir. Dua eden kim olursa olsun. Karşılığını mutlaka alır.

Dua Şifa kaynağıdır.

Dua eden herkes maddi mânevi mutlaka faydasını görür.

Dua, kulun ihtiyacıdır. Dua eden, rahatlar, huzur duyar.

Dua kalbin cilasıdır. Dua kalbe sükûnet sağlar, kalbin kararmasını önler. Ümit ve kudret sağlar.

Dua eden Allah’ın korumasındadır. Onu melekler korur.

Tedavide herkes duaya sarılır. Dua edilir, dua istenir. Yalnız bazılarının yaptığı gibi her önüne gelene: ‘‘sen şu kadar şunu oku, sen şöyle şöyle de’’ denmez. Önce lâyık olmak esastır. Maneviyatı zayıf olan uygular, zayıf olan maneviyat tamamen gider. Dua, Allah’la kul arasındadır. Allah’a kapıları kapatmış, Allah’ın terk ettiği kulun duası kabul olmaz.

Selçuklularda, Osmanlılarda müzikle, dua ile hikaye, masal anlatmakla tedavi yoluna gidilmiş, akıl hastaları bile sakinleştirilmiştir.

Bugünde moral gücünün kazanılması ve ayakta durulabilmesi için duaya ihtiyaç vardır. Stresin ilâcı duadır. Dua insanı rahatlatır. İnsana huzur verir.

Dua eden manevi yardım görür. Zaferlerimiz, silah ordusunun yanında, dua ordusunun da yardımı ile kazanılmıştır.

M. Gandi: ‘‘Dua ve ibadet olmasaydı çıldırırdım.’’ demiştir.

Bir hasta için dua, psikolojik bir destektir. Dua eden ve dua edilen hasta daha dirençli hale gelir. Doktorların ömür biçtiği nice hasta, şaşırtıcı şekilde uzun yıllar yaşamıştır. Çünkü şifa Allah’tandır.

İnsan hayatında duanın önemi büyüktür. Dua almak da önemlidir. İnsanın başkaları için yaptığı duanın önemi daha büyüktür. Onun için dua da bencillik olmaz. Dua, umumi olursa, daha güzel olur. Mü’minin mü’mine yaptığı duayı Allah red etmez.

Bedduadan kaçınmak gerekir:

Beddua, belâ istemektir. Kötülüğün gelmesini istemektir.

Kötülük isteyen, kötülük bulur. Bedduanın geri dönüşü olur.

Peygamber (as):

– ‘‘Kendi aleyhininize, evlatlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyin.’’ (R.Salihın:1526)

– ‘‘Kendiniz için hayır dileyiniz. Zira melekler dualara ‘amin’ der.’’ (Hadis Ans:5/525)

– ‘‘Kim kendine zulmedene beddua ederse, ondan intikamını dünyada almış olur.’’ (Age:5/529) demiştir.

Duanın kabul olduğu bir zamana rastlarsa, istenilen kötülük gerçekleşir.

Konuşurken bakın şu hataları yapıyoruz: Kör olayım. Allah belâmı versin. Allah cezamı versin. Kafir olayım. Çocuklarımın ölüsünü göreyim. Çocuklarımın ölüsünü öpeyim. Gavurun çocuğu… gibi.

Kur’an’da: ‘‘Rabbim, bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver bizi cehennem ateşinden koru’’ (Bakara:201) buyrularak nasıl dua edeceğimize örnektir.

Halk diline yerleşmiş bazı faydasız sözler vardır. Allah belânı versin. Lânet olsun ve sövmek veya küfürle itham gibi. Eğer karşı taraf buna lâyık değilse, söylenilen geri döner.

Bir baba Hanbeli mezhebinin kurucusu olan Ahmet bin Hanbel’e:

– Oğlum kötü bir insan oldu. herkese kötü davranıyor, bana isyan ediyor’’ diye şikayet eder.

            Ahmet bin Hanbel:

            – Sen oğluna hiç beddua ettin mi? diye sorar.

            Baba:

            – Elbette ettim. Her kötü davranışında bastım bedduayı!’’ der.

            Ahmet bin Hanbel:

            – Oğlunu sen kötü etmişsin’’ cevabını verir. Bunun için bilhassa ana babanın bedduasını almamak ve evladı için beddua etmemek gerekir.

Kime dua edilir?

İnsan önce kendisi için dua etmeli, Duasının kabulü için dua etmelidir.

Aile fertleri için hayır dua etmelidir. Hayırlı nesil istemeli, onların hayırlı insan olmaları için duaları ile desteklemelidir.

Daha sonrada umuma dua etmelidir. Bir hadiste ‘‘Mü’min mü’mine yaptığı dua red olmaz’’ buyrulmuştur. (Hadis Ans:11/136)

– Ölmüşler için dua edilmelidir. Kur’an’da: ‘‘Rabbim bizi, bizden önceki iman eden kardeşlerimizi affet’’ (Haşr:10)

İnançsız insan için dua edilmez, affı dilenmez. Ancak: ‘‘Ya Rabbi! bu adama hidayet et. Islah et diye Allah’tan hidayet dilenir.

Allah’ın kullarına hayırlı insan, hayır dua eder. Hayırsız olanda beddua eder.

            Kimin duası kabul olur?

            Duayı yapan kişinin hayat tarzı, yiyip içmesi, iş hayatındaki davranışları çok önemlidir. Helâl yiyip içenin, doğru dürüst davrananın, Cenab-ı Allah’a kulluk görevlerini yapanın duaları kabul olur. Yani kul Allah’ı terk etmezse, Allah da onu terk etmez.

            Kendini küçük büyük günahlardan alıkoyanın Allah duasını red etmez.

            Allah’ı sevenin duası red olunmaz. ‘‘Sen Allah’ı seversen Allah seni sevmez mi?

Peygamberimiz, duası red olunmayanları şöyle sıralamıştır:

– ‘‘Üç kişinin duası kabul olur:

            1- Adil yöneticinin,

            2- Zulme uğrayanın,

            3- İftar vakti oruçlunun.’’

X                     X                     X

            – ‘‘Dört dua red olmaz:

            1- Evine dönünceye kadar hacının duası,

            2- Evine dönünceye kadar gazinin duası,

            3- İyileşinceye kadar şükreden, sabreden hastanın duası,

            4- Kardeşin, kardeşi için ardından yaptığı dua.’’ (Ramuz el-Ehadis:68/9)

X                     X                     X

            – ‘‘Dört dua red olmaz:

            1- Allah yolunda saf bağlandığı zaman,

            2- Yağmur yağarken,

            3- Namaz dan önce ve sonra,

            4- Kâbe ilk görüldüğü an.’’ (Ebu Davut Dâvât:553)

X                     X                     X

            – ‘‘Üç kişinin duası red olmaz:

            1- Allah’ı çok zikredenin,

            2- Mazlumun,

            3- Adil yöneticinin.’’

X                     X                     X

            – ‘‘Üç kişinin duası kabul olur:

            1- Mazlumun,

            2- Misafirin,

            3- Ana babanın evladına duası.’’ (Tirmizi, Birr:7)

            Hayırlı evlat hayırlı dualarla yetişir. Her hayırlı sonuç hayır dua ile elde edilir.

            Kimin duası kabul olmaz?

            İbrahim peygamberin babası Âzer için yaptığı dua, Nuh’un inanmayan oğlu için duası, Lût’un hanımı için duası peygamberimizin amcası Ebu Talib için duası kabul olmamıştır.

            İnançsız olan için dua kabul olmaz.

            Duası kabul olmayanları peygamberimiz şöyle haber vermiştir:

– Üç kişi dua eder, duası kabul olmaz.

            1- Ahlaksız kadını nikahı altında tutanın,

            2- Alacağı vereceği için şahit tutmayanın,

            3- Ahlaksız birine malını verenin.’’ (Ramuz el-Ehadis:266/8)

X                     X                     X

            – ‘‘İyiliği emredip kötülükten men etmezseniz Allah size azabını gönderir. Dua ederseniz de duanız kabul olmaz.’’ (Age:459/7)

X                     X                     X

            – Haram yiyenin, haramdan giyinenin,

            – Duasının kabul olacağına inanmayanın,

            – Allah’a isyan halinde olanın,

            – Ahlaksızın,

            – Zalimin zulmüne devam ettikçe yaptığı duası kabul olmaz.

            Hz. Ali (ra): ‘‘Allah’ın darlık ve sıkıntı anında imdadına yetişmesini isteyen kimse, bolluk ve rahat anında çok dua etsin.’’ (Taç:5/110) demiştir.

– Kötülüklerin arttığı bir toplum Allah’ın rahmetinden mahrum olur. Duaları kabul olmaz.

Peygamberimiz der ki:

            – Öyle bir zaman gelecek ki: Onların yüzleri insan yüzü, kalpleri şeytan kalbidir. Onlar:

            – Kan dökücüdür.

            – Çirkin hareketler yaparlar.

            – Biri onlara güvense, ihanet ederler.

            – Onların çocukları ahlaksız, gençleri arsızdır.

            – Yaşlılar iyiliği emretmez, kötülüğü men etmez.

            – Aralarında sünnet, bid’at, bid’at sünnet gibidir.

            – İdareciler yanlış yapar. Bu durumda Allah onlara kötüleri musallat eder. İyileri dua eder fakat duaları kabul olmaz.’’ (Ramuz el-Ehadis:502/11)

            Duanın kabulünün şartları vardır:

            Dua fiili dua ile kavli dua birleşirse, o zaman kabul olur. yani yapılan duanın hayata taşınması lâzımdır. Sadece el, dudak hareketi değil gönlünde işin içine girmesi gerekir.

            İbrahim Ethem Hz.lerine Irak halkı: ‘‘İbadetten zevk almıyoruz. Duamız kabul olmuyor neden? diye soruyor. O da cevap veriyor.

  • Allah’a inandık diyorsunuz. O’na itaat etmiyorsunuz.
  • Peygamberi seviyoruz diyorsunuz sünnetine uymuyorsunuz.
  • Başkaları ile uğraşıyor, kendinizi unutuyorsunuz.
  • Ölülerinizi gömüyorsunuz ibret almıyorsunuz.
  • Allah’ın nimetlerini yiyorsunuz, şükretmiyorsunuz.
  • Kur’an okuyor, O’na uymuyorsunuz.
  • Şeytanın düşman olduğunu biliyorsunuz, ona uymakta sakınca görmüyorsunuz.
  • Cennete gitmek istiyorsunuz. Cennetlik iş yapmıyorsunuz.
  • Cehenneme gitmek istemiyorsunuz, cehennemlik işlerden vazgeçmiyorsunuz.
  • Ölüm hak diyorsunuz. Ölüm ötesine hazırlanmıyorsunuz. Nasıl duanız kabul olsun? cevabını veriyor.

Dua için zaman iyi seçilmelidir.

  • Abdestli olunmalıdır.
  • Allah’a hamd, Resûlüne salavat getirilmelidir.
  • İstenilen açık, net bilerek istenmelidir.
  • Riya, kaş, göz hareketlerinden kaçınılmalıdır.
  • Kıbleye dönülmelidir.
  • Bağırıp çağırılmamalıdır.

Kur’an’da şöyle uyarılar vardır:

  • Rabbine yalvararak, gizlice dua edin. Allah haddi aşanları sevmez. (A’raf:55)

Bağırıp çağıran birine peygamberimiz: Sen sağıra mı sesleniyorsun? demiştir. (R.Salihin:983)

Taşkınlık, bağırıp çağırmak, sesli ağlamak duanın adabına uymaz.

  • Allah Resûlü, Salih kimseler vesile kılınmalıdır.
  • Devamlı olmalıdır.
  • Bedduadan kaçınılmalıdır. Bedduaya ‘‘Amin’’ denmemelidir.
  • Farz ve nafile namazlardan sonra yapılmalıdır.
  • Duanın kabul edileceği ümit edilmelidir.
  • Dua için illâ metin aranmamalıdır.
  • Dua seher vaktinde, ezanla kamet arasında, secdede, Cuma günü yapılırsa, red olmayacağı umulur. Kabe’yi ilk görünce, oruçlu iken, hasta iken, ismi azam, Esmaül Hüsna okunduktan sonra duanın önünde engel kalmaz.

Duaya nasıl başlanır?

  • Duadan önce helâl lokma,
  • Bir miktar sadaka,
  • Günahlara pişmanlık, günahları terk,
  • Allah’a hamd, Resûlüne Selâm, Salavattan sonra Cenab-ı Allah’a yalvarılır.
  • Kul hakkı varsa, helallik alınır.
  • Akıl, kalp başka şeylerle uğraşmamalıdır.
  • Duada başkaları unutulmamalıdır.
  • Yaşantımız isteklerimize uygun olmalıdır.
  • Duada olmayacak, ön hazırlığını yapmadığımız şey istenmemelidir.
  • Sadece sıkışınca dua edilmemelidir.
  • Şartlı dua olmaz.
  • Bedduadan kaçınılmalıdır.
  • Duada acele edilmez. İstenilenin üç defa tekrarı sünnettir.
  • Dua eden ne istediği bilmelidir. İstediğini yalnız Allah’tan istemelidir. Türbeler dua yeri değildir.

Kur’an’dan dua örnekleri:

Rabbimiz bize nasıl dua etmemiz gerektiğini bildirmek için dua ayetlerini indirmiştir. Bunlardan örnek olarak birkaç örnek verelim:

            – ‘‘Ya Rabbi, bize zevcelerimizden ve çocuklarımızdan gözlerimizin nuru, mü’minler olacak iyi kimseler ihsan et.’’ (Furkan:74)

            – ‘‘Allah’ım, beni namaza devam edenlerden kıl. Zürriyetimden de namaza devam edecek kimseler yarat. Ey Rabbim, beni, anamı, babamı ve bütün mü’minleri bağışla.’’ (İbrahim:40-41)

– ‘‘Ey Rabbim, bizi yalnız sana boyun eğen Müslümanlar yap. Ve soyumuzdan yalnız sana boyun eğenler yarat.’’ (Bakara:128)

– ‘‘Rabbim, kafirleri başımıza musallat ederek bizleri imtihan etme. Günahlarımızı bağışla ‘‘(Mümtehine:5)

– ‘‘Rabbimiz, bizi, bizden önceki iman edenleri mağfiret et.’’ (Haşr:10)

– ‘‘Ey Rabbimiz bize dünyada iyilik ver. Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru’’ (Bakara:201)

– ‘‘Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek, bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz. Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği işler yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et! (Bakara:286)

– ‘‘Ey Rabbimiz! İman ettik bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru.’’(Al-i İmran:16)

– ‘‘Rabbim! canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat.’’ (Yusuf:101)

– ‘‘Rabbimiz, ancak sana kulluk eder. Yalnız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ihsanda bulunduğun kimselerin yoluna; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.’’ (Fatiha:5-7)

– ‘‘Habibim deki: Yarattığı şeylerin şerrinden. Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım.’’ (Felâk)

– ‘‘Deki: İnsanların kalplerine vesvese veren (insan Allah’ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanlarının şerrinden, insanların rabbine, insanların hakimine, insanların ilâhına sığınırım.’’ (Nâs)

Bazı peygamberlerin örnek duaları:

Adem (as): ‘‘Ey Rabbim, biz nefsimize zulmettik. Eğersen bize mağfiret etmezsen, acımazsan, şüphe yok ki, hüsrana uğrayanlardan oluruz.’’ (A’raf:23)

Musa (as): ‘‘Rabbim, senden gelecek her türlü hayra muhtacım.’’ (Kasas:24)

Nuh (as): ‘‘Rabbim, beni yalanlayanlara karşı yardım et.’’ (Mü’minun:26)

Zekeriya (as): ‘‘Rabbim, beni yalnız bırakma.’’ (Enbiya:89)

Eyyup (as): ‘‘Rabbim, yaralarıma merhamet et.’’ (Enbiya:83)

İbrahim (as): ‘‘Rabbim, beni namaza devam edenlerden eyle. Rabbim, hesap günü beni, anamı, babamı ve bütün mü’minleri bağışla.’’ (İbrahim:40-41)

Süleyman (as): Ya Rabbi, verdiğin nimetlere şükretmemi ve razı olacağın ameller yapmamı nasip et. Beni salih kullarının arasına kat.’’ (Neml:19)

            Peygamberimiz (as)’ın dualarından örnekler:

            – ‘‘Allah’ım, beni affet, doğru yola ulaştır. Bana afiyet ver. Helalinden beni rızıklandır.’’ (R.Salihın:1498)

            – ‘‘Allah’ım, fena huylardan ve fena amellerden, nefsimin arzularından sana sığınırım.’’ (Age:1511)

            – ‘‘Allah’ım, gözümün, kulağımın, dilimin, kalbimin ve fercimin şerrinden sana sığınırım.’’ (Age:1512)

            – ‘‘Allah’ım, kabir azabından, cehennem azabından, deccal fitnesinden hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım.’’ (Hadis Ans:17/3840)

            – ‘‘Allah’ım, üzüntüden, kederden, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borçtan, düşmanın galip gelmesinden, yaşlılık hastalığından sana sığınırım.’’ (Nesei, İstiaze:8/257)

            – ‘‘Allah’ım, verdiğin nimetin yok olmasından, sağlığımın bozulmasından, gazabından sana sığınırım.’’ (Müslim, Zikir:9)

            – ‘‘Allah’ım, ateşe sebep olacak fitneden, cehennem azabından, zenginliğin ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım.’’ (R.Salihın:1510)

            – ‘‘Allah’ım, aklımın gitmesinden ve kötü arkadaştan sana sığınırım.’’ (Age:1513)

            – ‘‘Allah’ım, faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymayan nefisten, ayrılıktan, kötü ahlaktan sana sığınırım.’’ (Nesai Dua:263)

            – ‘‘Allah’ım, beni güzel yarattığın gibi ahlakımı da güzelleştir.’’ (Müsned:1/403) gibi dua yapmıştır.

            Ebu Ümame (ra):

– ‘‘Peygamber (as) bir çok dua okudu. Biz onları aklımız da tutamadık. Dedik ki:

– Ya Rasûlallah! Biz yaptığın dualardan hiçbirini aklımızda tutamadık.’’ Bize dedi ki:

– O duaların hepsini içine alan duayı size öğreteyim mi? Şöyle deyiniz buyurdu ve:

– ‘‘Allah’ım, Muhammed (as)’ın senden istediği hayırları bizde isteriz. Nelerden sana sığındıysa, bizde onlardan sığınırız.’’ (Tirmizî Deavât:3521) deyiniz.

Yaptığımız yapacağımız amellerimiz bizim borcumuzdur. Belki amellerimiz bizi kurtarmayacak. Belki yaptığımız dualar ve aldığımız hayır dualar bizi kurtaracak. Bize ‘‘Allah razı olsun’’ demelerden Allah razı olacak, belki bizi onlar kurtaracak öyle ise hayır dua edelim, hayır dua almaya çalışalım.

Sohbetimizi Mârûf Kerhî’nin duası ile bitirelim:

– ‘‘Allah’ım, Muhammed ümmetinin halini ıslah eyle.

     Allah’ım, Muhammed ümmetinin sıkıntılarını gider.

     Allah’ım, Muhammed ümmetine merhamed et.

(Ma’ruf  Kerhi diyor ki kim bu duayı yaparsa o kimse Allah dostları arasına yazılır.)

Rabbim yaptığımız, yapacağımız dualarımızı kabul etsin.

Amellerimizi boşa çıkarmasın.

Allah’a emanet olun.

…………………………

………………..

……….

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir