KALBİN HASTALIKLARI

İnsan dışını temizlerken, dişini, yüzünü temizlerken kalbini temizlemeyi unutuyor.

Görünen hastalıkları örtbas etmek için “Benim kalbim temiz, sen kalbe bak” diyor.

Kalbe insan değil, kalbe Allah bakar. Allah insanın şekline şemaline bakmaz. Peygamberimiz bunu şöyle ifade etmiştir:

  • “Allah görünüşünüze, mallarınıza değil, kalplerinize bakar, amellerinize değer verir” (Müslim Birr:34)

Kaygusuz Abdal da:

  • “Şu Âdem dedikleri, El ayakla baş değil,

Âdem manaya derler,

Sûret ile kaş değil,” demiştir.

Beden ne kadar diri ve temiz olursa olsun, kalp hastalıklı ise, nasıl temiz olur, nasıl iyiliklere güzelliklere yataklık eder. Kalp kötülüklere merkez olduysa o kalp ölmüş demektir. 

Kalp, yapması gereken görevleri yapmayınca mühürlenir, paslanır, kararır.

  • *              *

        Saygıdan, sevgiden yoksun kalp katılaşır. Merhamet duygusu kaybolur. O insan ahretsiz dünya hayatı yaşar.

        Kalp kişiye göre iyinin de kötünün de merkezidir. Meşru iş yapılmaz haram lokma yenirse kalp o zaman iyilikleri kabul etmez. Günahtan ürpermez. 

        Peygamber (as): “Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dil doğru olmadıkça kalbi doğru olmaz.” (İbn-i Hanbel:11/198) der.

        Kalp gıdasını alamazsa, duyarsızlaşır, bencilleşir, kimseyi umursamaz, saygı duymaz, acımaz, Allah korkusu taşımaz, günaha dalan, öğüt dinlemez. 

        Kalp ölü olursa, insanların başına gelen kötülüklere üzülmez, hatta “Oh olsun!” der gibi bir tavır takınır. “Bana ne” der. 

        Kalbin hastalıkları vardır. Eğer bunlara dikkat edilirse, kalp Allah’ın nazar ettiği yer haline gelir.

*              *              *

        İnsan, kanmaya, kandırmaya, aldanmaya, aldatmaya meyilli olan bir varlıktır.

        Birçok konuda akıllı geçinir, açıkgöz geçinir, aldattığını zanneder ama her seferinde aldanır. Yani zararlı çıkan kendisi olur. 

        Müslüman, doğru insan demektir. Çünkü Allah: 

  • “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hud:12)
  • “Doğrularla beraber ol.” (Tevbe:119) diye emrediyor. 

Doğruluktan ayrılana, başkalarını aldatmaya çalışana, Allah rahmet gözü ile bakmaz.

Düşmanları tarafından bile güvenilir Muhammed demek olan “Muhammed’ül-Emin” diye anılan peygamber (as) şefaat etmez. Çünkü O:

  • “Aldatan bizden değildir,” diyor. (Müslim, İman:164)
  • “Verdiğiniz söze aykırı davranmayın. Kimseyi aldatmayın,” diyor. (Müslim, Cihad:3)

Hileli davranışları ile Allah’ı ve kullarını aldatmaya çalışan kendini aldatmış olur. Hâlbuki insan her an nefsine, şeytana, kötülere, dünyaya karşı aldanma halindedir. 

  • *              *

        Tartışmayı, önümüze gelenle münakaşa etmeyi, itişip kakışmayı, sapıtmayı, inatlaşmayı seviyor, saygı duymayı, saygılı davranmayı sevmiyoruz.

        Tartışma ikna yolu değildir. İnatlaşmaya, zıtlaşmaya neden olur. Bir hadiste: “Bir topluluk ancak tartışma yolu ile sapıtır,” buyrulur. (B.Hadis Külliyatı:4/293) “Münakaşa etmeyin, münakaşanın sıkıntısı eksik olmaz.” (Hadis Ans:4/191)

        Peygamber (as) bize şunu tavsiye ediyor: 

  • “Hayırların azlığına sebep olan sürtüşmeyi ve münakaşayı terk edin. Burada iki taraftan biri yalancıdır. Neticede iki tarafta günaha girer.” (Ramuz el-Ehadis:284/12) demiştir. 

Kur’an’da: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır, onlarla en güzel şekilde tartış…” buyurmuştur. (Nahl:125)

  • “Allah ve resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal:46) buyrulur.
  • *              *

        Çirkin bir alışkanlık var; ciddiyeti bırakıp, ölçüsüz şakalar yapmak.

        Şakada alay oluyor, hor görme oluyor, yalan söyleniyor, korkutma oluyor. Bunun için hakikat dışı ölçüsüz şakalar yapılmamalıdır. 

        Eğlence olsun diye insanlar incitilmemelidir, üzülmemelidir. Eşek şakası denilen şakalar yüzünden insanlar zarar görmektedir. Hatta ölümle bile neticelenen şakalar yapılmaktadır. 

        Yerli yersiz şakalar ciddiyeti bozar. Bazı şeylerle şaka olmaz. Bazı şeylerinde şakası olmaz. “Ben şaka yapmıştım” demek hiçbir şeyi geri getirmez. 

        Cenab-ı Allah: “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar…” (İsra:53) diye emretmiştir. 

        Peygamberimizde: “Yazıklar olsun ki, insanları güldürmek için konuşur ve yalan söyler. Yazık yazık ona!” diyerek şaklabanlık yapmayı, cıvık davranmayı kınamıştır.  

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir