KİMİNLE EVLİLİK?
Her insanla evlilik olmaz. Dünyanın en ahlâksız insanı bile oğlunu, kızını everirken; iyi olsun, ahlâklı olsun, namuslu olsun ister. “Kim olursa olsun, fark etmez” demez. Evlenecek olanlar da hep karşı tarafın iyi olmasını ister. Bazıları da vardır ki, herhangi bir şey alırken gösterdiği hassasiyeti, evlenirken, eş olarak alacağı kimse için göstermez.
Büyüklerimiz, uzun ömürlü ve mutlu aile yuvalarının kurulabilmesi için edep dairesinde kızlarına koca aramışlardır. Bazıları usulüne uygun teklif götürmüşlerdir. Veya dolaylı olarak aracı koymuşlardır. Bunda yadırganacak bir durum da yoktur. Çünkü; uygun olmayan biri ile evlenilmez, felâket olur.
Kur’an’da kimlerle evlenilemeyeceği açıkça bildirilmiştir.
-“İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Putperest erkeklere de kız vermeyin. Onlar cehenneme çağırır..:” (Bakara Sûresi : 221)
-Kocasından ayrılmış bir kadın 4 ay 10 gün beklemeden evlenemez. (Bakara Sûresi : 228+234)
-Her konuda adâleti yerine getiremeyen erkek, birden fazla kadınla evlenemez. (Nisâ
Sûresi : 3)
-“Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt kardeşleriniz, eşlerinizin anaları, üvey kızlarınız, oğullarınızın eşleri, iki kız kardeşi birden nikâh altında bulundurma, size haram kılındı.” (Nisâ Sûresi : 23)
-“Evli kadınlar size haramdır. Namuslu zina etmemiş olanlar size helâl kılındı.” (Nisâ
Sûresi : 24)
-“İffetli, gizli dostlar tutmamış kadınlarla evlenin” (Nisâ Sûresi : 25)
-“Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, ehli kitaptan olan iffetli kadınlarla namuslu olmaları zina etmemeleri şartı ile gizli dostlar edinmeyenlerle evlenin” (Mâida Sûresi : 5)
-İnanmış kadınlar kafirlere verilmeyecektir. İnanan inanmayana helâl olmaz…. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın…” (Mümtehıne Sûresi : 10)
-“Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden kadınlada ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu, mü’minlere haram kılınmıştır.” (Nur Sûresi : 3)
-Bir erkek zina ettiği kadının yakınları ile de evlenemez. Ayrıca şehvet duyduğu, şehvetle dokunup öptüğü bir kadının yakınları ile de evlenemez. -Hz. Peygamber (SAV) : “Nesepce haram olan süt yoluyla da haramdır” buyurmuştur. (Müslim, Radâ : 1)
-Süt, iki yıl içinde ister memeden ister kaptan emilmiş olsun fark etmez. Emme ile süt akrabalığı doğar. Süt annenin beyi süt baba olur, çocuklar da süt kardeş olur. İki yaşından sonra emme de süt akrabalığı olmaz.
Dinimizin emrine göre inançlı, ahlâklı kimselerle evlenilecektir.
Bir insan için dini hayat yaşamak, Allah’tan korkmak, günahtan, haramdan kaçınmak çok önemlidir. Hayırlı evlat için kadının temiz yaşaması, güzel giyinmesi, helâl lokma yemesi lâzımdır.
İnançsızlık, ahlâksızlık, imparatorlukları bile yıkmıştır. Bugün bir kadının kendi iffetini koruması için kuvvetli bir imana sahip olması lâzımdır.
Hz. Ömer (ra) Peygamber (SAV)’e sorar :
-Hangi maldan edineyim? Allah Rasûlü cevap verir :
-Her biriniz şükreden kalp, zikreden bir dil ve ahiret işinize yardımcı olacak mü’mine bir kadın edinin” (Prof. Dr. İ.Canan Hadis Ans. 17/189)
Bir hadislerinde de : “ Dünya caziptir. Allah onu başkalarınan alıp size verecek ve nasıl amel edeceğinize bakacak. Dikkatli olun. Dünyada saliha olmayan kadından sakının. Zira İsrailoğullarında ilk fitne kadından çıkmıştır. Kötü kadınlar içinde şöyle demiştir.
“Kadından daha zararlı bir şey bırakmadım” (Buhari Nikâh : 17) buyurarak kötü kadının verebileceği zararı hatırlatmıştır.
Daha isterken nasıl bir kız isteneceğini de şöyle bildirmiştir : “Kendinize denk olmayanlarla değil, denk olanlarla evlenin. Kendinize denk olanların kızlarını isteyin” buyurmuştur. (İ.Canan Hadis Ans : 17/209)
Denklik hangi konularda aranmalıdır?
-İnanç ve ahlakta.
-Nesep, güzellik, yaş, boy, ve ilimde
-Zenginlikte,
-İş ve meslekte,
-Sağlıklı olmakta.
Kız tarafınada Allah Rasûlü’nün bir uyarısı vardır:
“Dininden ve ahlâkından hoşnut olduğunuz biri sizden kız isterse, verin. Yoksa yeryüzünde fitne ve bozgun olur” der. Erkeklere de :”Kadınların hayırlısı ile evlenin” ikazında bulunmuştur.
Tesettürü, inancı ve ahlâk anlayışı şekilcilikten öteye gitmeyenlerle evlenilmemelidir. “Biz konuştuk şartlarımızı söyledik” deniliyor. Konuşmakla olmuyor. Sonradan olmuyor. Allah’a başta verdiği sözü tutmayan kula verdiği sözü tutar mı?
Hz. Ömer (ra) bazı müslümanların hıristiyan kadınlarla evliliğine razı olmamıştı. “Haram mı?” denilince: “Hayır, ama huylarından, eski alışkanlıklarından tamamen vazgeçememelerinden korkarım” demiştir.
Birgün Hz. Ömer (ra) sokaklarda dolaşırken duvarın ötesinden ses duyar : “Kızım süte su kattın mı?” Kız cevap verir :”Ömer ne dedi ana!”, “Ömer nereden bilecek?”
-“O bilmiyor, görmüyorsa, Allah’damı bilmeyecek, görmeyecek?”
Bu konuşmaları dinleyen Halife, camiye gelmiş, bu kızı anlatmış ve “Bu kızı alacak yok mu? demiştir. Kimse çıkmayınca oğlu Abdullah’la evermiş, bu evlilikten Ömer Bin Abdülaziz gibi bir mübarek insan dünyaya gelmiştir.
Eş seçerken en büyük tercih sebebi, Allah’tan korkan, helâl haramı gözeten insan olmalıdır.
Hz. Ömer (ra) zamanında kadı Şüreyh vardı. Bir genç kendisine, evlenmek istediğini, evleneceği kızda bazı şartlar aradığını ayrıca bu konuda kendisini irşad etmesi gerektiğini bildirir.
Kadı Şüreyh :
“Rasûlallah : “müslümanın evi cennettir” buyurmuştur. Bir evin cennet olabilmesi için kadının islâm terbiyesi alması gerekir” dedikten sonra başından geçen şu olayı anlatır :
-Gençliğimde bir kıza talip oldum. Kısa sürede evlendik. Fakat beni bir hüzün sardı. Bu kadın köylü idi. Üstelik tahsilide yoktu… Fakat eşim beni utandıran şu sözleri söyledi :
-“Efendi ben bir köylü ile, sen ise bilgili biriyle evlenmen gerekirdi. Böyle olmadı. Şu anda bana düşen seni mes’ut etmektir. Şimdi bana sevdiğin, sevmediğin, isteyip istemediğin kimseleri anlat”
Kadı Şüreyh :
-Benim ve senin tarafından dindar olmayanları istemem dedim.
Bir günde evime döndüğümde evimde bir yaşlı kadın gördüm, eşimin annesi olduğunu anlayınca hürmette kusur etmedim.
Kayınvalidem bana eşimden memnun olup olmadığını sordu.
Ben : -Allah razı olsun hoşuma gitmeyen bir şeyle karşılaşmadım. Bana ve Allah’a karşı kusur etmedi” dedim.
Kayın validem bunun üzerine bana şöyle dedi :
-Oğlum elbette memnun olacaksın ben onu Dindar ve Allah korkusu ile yetiştirdim”
Şüreyh, gence dönerek : -“Bir insanın mutluluğu için islami terbiyenin gerekliliğine inanıyordum. Bir defa daha bunun doğruluğuna inandım Oğlum, kontrolü elden kaçırma; kadın iki yerde şımarır, biri kendisini sevdiğini yüzüne söylediğin zaman, ikincisi de çocuk dünyaya getirdiği zaman” der.
Bir öğretmen arkadaşım malına aldanıp, araştırıp sormadan kızını bir gence vermişti. “Dört ayak üzerine düştü, anahtarları kaptı” diyenler oldu. Bana sordular, ben inancı, ahlâkı nasıl? dedim, gülüştüler.
Kızımız bir ay sonra bavulunu alıp baba evinin kapısını çaldı. Sebep? Delikanlı yıkanmıyormuş. Neden bunu bize söylemedin? Demişler. Genç : “Bana sormadınız ki, siz malıma baktınız” demiş.
Kadı Merv’in bir kızı vardır. Zengin makam mevki sahipleri ister vermez. Kime vereceğine dair kararsızdır. Birgün bahçeden sorumlu hizmetlisinden üzüm ister. Fakat üzüm çok ekşidir. Kızar, ona der ki:
-Uzun zamandan beri buradasın üzümün ekşisini tatlısını daha ayırt edemedin”
Bunun üzerine bahçıvan:
-Efendim ben üzümün ekşisini, tatlısını bilemem. Siz beni üzüm yetiştirmek görevi verdiniz, üzüm yemekle görevlendirmediniz” der. Beyefendi bunları duyunca eşi ve kızı ile konuşup kızını bu bahçıvana verdi. Bu evliliktende Abdullah Bin Mübarek gibi mübarek insanlar dünyaya gelmiştir.