KUR’AN’A SAYGI VE GÖREVLERİMİZ
Osman Gazi, odada Kur’an olduğu için ayağını uzatıp yatmamış, Kur’an’a saygısından o gece uyumadığı için Allah ona ve onun nesline uzun ömürlü imparatorluk nasip etti.
Daha sonra Kur’anları depolarda çürütenleri, kese kağıdı yapanları da küçültmüştür. Bir daha iktidar nasip etmemiştir.
Müslüman önce Kur’an’a saygı göstermelidir. Onu öğrenmeli, emir yasaklarına uymalı, Kur’an ahlakı ile ahlaklanmalıdır.
Kur’an’a saygı demek, altın yaldızlı Kuran alıp bir torba içinde duvara asmak değildir. Saygı, Kuran’ı okumak ona değer vermek ve ahkâmına uymakla olur.
Kur’an, abdestsiz ellenmez, cünüp okunmaz. Okunduğu zaman saygı ile dinlenir. Ezberleyip unutmak günahtır. Zorlukla okuyana iki sevap vardır. Yanlış okuyanın yanlışını melekler düzeltir.
Ben yanlış okuyorum, diye Kur’an terk edilmez.
Kur’an okumasını bilmeyen, öğrenmelidir. Evladının da öğrenmesini sağlamalıdır.
Kur’an yere konmaz. Üzerine başka bir şey konmaz. Kısacası Kur’an, Cenab-ı Allah’ın bize emanetidir. Emanete ihanet edilmemelidir. O bize Allah’tan gelen bir mektuptur. Okuyup gereğini yapmak vazifemizdir.
Kur’an bir şifa kaynağıdır. Rahatsızlığımdan bahsetmiştim. Bir meczup bana “Kur’an’ı az mı okuyorsun” diye sordu.