KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK?
Kıyametin ne zaman kopacağı, bugüne kadar zihinleri meşgul etmiştir. Bu konuda bazıları tarafından zaman tayin edilmiştir. Kıyamet ne zaman kopacak, kıyametin alametleri nelerdir? Konularında tartışmalar olmuştur.
Bize bu tartışmaların hiçbir faydası yoktur. Zihinler olmadık şeylerle meşgul edilmiş ve edilmektedir. Denilebilir ki, bu tür tartışmaların kaynağı bellidir. İnsanımızı özden koparmak isteyenlerdir. Kıyamete hazırlanma yerine, konuyu tartışma sahasına çekmektir.
Kıyametin ne zaman kopacağı, hep cevapsız kalmış sorulardan biridir.
Kur’an ayetleri ile kıyamet:
1-“İnsanların hesaba çekilecekleri gün yaklaştı. Hal böyle iken onlar gaflet içinde yüz çevirdiler” (Enbiya: 1)
2-“Onlar kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar. Şüphesiz onun alametleri belirtilmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar?” (Muhammet: 18)
3-“Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: ilmi ancak Rabbinin katındadır. O size ansızın gelecektir” (A’raf:187)
4-“Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. Kıyametin kopması ise, göz açıp kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir. Allah her şeye kadirdir.” (Nahl: 77)
5-“İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar. Deki: onun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır” (Ahzap: 63) 6-“Kıyametin saati yakındır. Ona inanmayanlar onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise, ondan korkarlar. Ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar, derin bir sapıklık içindedir” (Şura:17-18)
7-“Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü kendisine ait olan Allah ne yücedir. Kıyametin saatini bilmek de Allah’a mahsustur. Siz Ona döndürüleceksiniz” (Zuhruf:85)
8-“Doğru sözlü iseniz söyleyin, kıyametin kopacağı tehdidi hani, ne zaman gerçekleşecek derler. De ki: O bilgi ancak Allah’a mahsustur. Ben ise sadece bir uyarıcıyım” (Mülk:25-26)
9-“Kıyamet günü ne zamanmış diye sorarlar. İşte göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay bir araya getirildiği zaman. O gün insanlar kaçacak yer neresi diyecekler” (Kıyamet: 6-10)
10-“Sana kıyameti sorarlar. Gelip çatması ne zamandır? Derler. Onun ilmi Allah’a aittir. Sen ancak ondan korkanları uyarırsın” (Naziat: 42-45) 11-“O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır. O gün bir takım yüzler parlak, güleç ve sevinçlidir. Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kafirlerdir, günahkarlardır.”(Abese:34-42)
12-“Kıyametin vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır” (Lokman:34)
Bu ayetlerle Yüce Allah bize kıyametin bilgisini veriyor. Hal böyleyken kıyametin vaktini, şeklini, zamanını konuşmak ve tartışmak ne kadar yanlış olur.
Peygamberin dilinden kıyametin ne zaman kopacağına dair bu konudaki hadislere göz atalım:
– “Nefsimin yed-i kudretinde olana yemin ederim ki, kıyamet kopmaz;
- Hasislik artmadıkça,
- Fuhuş zahir olmadıkça,
- Emanete hıyanet edilmedikçe,
- Haine güvenilmedikçe,
- İnsanların eşrafı helak olmadıkça,
- İnsanların ayak takımı ortaya çıkmadıkça” (Ramuz’el Ehadis:459/1)
– “Nefsimin yed-i kudretinde olana kasem ederim ki, kıyamet kopmaz;
- İmanınızı öldürünceye,
- Kılıcınızı birbirinizle deneyinceye,
- Şerlileriniz dünyaya hakim oluncaya kadar.” (Ramuz:458/9)
- “Kıyamet kopmaz yeryüzünde Allah, Allah diyen kalmadıkça” (Ramuz:476/7)
- “Lut kavminin amelini mübarek saymaları sebebiyle gökten taş yağıp bir takım kavimlerin başları ezilmedikçe kıyamet kopmaz” (Ramuz:478/2)
- Kıyamet kopmaz;
- İlim kabzolunmadıkça,
- Zelzele çoğalmadıkça,
- Zamanda yakınlık olmadıkça,
- Fitneler zahir olmadıkça,
- Öldürme çoğalmadıkça,
- Mal artmadıkça,” (Ramuz:476/1)
- “Kıyamet kopmaz; ta ki bir adam, kabre uğrayıp “keşke şu kabir sahibinin yerinde ben olsaydım” demedikçe” (Ramuz:457/2)
- “Dünyanın en mutlu insanı, alçak oğlu alçak olmadıkça kıyamet kopmaz”
(B.H.Külliyatı: 5/360)
- “Kıyamet ancak insanların kötüleri üzerine kopar” (Age:360)
- “Fırat nehri altından bir dağı ortaya çıkarmadıkça kıyamet kopmaz. O zaman insanlar o altın için birbirlerini öldürecekler” (Age:360)
- “Kişi kabre uğrayıp üzerine abanarak: Keşke bu kabrin içinde ben olsaydım demedikçe kıyamet kopmaz. Bu sözü ona söyleten bela olacaktır” (Age:360)+(RS:987/1821)
- “İki büyük İslam cemaati çarpışmadıkça,”
- “30’a yakın yalancı peygamber çıkmadıkça,”
- “ Zelzeleler çoğalmadıkça,”
- “ Fitneler artmadıkça,”
- “ Mal çoğalmadıkça,”
- “Bina yarışı yapılıp binalarla övünülmedikçe kıyamet kopmaz” (Age:361)
- “İlim dinin dışına kaymadıkça,”
- “Erkeğin anasına asi, hanımına itaatkar davranmadıkça,”
- “Mescidlerde sesler yükselmedikçe,”
- “Fasıklar yönetimi eline almadıkça kıyamet kopmaz.”
- “Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri zuhur ettiği zaman, “
- “ İçki çokça içildiği zaman”
- “Geçmiş lanetlendiği zaman, kırmızı rüzgarı, zelzeleyi ve yere batmayı bekleyin” (Age: 5/362)
- “Ümmetimin sonunda yere batış, maymun ve domuza çevriliş, bir de taşlanma vukua gelecektir. Hz. Aişe:
“Ya Resullullah! İçimizde Salih insanlar bulunurken biz yine helek olacak mıyız? Deyince Allah Resulü Ona:
- “Evet zina çoğalınca” demiştir. (Age:5/364)
- “Ahir zamanda paralar bina ile zinaya verilecek” Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helalden mi, haramdan mı kazandığına aldırmayacak” (Buhari, Büyu:7)
Bu hadislerle Peygamber (AS) bize kıyametin ne zaman kopacağı hakkında bilgi vermiştir.
Daha kıyamet var diye sakın şeytan aldatmamalı, nefsimiz bizi oyalamamalıdır.
Kıyamet kopacak. ama ne zaman kopacağını Allah bilir.
Lokman:34: “Kıyametin vaktine dair bilgi Allah katındadır”
Necim: 57: “Kıyamet yaklaştıkça yaklaştı” buyrularak kıyametin gelmekte olduğu haber verilmiştir.
İnsanın ölümü gibi kıyametin ne zaman kopacağı, Allah tarafından gizli tutulmuştur. Sebebi de her an ölümü bekleyen nasıl tedbirli ve hazırlıklı olursa, kıyametin ne zaman kopacağını bilmeyen insanların da hazırlıklı olmaları için gizlenmiştir.
İnsanın kıyameti de ölümdür. İnsan ölünce kıyamet kopmuştur. Bu küçük kıyamettir. Büyük kıyamet ise, dünyanın sonudur. İnsan, kötü bir hayat yaşıyorsa kıyamet onun başında patlayacaktır. Kötü kimse ölünce “eyvah” diyecek, iyi kimseler ise hazırlıklı olarak yolculuğa çıkanlar gibi pişmanlık duyacaklar, Rablerine kavuşacaklardır.
Kıyametin ne zaman kopacağı konusunda fikirler, tahminler, iddialar hepsi yalandır. Tıpkı bugüne kadar fikir beyan edenler gibi. Cebrail Peygambere gelmiş:
- “Kıyamet ne zaman kopacak” diye sormuş. Peygamber (AS):
- “ Sorulan, sorandan daha fazla bilgiye sahip değildir” cevabını vermiştir. (Tecrid-i Sarih Tercümesi:1/59)
Ebu Hüreyra şöyle anlatır:
- “Bir bedevi peygambere: kıyamet ne zamandır? diye sordu. Peygamber konuşuyordu, sözünü bitirince:
- “Kıyameti soran kimdi?” dedi ve bu soruyu şöyle cevaplandırdı:
- “Emanet zayi edildiği zaman kıyameti bekle” dedi. Bedevi tekrar:
“Emanet nasıl zayi edilecek” diye sordu. Peygamber (AS) şöyle cevap verdi:
- “İş ehil olmayana verildiği zaman kıyamet yakındır”. (Buhari, İlim:2)
Zaman olmuş kıyamet inkar edilmiş, zaman olmuş kıyamet için tarihler verilmiş. Zaman olmuş var, yok tartışmaları yapılmıştır.
Bu konuda tartışmaya lüzum yoktur. Çünkü zihinler bulanıyor, kafalar karışıyor. Hazırlanma yerine tartışma veya kıyamet sohbetleri yapılıyor.
İslam’da cevapsız bırakılan konular ve sorular vardır. Kıyametin saati de gizlenmiş, bu konudaki sorular cevapsız kalmıştır.
Allah Resulü kıyamet alametlerini saymış, sıralamış, ama kıyamet ne zaman sorusuna cevap vermemiştir. Ölüm gizli tutulduğu gibi, kıyamet de gizli tutulmuştur.
Eğer bu iki şey açıklansaydı, hayatın, imtihanın, iyinin, kötünün ne kıymeti kalırdı, ayrıca akıllı ile ahmağın farkı nasıl anlaşılırdı?
Kıyametle ilgili bilgiler Kur’an’da şöyle geçer:
- “Onun bilgisi Allah’a aittir. O ansızın geliverir” (A’raf:187)
- “Kıyamet mutlaka gelecektir. Onun vaktini gizliyoruz ki, herkes neye çalışıyorsa onun karşılığını görsün” (Taha:15)
- “Kıyamet vaktine dair bilgi Allah katındadır. Kimse yarın ne kazanacağını bilmez, hiç kimse de nerede öleceğini bilmez.” (Lokman:34)
Hz. Enes (RA) rivayet etmiştir. Bazı bedeviler gelir, Resul-i Ekrem’e sorular sorarlardı. Bir gün yine bir bedevi gelmiş sormuştu:
- “Ya Resullullah! Kıyamet ne zaman kopacak? bu sırada namaz için kamet getirilmişti. Efendimiz de cevap vermeden namaza geçmişti. Namaz bittikten sonra Allah Resulü (SAS):
- “Kıyameti soran nerede” diye sordu. Arabi:
- “Benim ya Resullullah!” dedi. Efendimiz:
- “Kıyamet için ne hazırladın” diye ikinci sorusunu yöneltti. Bedevi:
“Fazla bir hazırlığım yok. Farz olanın dışında, ne fazla oruç tuttum, ne de fazla
namaz kıldım. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum.
Bu cevap üzerine Resul-i Ekrem şöyle buyurdu: “Kişi sevdiği ile beraberdir” Efendimizin bu sözü, bütün Müslümanları sevince boğdu. Enes (RA) diyor ki: “Müslümanların bu sözden sevindikleri kadar başka şeyden sevindiklerini görmedim” (Müsned 3, s.104, Buhari, T.Sarih 9/348, 12/156)
Bize düşen, bize haber verilen kıyamet alametlerini görüp, değerlendirip, ona göre yaşamak ve kıyamete hazırlanmaktır. Sorguya hazırlanmaktır. Cennete götürecek işler yapmaktır. Kıyamet için ne hazırladın? Sorusuna cevap vermektir.
Kıyamet yaklaştığı, ortalık bozulup ahlaksızlar ve ahlaksızlıklar çoğaldığı zaman elden bir şey gelmediği ve haber verilen sonuçlar olduğu için fazla telaşa gerek yoktur. Yapılacak şey kötülere yanaşmamak ve kötülüklere bulaşmamaktır. Yani kendisiyle beraber yakınlarını kurtarmaya çalışan kimse en doğrusunu yapıyor demektir.
Bu konuda Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor:
- “Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar veremez. (Maide:105)
Bir hadislerinde de Peygamber (AS) şöyle buyruyor:
- “Öyle bir zaman gelecek ki, mü’minin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!” Oradakiler:
- “ Niçin eriyecek ey Allah’ın Resulü?”
- “Kötülükleri görüp de onları değiştirmeye gücü yetmediği için” cevabını verir.
Eğer bir insan, kötülükler karşısında aldırış etmiyor ve üzülmüyorsa, imanını yeniden gözden geçirmeli ve Allah ve Resulü ile olan biatını yenilemelidir.
Bir hadislerinde de Peygamber (AS) beş şeye karşı ümmetini uyarıyor:
- “Bir zaman gelecek beş şeye düşkün olacaksınız. Ben o şeylere ulaşmanızdan Allah’a sığınırım” :
- Fuhuş yayılıp açıkça işlenildiğinde hastalıklar yayılır.
- Ölçü ve tartıyı eksik yapanlar, kıtlık ve geçim sıkıntısı aynı zamanda zulümle cezalandırılırlar.
- Zekatını vermeyenler kuraklıkla cezalandırılır. Allah hayvanlarına acımasa bir damla bile yağmur düşmez.
- Allah’ın emirlerini, Peygamberin sünnetini terk edenlere Allah, düşmanlarını musallat eder. Onlar da ellerindekileri alır.
- Yöneticileri Allah’ın indirdiğini bırakıp, işlerine geleni seçerse, Allah onların hesabını kendi aralarında görür.” (İbn-i Mace: Fiten:22)