KALBLER ZİKİRLE HUZURA KAVUŞUR MU?
Allah’ı çok anmak, her işte Allah’ı hatırlamak kalbin feyz almasına, ruhun gıdalanmasına vesile olur.
Cuma Sûresinde : ―Allah’ı çok anın ki, Saadete erişesiniz‖ (Âyet:10) buyrulmuştur.
Kalbler ancak zikrullah ile temizlenir ve huzur bulur.
Ehli sünnet çizgisinde olmadan zikir tesir etmez, kalbi temizlemez. Bid‘at ehline mânen tesir etmez.
Peygamber Aleyhisselam‘ın ―Ölmeden önce ölün‖ buyurması da bundandır.
Allah şöyle buyurur :
―İnanmış olanlar, kalbleri Allah’ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin, kalbler ancak Allah’ı anmakla huzura kavuşur‖ (Rad:28)
Allah Rasulü :
―Allah’ın zikri şifadır‖ buyurmuştur. (Ramuz:122/7)
―Üzüntüsü, kederi bol olan (Lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azim) desin‖ (Müslim, Zikir:13) buyurmuştur. İöyle denmiştir : Temiz kalbe sahip olabilmek için şunlara dikkat etmek gerekir:
- Helâl gıda ile beslenmek.
- İstiğfar ve dua etmek.
- Kur’an okumak ve emrine uymak. Kur’an okumanın insan beynini ve kalbini zinde tutuğu, hafıza kaybını önlediği,kalbin ölmesini önlediği ifade edilmiştir.
- İbadetleri huşu ile yapmak.
- Gece ibadetlerini yapmak
- Her an Allah’ı zikretmek.
- Hz. Peygambere salavat getirmek ve selâm göndermek.
- Ölümü düşünmek, Kabri, Sıratı, Cenneti ve Cehennemi düşünmek.
- Allah’ın sevgili kulları ile beraber olmak.
- Ahlâkını güzelleştirmek.
İnsanın kalbi ve beyni zikre ve ibadetlere elverişli yaratıldığı, dua ve zikirlerin tekrarlanmasından kalbin ve beyninin mutlu olduğu huzura kavuştuğu yabancı ilim adamlarının ifadesidir. (21.05.2001, Zaman)
İnsanın bedeni ibadete meyyal yaratılmıştır, ibadetle tatmin olur. İbadet edenin mutlu ve huzurlu olmasının sebebi budur.
Rivâyete göre İsâ aleyhisselâm, teninde alacalar bulunan ve iki şakağı da çökmüş bir şahsa rastladı. O şahıs, üzerindeki hastalıklara aldırmayarak :
―Ya Rabbi! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, mahlûkatın pek çoğunu müptelâ kıldığın dertten bana sıhhat ve âfiyet verdin…‖
Buna teaccüb eden İsa aleyhisselâm, ona :
―Ey kişi! Allah’ın senden giderdiği hangi dert var ki?‖ dedi.
Hasta şöyle cevap verdi :
―Ey İsâ! En fecî hastalık ve belâ, kalbin Hakk‘dan gâfil ve mahrûm olmasıdır.
İükürler olsun ki Allah Teâlâ, beni bundan muhâfaza buyurmuştur. Zirâ ben Cenab-ı Hakk‘ın kalbime verdiği marifetullah lezzeti ve neşesi içindeyim. Onun dışındakileri görmüyor ve hissetmiyorum.‖
İtikadı düzgün helâl lokma yiyenin zikri sadece dil ile olmaz. Kalbi ile de olur. Onun kalbi ―Allah allah‖ diye atar. Kendi de hisseder. Sonsuz huzur duyar.
Kur’an’da şöyle bir uyarı var :
―İman edenlerin Allah’ı anma ve Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpereceği zaman gelmedi mi?‖ (Hadid:16)
Kur’an’da müslümanlardan bahsedilirken ―Allah anılınca kalpleri ürperir, kalpleri titrer‖ diye tanımlanmıştır. (Enfal:2)