KIRK BİRİNCİ GÜN
Euzubillahhimineşşeytanırracim
Bismillâhhirrahmânirrahim
GÜNLÜK PROGRAM
A- ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ
63- EL- HAYY: Diri olandır.
64-EL-VACİD: Kimseye muhtaç olmayandır.
B- GÜNÜN AYETİ VE HADİSİ:
- Ayet: “Başkalarına yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler,
şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah işlemişlerdir.” (Ahzab:58)
- Hadis: “Müslüman, elinden dilinden Müslümanların zarar görmediği
kimsedir.” ((R.Salihin: 1512)
İftira, büyük günahlardan, çok kötü bir iştir. İftira, bir insanın hakkına tecavüzdür. İnsanların iffet ve namusuna dil uzatmak, onları başkalarına kötü olarak tanıtmak ne kadar kötüdür. Bu insanlığa da Müslümanlığa da sığmaz.
İftira atacak olan kişi önce düşünmelidir. Biri bana bunu yapsa, iftira etse razı olur muyum? demelidir. bu güne kadar iftira atarak başkalarının canını yakanlar nice nice cezalara çarptırılmıştır çünkü günahın yansıması vardır. Geri dönüşü vardır. “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. (yavaş yavaş)” denmiştir.
İftira kolay atılır, ama çok zor temizlenir. Peygamberimiz “yedi büyük günahtan biri olarak namuslu kadına iftira etmek” demiştir.
İftira atanın tevbesi şöyle olur:
- Önce pişmanlık duyulur. İftiradan vazgeçilir ve tevbe edilir.
- İftirayı duyanlara gerçek anlatılır.
- İftira atılan öldüyse, onun için hayır yapılıp ruhuna bağışlanır. Onun için dua edilir.
Önemli bir husus da iftira edilmesine sebep olunmamalıdır. Şüphe uyandıracak şeylerden kaçınılmalıdır bazı konularda gevşeklik gösterilmemelidir.
Peygamberimiz hanımı ile giderken biri yan yan bakar. Peygamber onu çağırır: “Bu benim hanımım ” der.
Şüphe uyandıracak şekilde konuşan bir kadınla erkeğe Hz. Ömer kızar. Adam evli olduklarını söyleyince: ”Niye şüphe çekecek şekilde davranıyorsunuz” diyerek azarlar.
Demek ki iftiraya ortam hazırlanmamalıdır.
C- ÖZÜN SÖZÜ:
- – “Olgun insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapandır.” Doğru.
- –“El öpmekle dudak aşınmaz.” Yanlış. Şahsiyet aşınır.
D- BİR OLAY:
Papazın biri Kayseri Cafer bey mahallesindeki kiliseye atanır. Kayseri’ ye varır. Dolaşır, dolaşır bir türlü kiliseyi bulamaz. Sormaya da sıkılır.
Bakar ki sokakta çocuklar oynuyor. Onların yanına yaklaşır ve sorar.
- “Oğlum buralarda bir kilise olacaktı. Onu bulamıyorum,” der. Çocuk tarif eder. Papaz anlamaz. Oyunu bırakır birkaç sokak ötedeki kiliseye götürür.
Papaz ayrılırken çocuğa şöyle der:
- Evladım teşekkür ederim. Yarın gel de, sana cennetin yollarını göstereyim.
Çocuk bu lafı biraz içine sindiremez, papaza :
- “Amca sen kilisenin yolunu bilmiyorsun. Cennetin yolunu nasıl göstereceksin” der ve tebessüm ederek ayrılır.
Cennetin yolu kiliseden değil camiden geçer.
E- BİR DAVRANIŞ:
Camiye nasıl gidilir? Nasıl girilir ve nelere dikkat edilir?
Cami, Allah’ın evidir. Müslümanların Allah’ın huzuruna çıktıkları kutsal yerdir. Onun için camiye saygılı olunur.
Camiye temiz elbiselerle, temiz çoraplarla gidilir. Girerken sağ ayakla girilir. Sol ayakla çıkılır.
Caminin avlusu da camiye dahildir. Oraya pislik atılmaz, tükürülmez, sigara içilmez, oyun oynanmaz.
Soğan, sarımsak ve sigara kokusu ile camiye gidilmez. Başkalarına rahatsızlık verilmez.
Camide sessiz olunur, konuşulmaz.
Başkalarının omuzlarına basa basa ön saflara geçilmez. Çıkarken de namaz kılanların önünden geçilmez.
Camide uyuklanmaz, esnenmez.
Abdestsiz camiye girilmez. Çocuklar camiden kovulmaz.
Rahatsız olan, hasta olan camiye gitmez.
Camide Kur’an okunur, namaz kılınır, zikredilir, başka şeylerle meşgul olunmaz.
F- SAĞLIK İÇİN:
Dinimizin önem verdiği şeylerden biri de diş temizliğidir. Peygamberimiz her zaman dişlerini misvakla temizlemiştir. “sararmış diş ve kokmuş ağızla yanıma gelmeyin.” (Müsnet: 1/214) “ümmetime güçlük verecek olmasaydı her abdest aldıklarında misvak kullanmalarını emrederdim” buyurmuştur. (Buhari:
Cuma: 8)
Diş sağlığı, ağız kokusu ve diş etleri rahatsızlıklarının çaresi dişlerin fırçalanmasıdır. Değilse bir çok hastalıklara sebep olur.
Ağzı kokandan meleklerin bile rahatsız olacağı bildirilmiştir.
Günde en az iki defa dişlerin fırçalanması gerekir. Her gün bir miktar yemek sodası ağızda bekletilebilir. Eğer fırçalama fırsatı yoksa yemeklerden önce ve sonra ağız mutlaka çalkalanmalıdır.
Allah temizdir, temizlenenleri sever. Peygamberimiz: ”Abdest alırken ve yemeklerden sonra ağzını dişlerini temizleyen güzel iş yapmış olur” demiştir. (Ramuz:249/1)
G- DİN BİLGİSİ:
Başka dilde namaz olur mu?
Allah namazı emrederken Kur’an dili ile emretmiştir. Bütün dünyada ibadet ayni dilde yapılır.
Ezan, namaz vahiy yolu ile emredilmiştir. Yani Allah öyle istemiştir. Peygamberimiz de: ”Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz, siz de öyle namaz kılınız” buyurmuştur. (Buhari, ezan:18)
– “Kur’an –ı tane tane okuyun” diyor Allah.
Peygamberimiz de:”Kur’an dan okumadan namaz olmaz” diyor.
(Müslüm, Salat:11)
Bir hadislerinde de: “Fatiha okumayanın namazı kabul olmaz” demiştir.
(Buhari, salat:95)
İnsan kendi dilinde dua eder tevbe eder, Allah’ ı anar şükreder ama kendi dilinde namaz kılamaz.
Böyle istekler samimi değildir. alnı secdeye gelmeyen bu istek sahipleri,
“Haydi namaza gelin” diye ezan okunsa, sürelerin Türkçe anlamları ile namaz kıldırılsa bu adamlar namaza gelecekler midir? Veya şimdi evlerinde öylemi ibadet ediyorlar?
Bir de camilere ayakkabı ile girilmesi ve sıra konması fikri oluyor. Böyle yapılsa gene gelmezler, gene namaz kılmazlar. Bunlar iyi niyetle söylenmiş sözler değildir. camiyi kiliseye benzetme ve yozlaştırma, bozgunculuk için söylenmiş sözlerdir.
H- BİR DUA EDELİM:
Sağlık ve rızk için yapılacak dua:
-“Allahümmeğfirli verhamni vehdini ve afini verzükni.” (Allah’ım beni bağışla, bana merhamet et. Bana hidayet ver, bana sağlık ver, bana rızk ver.)
I- LAYESTEV’Yİ EZBERLEYELİM:
LAYESTEVİ TEKRAR
i- BUGÜN NELER ÖĞRENDİK?