KUR’AN-I KERİM

Kur’an, Cenab-ı Allah tarafından insanlara indirilmiş son kitaptır. Dini öğrenmek, yaşamak için birinci kaynaktır. Kur’an, Müslümanlara dünya ve ahret saadetini tattırmak için indirilmiştir. 

Her Müslüman’ın Kur’an’ı öğrenmesi, okuması ve hayatına taşıması şarttır. 

Müslüman’ın Kur’an’ı öğrenmeyi ihmal etmemesi gerekir. Yeryüzünde Kur’an’ı ihmal eden, okumasını bilmeyen tek millet zannederim Müslüman Türk milletidir. 

Altın yaldızlı Kur’an alıp, torbaya koyup duvara asan, O’nunla övündüğü halde okumayanların sayısı az değildir.  

Kur’an’ı okumasını öğrenip unutanlar az değildir. Kur’an’ı okumasını bilip okumayanlar, Kur’an’la amel etmeyenler, çocuklarına Kur’an’ı öğretmeyenler, Kur’an kurslarına karşı çıkanlar Müslüman olduklarını söyleyen kimselerdir. 

Başkalarına Kur’an öğretmek; en az öğrenmek kadar sevaplı bir iştir. Peygamber (as): “En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir,” buyurmuştur. (R.Salihin:339) 

Bir hadiste de: “Kalbinde Kur’an’dan bir şey olmayan kimse harap bir ev gibidir,” demiştir. (Tirmizi:5/3079)

Demek ki, Kur’an öğrenmeyi savsaklamak büyük hatadır.      

*              *              *

        Kur’an’ı unutanların mahşer günü cüzamlı olarak dirilecekleri haber verilmiştir. Bir hadiste şöyle buyruluyor: 

    “Kur’an okumasını bilen, onu terk eder veya okumayı unutursa, kıyamet günü cüzamlı olarak Allah’ın huzuruna çıkacaktır.” (Ebu Davut Vitrin:21)

Dikkatli olmak gerekir. Kur’an’daki: “Ey Rabbim, kavmim Kur’an’ı terk etti.” (Furkan: 30) şikâyeti bizi içine almamalıdır.

Gerçekten Kur’an’a gönül verseydik, Kur’an bize huzur verecekti. Kur’an’dan uzaklaştıkça huzursuzluklar artmaktadır. 

Hz. Ömer Müslüman olmadan: “Eşeğim Müslüman olsa ben Müslüman olmam” diyordu. Okuduğu Kur’an sayfaları onun gönlünü fethetti, Müslüman oldu, kurtuldu.

Kur’an; hakkı batıldan ayıran ve gönüllere huzur veren bir kitaptır. Kur’an’ı eline alanı Kur’an yüceltir. Arkasına alanı da alçaltır.

*              *              *

        Tefsir ve tercüme okumamak, okunmasına karşı çıkmak, Kur’an’ı anlamaktan mahrum olmaktır.  

        Kur’an ayetlerinin gerçek anlamının verilemeyeceği gerekçe gösterilerek, Kur’an tefsiri ve tercümesine karşı çıkanlar oluyor. 

        Bazıları da Kur’an okuyana: “Ne anladın?” diyerek Kur’an’dan soğutuyor. Bu iki hareket misyoner oyunudur.

        Okunmayacak, anlaşılmayacaksa Kur’an niçin inmiştir? Nasıl anlaşılıp yaşanacaktır? İslam’ı araştıran nasıl bilgi edinecektir?

        Hıristiyanlar çeşitli dillere çevirdikleri incili sağıra, köre kadar herkese sunuyor. 

        Allah Kur’an’da: “Biz sana Kur’an’ı indirdik ki insanlara ne indirildiğini açıklayasın,” diyor. (Nahl:44)

  • “Anlaşılması için Kur’an’ı kolay kıldık.” (Kamer:17) buyuruyor.

Kur’an’ın başka dillere çevrilmesi, Müslüman olanların sayısını arttırmaktadır. 

Bütün mezhepler Kur’an’ın tefsir ve tercümesini caiz görür.

  • *              *

        Kur’an’ı Arapça okumanın faydasının olmadığını söyleyenler oluyor.  

        Kur’an Arapça inmiştir. Arapça; ibadet dilidir, cennet dilidir. 

        Kur’an okunduğu zaman dinleyenler üzerinde büyük etki yapmakta, okuyana huzur vermekte, Kur’an bilmeyen yabancıyı bile etkilemekte ve Müslüman olmasına neden olmaktadır. 

        Kur’an’ın lafzı da manası da şifadır. 

        Kur’an hatmi yapmak, Peygamberimizin önemli bir sünnetidir. 

        Okuyan anlasa da anlamasa da Kur’an’ın faydası çoktur, sevabı boldur. 

  • *              *

“Kur’an yanlış okunursa, günah olur” diyerek moral bozanlar oluyor. 

        Kur’an’ı yeni öğrenenler bu sözlere bakıp Kur’an’ı yanlış okursam günah olur diyerek, Kur’an’ı terk etmektedir. 

        Peygamberimiz: “Yanlış okuyanın yanlışını melekler düzeltir. Zorla kekeleyerek okuyana iki kat sevap vardır,” buyurmuştur. (Ramuz el-Ehadis:57/13)

  • *              *

Kur’an’ı gazel okur gibi okuyanlar oluyor.  

Kur’an; anlaşılmayacak şekilde hızlı okunmaz. Okurken duraklara, secde ayetlerine dikkat edilmelidir. 

Bağırıp çağırarak şov yapanlar oluyor. 

Allah: “Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku” diye emrediyor. (Müzzemmil:4)

Kur’an teganni yaparak, haddinden fazla uzatılarak okunmamalı, huşu içinde okunmalıdır.

  • *              *

        Kur’an okumayı önemsememekle Müslüman çok şey kaybetmiş olur.  

        Allah: “Kur’an’dan yüz çevirenin geçimi dar olur.” (Taha:124)

  • “Kur’an’a sımsıkı sarılanların mükâfatını zayi etmeyiz.” (A’raf:170)

Kur’an okumak Allah’la konuşmaktır. 

Kur’an’ı okumanın sevabını Peygamberimiz şöyle ifade eder: “Kur’an okuyana her harfi için on sevap verilir.” (R.Salihin: 1003)

  • “Kur’an okuyunuz çünkü kıyamet gününde Kur’an; okuyana şefaatçi olacaktır.” (Müslim Misafirin:252)
  • “Evlerinizde çok Kur’an okuyun, Kur’an okunmayan evde hayır az, şer çok olur, ev içindekileri sıkar.” (Ramuz el-Ehadis:80/10)
  • “Bir evde Kur’an okununca melekler hazır olur, şeytan çekilir.” (Age:196/3)
  • “Kim Kur’an’ı önüne alırsa, Kur’an onu cennete götürür. Kim de arkasına alırsa, oda onu cehenneme götürür.” (Age:227/9)

Kur’an’daki faziletli sureleri şöyle sıralayabiliriz: Fatiha suresi, İhlâs suresi, Felâk-Nâs sureleri, Mülk suresi, Bakara suresinin son iki ayeti, Yasin suresi, Ayete’l Kürsi.

Kur’an okumaktan maksat, onunla amel etmektir. Faiz ayeti okunur, faiz yenirse, tesettür ayeti okunur, örtünülmezse bu nasıl okumak olur.

Allah uyarıyor: “Mü’minler, Allah’ın ayetleri hatırlatıldığı zaman sağır ve kör gibi davranmazlar ve ilgisiz kalmazlar.” (Furkan:73)

  • *              *

        Kur’an’daki secde ayetlerini okuyup veya duyup secde yapmamak vacibin terki olur.         Kur’an’da 14 yerde secde ayeti vardır. Secdeyi üç sebepten dolayı yaparız. Secde et emrini yerine getiririz. Peygamberin secde ettiği bildirilir, biz de secde ederiz. Kâfirlerin secde etmediği bildirilir, biz secde ederiz. Buna tilavet secdesi denir. 

  • *              *

        Kur’an’ı herkes elleyemez ve her zaman okuyamaz. Abdestsiz, âdetli, nifaslı kimselerin Kur’an okuyabileceğini söyleyenler oluyor.

        Allah Kur’an’da: “O’na ancak temizlenenler dokunabilir.” (Vakıa:79) buyurur. Buna göre:

  • Abdesti olmayan Kur’an’a dokunamaz.
  • Cünüp olan dokunamaz, okuyamaz, bakamaz.
  • Hayızlı, nifaslı dokunamaz, bakamaz, okuyamaz ancak dua ayetlerini okuyabilir ve dinleyebilir.
    • *              *

        Kur’an ücret karşılığı okunmaz ve öğretilmez. Böyle yapan sevap değil günah kazanır.

        Ücretle okutulan Yasin ve hatmin pek faydası olmaz. Kur’an okumasını bilmeyen üç İhlâs, bir Fatiha okur ve bağışlar.

        Kur’an kursu öğretmeninin aldığı maaş helaldir. Kur’an öğretiminin sonunda hesapta olmayan hediye de ikram sayılır.

        Cenab-ı Allah Kur’an’da: “Ayetlerimizi az bir karşılık ile satmayın.” (Bakara:41) “Az bir karşılık ile ayetlerimizi değiştirenlerin yiyip de karınlarına doldurdukları ateşten başka bir şey değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz. Onları temize çıkarmaz. Onlar için can yakıcı bir azap vardır.” (Bakara:174) diyor. 

  • *              *

Kendisine vahiy geldiğini iddia eden, Nebilik, Resullük iddiasında bulunan sapıklar olabiliyor. Şeytanın bile şaşırdığı sözler söyleyebiliyorlar.

        Vahiy Peygambere gelir. İslam Peygamberinin vefatı ile vahiy kesilmiştir. İddia sahiplerine gelenler şeytanın fısıldamalarıdır. 

        Saff:7, En’am:93, Bakara:79. Ayetler böylelerini yalanlar.

        Böyle bir iddiada bulunmak iddia sahibini ve ona inananı küfre götürür. 

  • *              *

        Kur’an’a şifre kitabı diyenler oluyor.

        Kur’an’da şifre yoktur. Peygamber (as) O’nu bize açıklamıştır. Hadisler Kur’an’ın açıklamasıdır. 

        Kur’an’ı anlaşılmaz, herkesin anlayamayacağı, ulaşılmaz bir kitap gibi gösterme gayretleri oluyor.

  • *              *

        Kur’an yemin kitabı değildir. “Kur’an’a el basar mısın? Kur’an üzerine yemin et,” deniliyor.  

        Kur’an yemin kitabı olmadığı gibi, dünyalık iş ve çıkarlara alet edilmez. 

        Bazıları Kur’an’ın arkasına sığınarak yalanını ve kötülüklerini gizlemeye çalışıyor. 

        Kur’an’a el basarak, “Kur’an’a inanmamış olayım” diyerek yemin edilmez. 

        Hz. Peygamber: “Kim Kur’an’dan bir sure üzerine yemin ederse, ona her ayet için bir kefaret lazım gelir. İster doğru, ister yalan söylesin.” (Ramuz:417/10) buyuruyor. 

  • *              *

        Eşya üzerine, elbiseye, yastık, yatak kılıflarına seccadeye, rozete, yüzüğe, tespihe, kaplara ayet, besmele, Allah, Muhammed yazıldığı oluyor. Bu son derece yanlıştır. Böyle bir eşya kullanılmaz. Onunla yatılmaz, tuvalete girilmez. 

  • *              *

Kur’an’ın muhatabı Araplardır, bize inmemiştir,” diyenler oluyor.

        Peygamber (as) herhangi bir millete, topluluğa gelmemiştir. O son Peygamber olarak bütün insanlığa gelmiştir. Kur’an’da bütün insanlığa hitap eder. Zaman zaman “Ey insanlar!” der. 

        Kur’an’ın Arapça inmesi, Araplara indiği anlamına gelmez. Emirler yasaklar herkes içindir.   

  • *              *

        Kur’an’a başka bir sözün karıştığı iddiası kafa karıştırmak içindir.  

        Kur’an Allah kelamıdır. O’na başka söz karışmamıştır. Allah Kur’an’da şöyle diyor:

  • “Kur’an, kâhin sözü değildir.” (Hakka:42)
  • “Kur’an, şeytan sözü değildir.” (Tekvir:25)
  • “Kur’an, âlemlerin rabbi Allah tarafından indirilmiştir.” (Hakka:43)

Böyle iddialar İslam, Kur’an düşmanlığındandır.

  • *              *

        “O, o zamandı, aradan 1400 yıl geçti, Kur’an’ın hükmü kalmamıştır” diyebiliyorlar.

        Kur’an çağlar üstü bir kitaptır. İlmin, medeniyetin gelişmesi ile hükmü geçmez. Son yıllarda bazı Müslüman olan yabancılar: “Kur’an’la hayat buldum”, “Kur’an’la dirildim” itiraflarında bulunmuşlardır. 

        Kur’an son kitaptır. Hükmü kıyamete kadar geçerlidir. Kur’an’în hükmü zamana, mekâna ve şartlara göre değişmez. Kur’an’da:

  • “Allah’ın kelamını değiştirecek kimse yoktur.” (En’am:34-115) diye bildirilir. İnsanlık her zaman Kur’an’a muhtaçtır. Kur’an’da her devirde insanlığın ihtiyacına cevap verebilecek niteliktedir.
    • *              *

        Kur’an ve mealini hediye ettiğim bir komşum; “Evim ara katta, üst katta insanlar var” diyerek almak istemedi.

        Evler ayrı bölümlerdir. Kur’an ara katlara giremeyecek, oradan oraya taşınamayacak olsa, Kur’an’ı nasıl öğreneceğiz? Kur’an’daki mesajları nasıl öğreneceğiz?

Kur’an’a saygı bu değildir. Bazı yıkıcı sözlere saf insanımız kanıveriyor. Peygamber (as) şöyle buyurur:

  • “Evlerinizde Kur’an okuyun, Kur’an okunmayan evde hayır az, şer çok olur ve ev içindekileri sıkar.” (Ramuz el-Ehadis:80/10)
  • “Kur’an şefaatçidir. Şefaati makbuldür. Kendisine uymayanlara ise hasım olarak karşısına çıkacaktır. Kim ki Kur’an’ı önüne alırsa, Kur’an onu cennete götürür. Kim ki arkasına alır, sırt çevirirse onu da cehenneme sürükler.” (Age:227/9)

Cenab-ı Allah Kur’an’â saygıyı şöyle emrediyor: 

  • “Kur’an okununca onu saygı ile dinleyin ve susun ki size rahmet edilsin.” (A’raf:204)
    • *              *

        Genel olarak Kur’an’a yapılan saygısızlıklar tepki görmüyor.

        Kur’an karşıtı olana Kur’an’ı anlatmak, tanıtmak her Müslümanın görevidir. Allah’ın hidayet etmediği kimseye de bir tavrımız olmamalıdır. Sessiz kalınır, bir tepki gösterilmezse, vebal altında kalınır. 

        Kur’an’a karşı olanlara Allah şöyle davranmamızı istiyor:

  • “Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar oradan uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma!” (En’am:68)
  • “Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, tövbe edip dönmedikleri müddetçe o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz.” (Nisa:140)
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir