KIYAMETİN DEHŞETİ
Kıyametin dehşeti Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır:
- “Sur’a üfürüldüğünde o günün dehşetinden aralarında ne bir neseb bağı kalır, ne de birbirlerinin halini sorabilirler” (Mü’minun:101)
- “Sur’a üfürüldüğü gün, işte o gün zorlu bir gündür; kafirlere hiç kolay gelmez”
(Müddesir:8-10)
- “O gün gök çalkalanır, dağlar yürür” (Tür:9)
- “O gün dağlar parça parça olur, toz haline gelir” (Vakıa:6)
- “O gün gök erimiş bakıra döner” (Meariç:8)
- “Güneş dürülüp toplandığında, yıldızlar dürüldüğünde, dağlar yürütüldüğünde, gebe develer başıboş kaldığında, vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, denizler tutuştuğunda….”(Tekvir:1-6)
- “Sur’a üfürüldüğü gün, Allah’ın dediklerinden başka göklerde ve yerde olan herkes dehşetle korkar. Hepsi de boyunlarını bükerek O’nun huzuruna gelirler” (Neml:87)
- “Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Kıyamet gününün zelzelesi pek büyük bir şeydir! Onu gördüğünüz an, her bir emzikli kadın emzirdiğini unutur. Her bir hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün. Halbuki onlar sarhoş değillerdir. Lakin, Allah’ın azabı şiddetlidir.”(Hac:1-5)
- “Kıyamet günü ne zamanmış” derler. Gözler kamaştığı, ay tutulduğu, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman. İşte o gün insan, “kaçacak yer neresi” der. Hayır, sığınılacak hiçbir yer yoktur. O gün varılacak yer, ancak Rabbinin huzurudur. Yaptığı ve yapmayıp geri bıraktığı her şey o gün insana bildirilir.” (Kıyamet:6-13)
- “Ve sur üflenir. Onlar kabirlerinden kalkıp Rablerinin huzuruna koşarlar. “Eyvah bize!” derler. Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? İşte Rahman’ın vaadi bu. Meğer Peygamberler doğru söylemişler” İşte tek bir sestir ki, hepsi birden toplanıp huzurumuza getirilirler. O gün hiç kimseye haksızlık yapılmaz. Ancak işlediklerinizin karşılıklarını görürsünüz” (Yasin:51-54)
Bunlar bir çok ayetten birkaçıdır.
Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:
- “Zaman, şiddetten başka bir şeyi arttırmaz. İnsanlarda hasislik artar ve kıyamet de, şerlilerden başkası üzerine kopmaz.” (Ramuz:354/5)
Rabbim “gel bakalım” diyecek. Ne getirdin” diyecek. Verdiğim şeylerin ne kadarını benim için harcadın? Diyecek. Neler yaptın, neler yapmadın? Diyecek. İşte esas kıyamet budur.
Peygamber (AS)’a biri sorar:
- “Kıyamet ne zaman” diye sormuş. Peygamber (AS):
- “Sen kıyamet için ne hazırladın” diyerek, soruyu soru ile cevaplandırmıştır.
Biz kıyametin ne zaman kopacağını bir tarafa bırakarak, kıyametin her an kopabileceğini düşünerek “ Allah için ne yaptım, ne yapıyorum” düşüncesi ile yola çıkacak bir kimse gibi kıyamete hazır olmalıyız. Kabir azabına, sorgu-suale karşı verilecek cevap hazırlamalıyız.
Allah, hayatın sonunda pişman olanlardan etmesin inşallah.
Koskoca bir ömür yaşayıp ta, o ömür bize pişmanlık verecekse bu ne kötü bir akıbettir.
Bunca fırsat verilmişken, fırsatları değerlendirmemek, bu dünyadan bomboş gitmek, sonra da pişman olmak akıllıların işi değildir.