KUR’AN-I KERİME GÖRE CENNETLİKLER KİMLERDİR
Kur’an, hak edip, cennetle mükafatlandırılacak olanlardan şöyle bahseder:
- “İşte ahiret yurdu! Biz onu yer yüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu
arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir. (Kasas.83)
- “İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele!” (Bakara:25)
- “İman edip,yararlı iş yapanlara gelince, onlar cennetliktir.Onlar orada devamlı kalırlar.” (Bakara:82)
- “Takva sahipleri için, Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür.” (Al-i imran:15)
“Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah tarafından bir ikram olarak
altlarından ırmaklar akan, ebedi olarak kalacakları cennetler vardır. İyiler için Allah katındaki nimetler daha hayırlıdır.(Al-i imran:198)
- “Kim Allah’a Peygamber’e itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennete koyacaktır.” (Nisa:13)
- “Güzel davrananlara daha güzel karşılık, birde fazlası vardır.Cennet ehlidirler…” (Yunus:26)
- “İnanıp, güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir.” (Hud:23)
- “Allah’ın azabından korkup, rahmetine sığınıp takva sahipleri, cennetlerde ve pınar başların da olacaklardır.” (Hıcır:45)
- “Tevbe eden,iman eden ve iyi davranışta bulunanlar, hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete gireceklerdir.” (Meryem 60-61)
- “İşte onlara sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.” (Furkan:75)
- “Cennetlikler: “Bize verdiği sözde sadık olan ve bizi istediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna varis kılan Allah’a hamd olsun. İyi amelde bulunanların mükafatı ne güzelmiş!” derler. (Zümer:74)
- “Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mü,min olarak faydalı bir iş yaparsa, işte onlar, cennete girecekler; orada hesapsız rızık verilecektir.” (Mü’min:40)
- “Ey ayetlerimize inanan ve Müslüman olan kullarım! bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de. Siz ve eşleriniz ağırlanmış olarak cennete giriniz.” (Zuhruf:68-70)
- “Rabbimiz Allah’tır’’deyip sonrada dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedi kalacaklardır.” (Ahkaf:13-14)
- “İşte size vaad edilen cennet ki o, Allah’a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman’dan korkan ve Allah’a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur. Oraya selametle girin. İşte bu, ebedi yaşamanın başladığı gündür. Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.” (Kaf:32-35)
- “Allah’a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar.” (Zariyat:15)
“Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimselere iki cennet vardır.” (Rahman: 46)
- Kitap sağ tarafından verilen: “Alın kitabımı okuyun. Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum” der. Artık o meyveleri sarkmış yüce bir cennette, hoşnut kalacağı bir hayat içindedir.” (Hakka:19-23)
- “O gün bir takım yüzler vardır ki; mutludurlar. Dünyadaki çabalarından hoşnut olmuşlardır. Yüce bir cennettedirler. Orada boş bir söz işitmezler. (Gaşiye:8-11)
- “Cennetlikler, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula,yetime ve esire yedirirler. (İnsan:8)
a) Cennet ehlinin Cehennem ehliyle konuşmaları şöyle anlatılıyor:
- “Şüphesiz günahkarlar, dünyada iman edenlere gülerlerdi, onlarla kaş göz hareketiyle alay ederlerdi. Bundan da keyiflenirlerdi. Mü’minler için; “Bunlar sapıtmış” derlerdi. Ahirette de iman edenler, Kafirlere gülerler. Kafirlere yaptıklarınızın cezasını buldunuz mu? derler.” (Mutaffifin:29-36)
- “Cennettekiler günahkarlara: “Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?” diye sorarlar. Onlar;
- “Biz namaz kılanlardan değildik” derler. İlave ederler: “Yoksulu doyurmuyorduk, batıla dalıyorduk, ceza gününü yalan sayıyorduk, sonunda da ölüm geldi çattı” derler. (Müddessir:40-47)
- “Cennet ehli cehennem ehline: “Biz Rabbimizin bize vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?” diye seslenirler. “Evet deler ve aralarından bir çağırıcı, Allahın laneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.’’(A’raf:44)
- “Cehennem ehli,cennet ehline: “Suyunuzdan veya Allah’ın size verdiği rızıktan birazda bize verin!” diye seslenirler. Onlarda: “Allah bunları kafirlere haram kılmıştır” derler. (A’raf:50) “O kafirler ki, dinlerini eğlence ve oyun edinirlerdi, dünya hayatı onları aldatmıştı…” (A’raf:51)
- “İki arkadaştan biri, kıyamet günü arkadaşını arar, bulur” Bana, sende ahirette dirilmeye inananlardan mısın? Biz toprak olduktan sonra diriltilip cezalandırılacak mıyız? Diyordun der ve arkadaşını cehennemin ortasında görür ona: “yemin ederim ki, sen az daha benide helak edecektin. Rabbimin hidayeti olmasaydı şimdi bende cehenneme girenlerden olurdum,” der. (Saffat:50-59)
“Yüzler var ki; o gün ışıl ışıl parlayacak, Rablerine bakacaklar, onu
görecekler.Yüzlerde vardır li; o gün somurtacaktır.” (Kıyame:22-24)
- “Ayetlerimiz okunduğu zaman “Eskilerin masalları” diyenin işlediği günah yüzünden kalbi kararmıştır. Onlar kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum kalırlar.” (Mutaffifin:13-15)
-Allah mü’minlerden, mallarını ve canlarını cennet karşılığında satın almıştır.’’ (Tevbe:111)
Bazı ayetlerde geçen cennetlik kimseleri sizlere aktarmaya çalıştık. Rabbim hepinizi cennetlik kullarından etsin inşallah.Anlatacağım şu olaya dikkat edelim:
Papanın biri Yıldırım Beyazıt’a sorar:
- “Cennettekilerin tuvalet ihtiyacı duymayacağına nasıl inanabiliyorsunuz? Yıldırım: – “Cennette insanlar yiyip içtiği halde tuvalet ihtiyacını duymayacaklar.Tıpkı ana karnındaki çocuk gibi. Çocuk tuvalet yapacak olsa ana hemen ölür.
Papaz tekrar sorar:
- “Cennetteki Tuba ağacının dallarının herkese uzanıp meyve vereceğine inanıyorsunuz, bu nasıl olur? Yıldırım:
- “Güneş ışığının her yere, herkese ulaştığı gibi. Güneş her yeri herkesi aydınlatır, ısıtır, neden olmasın” der.
Papaz susunca, Beyazıt bir soru ben sorabilir miyim?” der.
- “Cennetin kapısında ne yazılıdır? Papazlar:
- “Uzun uzun düşündükten sonra bilemiyoruz” der. Ama tahmin ediyoruz:
“Eşhedüenlailahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü va Rasulüh” derler.
Beyazıt oradakilere;
- “Gelin hep beraber söyleyelim” der. Hep beraber “Eşhedüenlailahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü vaRasulüh” derler.
Gelin, gönülden bizde söyleyelim ki; cennetin kapısından girelim, söylüyor muyuz?
“Eşhedüenlailahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve Rasulüh”
Şu olayı da iyi değerlendirelim:
Peygamberimiz (sav) dünyaya geldiğinde Ebulehebin hizmetlisi sevbiye ona doğum müjdesini vermişti. Ebuleheb de sırf ırkcı düşünce ile sevbiyeyi azad etmişti.
Ölümden sonra Ebulehebi rüyada gördüler. Sordular:
- Ne haldesin,nasılsın? – Cehennemdeyim, azab görüyorum. Yalnız pazartesi geceleri azabım biraz hafifliyor. Parmaklarımın arasını emiyorum. Çünkü su çıkıyor, onu emiyorum. Sebebi de sevbiye müjde vermişti, sevinmiştim, onu azad etmiştim de ondan” cevabını vermiştir.
Bakın Hz. Peygamber için bir anlık sevinç pazartesi geceleri azabı hafifletiyor.
Vezir, Şairi zehirletir.Şair zehirlendiğini anlayınca sofradan kalkıp giderken, vezir:
-Nereye?diye sorar. Şair:
- “Gönderdiğin yere” der.Vezir:
- “Babama selam söyle” deyince, şair,
- “Cehenneme gitmiyorum’’cevabını verir.
Cennet de cehennem de dünyada kazanılır. Yapılan işler, insanı ya cennete ya cehenneme götürecektir.
Allah:
- “Kafirler için hazırlanmış,yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden sakının.”
(Bakara:24)
- “Kimsenin kimseye fayda vermediği günden sakının.” (Bakara:123)
- “Ahireti verip dünya hayatını satın alanların azabı hafiflemeyecektir.” (Bakara:86) buyuruyor ve uyarıyor.
Cennete güzel amellerle gidilir.
Diğer peygamberlerin bile nefsi nefsi deyip, kendini düşündüğü kıyamet gününde, Allah’ın izniyle, Hz.Peygamberin şefaatiyle gidilir. Şefaat etme hakkı peygamberimize aittir.
Salih kullar, belki insanın hidayetine vesile olabilir, ama şefaat edemezler.Onlarda, Hz.Peygamberin şefaatine muhtaçtır.
Kur’an’ın bildirdiğine göre: “Allah’ın razı olduğu kimseden başkasına şefaat yoktur.’’
(Enbiya:28). “Allah’ın izni olmadan kimse şefaat edemez.” (Bakara:255)
Hz.Peygamber kızına, “Peygamber kızıyım diye güvenme” demiştir. Hz. İbrahim babasını, Lut eşini, Nuh oğlunu kurtaramamıştır.
Tasarruf yetkisi, sadece Allah’a aittir.
İbrahim(as), ateşe atılınca Cebrail’in yardımını bekleseydi,ateş onu yakardı, denmiştir.Yusuf (as), zindan da arkadaşından yardım bekledi; daha uzun süre hapiste yattı. Kutsi Hadiste: “Allah’tan başkasından yardım isteyene kıyamet günü: “Git o seni kurtarsın” denilecektir. “O sana versin” denilecektir buyrulur.
Falan bize yardım etti işimiz oldu demek ve sıkıntı anında yetiş ey falan demek yanlıştır.
Kurtuluş, hidayet Allah’a aittir. İltica sadece Allah’a olur. Şeyh, son anda imanlı gitmeye yardımcı olamaz. Hz.Peygamber amcası EbuTalip’i dua etti, yıkadı gene kurtaramadı.
Kurtuluş imana, amellere ve son nefese bağlıdır.
Ayrıca: “Bize Kur’an yeter” demek bile yanlıştır. İslam’da kaynak dörttür. Hal böyleyken, Bir “Allah dostunun kitabı bize yeter.” demek şahısları Peygamberin önüne geçirmek, insanın helakına sebep olur. Allah korusun, Allah sonumuzu hayreylesin.
Bir hadiste: “Cennete gitmek isteyen çokca namaz kılsın” buyrulur.
Kur’an da şöyle bildiriliyor: “Cehennemdekilere sorulur: Sizi buraya getiren nedir? Onlar: “Biz namaz kılanlardan değildik” derler.
İnanmadan, ibadet etmeden cennet yoktur.
c) Bu konudaki bazı ayetlere göz atalım:
İman etmeyenler için Allah şöyle buyurur: “O kimseler ki; ahirette kendilerine ateşten başka bir şey yoktur. Yaptıkları ameller boşa gitmiştir. Zaten bütün yapmış oldukları şeyler boştur.’’ (Hud:16)
- “Onların hayır diye bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Ve onlar ebedi olarak ateşte kalıcıdırlar.” (Tevbe:17)
“Onlardan ölen hiçbir kimse üzerine namaz kılma, Kabri başında durma (cenazesine katılma, kabrini ziyaret etme) Çünkü onlar, Allah’ı ve Resülünü tanımadılar. Kafir olarak can verdiler.” (Tevbe:84)
- “O inançsız kimselerin dünyadaki yaptığı çalışmalar,boşuna gitmiştir. Halbuki güzel iş yaptıklarını sanırlar. İyi diye, hayır diye yaptıkları bütün ameller boşa çıkmıştır. (Kehf:104105)
Bu ayetlere göre iman etmeyenin ahirette alacağı bir mükafat yoktur. O mükafatını dünyada almıştır.
Ayrıca Bakara Suresinin 111. ayetinde: “Yahudiler: “Cennete ancak Yahudi olanlar girer.” Hıristiyanlar da: “Cennete ancak Hıristiyan olanlar girer.” dediler. “Bu onların kuruntularıdır.” buyrulmuştur.
İnsanın yaptığı iyi işlere mükafat verilebilmesi için, o kişinin önce inanmış olması sonrada itikadının? düzgün olması lazımdır. Şirk koşarak, bid’at işleyerek Müslüman kalınmaz.
Nisa suresinin 48.ayetinde: “Allah şirki (küfrü, bozuk imanı) asla afetmez” buyrulmuştur.
Tevbe suresinin 113.ayetinde: “İnanmayana mağfiret dilemek, Müslüman’a yakışmaz.” buyrularak Müslüman uyarılmıştır.
Tevbe suresinin 80.ayetinde de Peygambere inanmayanın bağışlanmayacağı bildirilmiştir.
İnanmayan bir kimsenin şehit olmadığı gibi, inanmayan cennete giremez, cennet nimetlerinden istifade edemez.
Allah’ın 99 isminden biri olan Rahman: iyi olsun, kötü olsun, mü’min olsun, kafir olsun ayrım yapmadan dünyada nimetini herkese veren, Rahim ise ahirette nimetlerini sadece mü’minlere veren Allah demektir.
Dünya ahiretin tarlasıdır. Cennete girmek için ilk şart imandır. Ondan sonra da ameldir. Bunlar olmadan cennete girilmez.
Bir hadiste şöyle bildirilir:
– “Cennet size ayakkabınızın bağından daha yakındır.Cehennem de öyledir.” (Buhari,
Rihak:29)
Resul-i Ekrem (sa) buyurdular:
„‘Ey ümmet ve ashabım!Siz bana altı şeye riayet edeceğinize söz veriniz,bende size cenneti tekeffül edeyim,cennetlik olacağınıza dair size söz vereyim.
1.Konuştuğunuz zaman doğru söyleyiniz.
2.Vaadettiğiniz zaman va’dinizi yerine getiriniz.
3.Size bir şey emanet edilirse onu yerine eda ediniz.
4.Cinsi uzuvlarınızı zinadan koruyunuz.
5.Gözlerinizi harama yumunuz.
6.Ellerinizi haramdan çekiniz, harama yaklaştırmayınız.
Enes b.Malik radıyallahu anh’den: Resulullah (sa) buyurdular:
-Şimdi size cennetliklerden bir adam çıkagelecektir. Bir de baktık ki; Ensar’dan, abdest suyu sakalından damlayan ve ayakkabılarını sol eline almış bir adam çıka geldi. Ertesi günü olunca Resulü Ekrem(as) yine evvelki gibi söyledi.Bu adam gene birincide olduğu gibi çıkageldi.Üçüncü günü Resulü Ekrem (sa) Efendimiz aynı sözü tekrar etti.Yine aynı adam ilk hali gibi çıkageldi. Resulü Ekrem (sa) kalkınca Abdullah bin Amr o adamı takip etti ve dedi
ki;
-Ben babamla münakaşa ettim. Üç gün onun yanına girmeyeceğime yemin ettim.Eğer sen beni bu zaman zarfında yanına alıkoymayı munafık görürsen öyle yap.
Adam;
-Olur, dedi,
-Üç geceyi onunla bir arada geçirdik. Fakat gece kalkdığını görmedim.Ancak sabah namazına kadar uyandıkça Allahü Teala’yı zikretdi ve tekbir getirdi. Abdullah dedi ki;
- Onun hayırdan başka bir şey söylediğini işitmedim. Üç gün geçince sanki onun amelini küçük görür gibi dedim ki;
- Ey Allah’ın kulu,babam ile benim aramda bir ayrılık ve ihtilaf vakı’ değildir. Fakat Rasulü Ekrem (sa)’in senin için üç kere (Şimdi size cennetliklerden bir adam çıkagelecektir) dediğini işittim.. Üç defasında da sen çıkageldin. Amelini anlamak için senin yanında kalmak istedim. Böylece sana uymak istedim.Fakat büyük bir amel işlediğini görmedim. Seni Rasulü Ekrem (sa) Efendimizin söylediği mertebeye ulaştıran nedir? dedim.
Dedi ki;
Şu gördüğünden başkası değildir.
Ben dönünce bana seslendi ve dedi ki:
-Ancak ben Müslümanlardan hiçbir kimseye kalbimde bir hile ve kin tutmam ve Allah’ın verdiği herhangi bir hayırdan dolayı hiçbir kimseye asla hased etmem. Bunun üzerine Abdullah:
-İşte seni bu dereceye ulaştıran budur, dedi.
İnsanı cennete götürecek amelin riyadan uzak, sırf Allah rızası için yapılmış ve devamlı olması gerekir.
d) Cehennemdekiler neler yiyecekler?
Günahkarların nasıl azab göreceği de Duhan suresi 43-50. ayetlerde söyle anlatılır: – “Ahirette zakkum ağacı günahkarların yemeğidir. O, karınlarda maden eriği gibi, suyun kaynaması gibi kaynar. Allah: “Tutun onu cehennemin ortasına atın. Başına kaynar su dökün der. Zebanilerde onu tutup cehenneme atarlar,başına kaynar su dökerler.’’
- “Ahirette günahkarlar, kanlı irinden başka bir şey yemeyeceklerdir.’’(Hakka:36-37)
- “Cehennemdekiler kaynar su ve irin tadarlar.” (Nebe:27) Kıyamet günü Allah kulun kötü amellerini önüne koyup soracak.
- “Beğendin mi?” Kul:
- “Hayır!” diyecek
- “Senin beğenmediğini ben nasıl beğeneyim” Allah kimseye zulmetmez.
Kim faydalı amel işlerse kendi lehinedir kimde kötülük işlerse kendi aleyhinedir.
Rabbin kullarına zulmedici değildir.” (Fussılat:46)
“De ki; Dileyen iman etsin, dileyen küfretsin.” (kehf:29)
“Başınıza gelen müsibetler ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır.” (Şura:30)
Yunus: 44 de: “Allah kimseye zulmetmez insanlar kendi kendilerine zulmederler.” buyrularak.
Cehennemdekilerin kan, irin, kızgın su ve zakkum gibi şeyler yemelerinin bir hak etme olduğu belirtilmiştir.
- “Elbette zakkum ağacından yiyeceksiniz.” (Vakıa:52)
- “Azgınlar cehennem de çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik yada susuzluk gideren bir içecek tatmazlar. Ancak dünyada yaptıklarına uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.” (Nebe:23-26)