Korkmayın dindar olsun, kindar olmasın
Bazılarının “Müslümanım” demekten çekindiği bir devirde yaşıyoruz “Müslüman deyiverirler” endişesi taşıyan oluyor. Bırakın korkuyu bırakın endişeyi Müslüman desinler. Çünkü halkın şehadeti çok önemlidir.
Bir insanın iyiliğinden bahsetmişler. Peygamber (as) vacip oldu ”demiş birinin de kötülüğünden bahsetmişler onun içinde vacip oldu” demiş.
-Ne vacip oldu dediklerinde
-Birine cennet, diğerine cehennem vacip oldu buyurmuşlar.
Biz Müslümansak çocuklarımızın Müslüman olarak yetişmesinden daha normal ne olabilir.
Ekim 2015’te gençlik ve sorunları çayıştayı yapılmıştı. Çayıştay sonunda Kur’an’ın gençlere öğretilmesi, gelecek nesillere Kur’an bilgisinin aktarılması kararı çıkmıştı. Ayrıca çalıştayda günümüzde imanlı gençlere ihtiyaç olduğuna dikkat çekilmişti. Çünkü imanlı nesilden ahlaksızlık olmaz; hainlik olmaz, terörist çıkmaz.
Kendi dini öğretilmeyen gençlerin meslek hayatımda ataist, satanist veya terörist olduklarını gördüm. Haç takanları gördüm.
Dindar ailelerin çocuklarını görüp, keşke bende böyle yetiştirseydim, benim evladımda böyle olsaydı deyip ağlayan velilerle karşılaştım.
İnanç insanı farklı kılar Kur’an insanı değiştirir. Peygamber sevgisi insanı merhametli, şefkatli olmasını sağlar.
Çocuğunu özel okullarda okutan, meslek sahibi yapan babaya “Biraz da yaz Kur’an kurslarına gönder” dedim. Kur’an’ı sonra öğrensin dedi. Bir ikindi namazından sonra onun cenazesiyle karşılaştım. Oğlu cenaze namazı kılınırken kenarda bekliyordu.
Hz. Ömer, Ebu Cehille aynı durumda idi. Kur’an onu değiştirdi. Kur’an’dan uzak kalanlar takımların büyüklüğünü tartışırken Kur’an da ki mesajları alan Allah’ın büyüklüğünü tanır.
Armut ağacından elma toplayan görülmemiştir. Dini öğretilmeyen çocuğun hayırlı insan olacağı beklenmemelidir.
Çocuklar küçük yaştan itibaren ibadete alıştırılmalıdır. Ailecek ibadetler yapılmalı Allah’ın emrettiği şeyler sevdirilmelidir. Ağaç yaşken eğilir. Kulluk bilinci küçük yaşta kazanılır. Erkek çocuklar küçük yaşta camiye götürülmeli, küçükken Kur’an öğretilmeli, Cuma günleri, kandil geceleri, bayram günleri, Ramazan ayı fırsat bilinmelidir. Dini duygular küçük yaşta kazandırılmazsa sonra yaşanmaz.
Yemede içmede yatıp kalkmada sünnetler öğretilmelidir. Ölçülü, düzenli yaşamak öğretilmelidir. Dinini itikadı düzgün kişilerden ve doğru kaynaklardan öğrenmesi sağlanmalıdır. Her gün evde okuma saati olmalıdır. Yoksa nasıl ateşten korunacaktır.
Çocuklara geçmiş kavimlerden bahsedilmeli, işledikleri günahlar yüzünden başlarına gelenler anlatılmalıdır. Zamanımızdaki yaramaz, ahlaksızların sevilmediği ona örnek olarak gösterilmelidir. İyi insanlar örnek gösterilmelidir. Kötülüklerden, kötü alışkanlıklardan korunmayı çocuklarımıza öğretmezsek onları kaybederiz.
Osman Gazioğlu Orhan Gazi’ye son ikazları şöyle olmuştur:
“Oğul, Allah buyruğundan başka iş işleme! Bilmediğini ehlinden sorup öğren!
Oğul, din işlerini her şeyden öne al! Alimlere hürmet et! Dini gayreti olmayanları ve sefih hayat yaşayanları devlet ve millet işlerine yaklaştırma! Zira yaratandan korkmayan yaratılanlara merhamet etmez”
Yakın zamana kadar bu millet dini gayreti olmayanlar tarafından yönetilmiştir. Kur’an yasak kitaptır, ezanlar susmuş, camiler ahır, meyhane yapılmış veya satılmıştır. Çeşmelerdeki besmeleler kazınmıştır. Allah demek, inşallah demek yasaktır.
Dini kitapların basımı, okunması yasaktır. Diyanet işleri başkan yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki Peygamberimizin hayatını anlatan bir kitap yazmış, Matbuat Genel Müdürlüğü’ne göndermiştir. Uzun süre cevap alamayınca ne durumda olduğunu sormuştur. Gençliği dindarlığa yönlendireceği gerekçesiyle basılmamış, Genel Müdür Nedim Tör şu cevabı vermiştir. Yıl 1943 “Dindar bir neslin yetişmesine taraftar değiliz”
Elhamdülillah bu millet cahiliye devrinden kurtulmuştur. 1950li yıllarda ezan aslına dönünce ezan okuyan ağlaya ağlaya ezanı uzun sürede okumuş, ezanı duyan halk caminin önüne toplanıp göz yaşları ile ezanı dinlemiştir.
Eğer bugün böyle bir ortamda din öğrenilmez ve öğretilmezse vebal ağırdır.