KAFA KARIŞIKLIĞINDA TAVRIMIZ NE OLMALIDIR?

Bu gün İslam’a, Müslüman’lara zarar vermek için ortalıkta dolaşan, sapık çıkışlar yapan kendilerini kurtarıcı ilan edip her konuda fikir beyan eden, Kur’an ve sünnetteki açık hükümleri inkâr eden, Allah’ın dinini din olmaktan çıkarıp şu Müslümanlığı, bu Müslümanlığı diyen, ibadet şekillerini değiştiren kimselerin sayısı bir hayli kabarıktır.  Çağdaş fetvacılar türedi. Zihinleri meşgul etmek, kafaları karıştırmak için delilsiz, mesnetsiz konuşuyorlar, yazıyorlar ve sahte gündem oluşturuyorlar. Zayıf görüşleri ortaya koyarak, bunları benimsetip, İslam’a olan güveni sarsmak için gayret gösteriyorlar. Reform diyorlar, çağdaşlık diyorlar inanç bütünlüğünü bozmak istiyorlar. Bilinen şeyleri tartışma konusu yapmak istiyorlar. 

Bunların iddiaalarının kaynağı kendi yazdıkları kitaplardır. Atalarımız: ‘’Cahil cesur olur’’ demiş, bunlar atıp tutuyorlar. Dinde olmayan şeyleri dindenmiş gibi gösteriyorlar. 

* * *

Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:

-Bir şey icat ettin mi? Demişler.

-Evet, demiş.

-Ne icat ettin? Demişler.

-Karla ekmek yemek! demiş ve ilave etmiş ‘’ama bende beğenmedim demiş.

-Adamın biri de tuvalette ihtiyaç giderirken şiir yazmış. Arkadaşının yanına gelince: ‘’Bak tuvalette şiir yazdım’’ demiş. Okumuş. Arkadaşı: ‘’Kokusundan belli’’ demiş.

Aslında bunların icatları ve yazıp söyledikleri şeyler bu cinsten şeyler. 

Peygamberimiz: ‘’Allah’ın kulunu terk etmesinin alameti, okulun boş ve manasız şeylerle uğraşmasıdır’’ der. Bu kişiler aslında önemsiz kişilerdir. Yaptıklarını şöyle ön plana çıkarmak isterler. Kendilerinden bahsedilsin isterler. 

Atalarımız:’’Rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz’’ derler. Böyle itikadı bozuk, sapık kimselere uyulmaz. Bunlara kim uyar? ‘’Çürük baklanın kör alıcısı olur’’ derler ya.

Bunlara itikadı düzgün kimseler uymaz.

Unutulmasın, dünyada kim kime uyduysa, kıyamet günü onunla beraber hesaba çekilecek ve onun gideceği yere gidecektir. Kur-an’da şöyle bildiriliyor:

-‘’İnsanları önderleri ile birlikte çağırınız. ‘’(İsra:71)

-‘’Firavun kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları ateşe götürecek.’’(Hud:98) Bu konuda iki hadis de şöyle ifade ediliyor:

-‘’Sizden bazıları yalan söylerler. Kim bunların yalanlarını tasdik ederse, ben onlardan değilim, onlarda benden değildir.’’ (Ramuz el-Ehadis:141/9)

-‘’Birileri dinin temizliğini bozacak şeyler söylerler. Allah’ın, lanet edicilerin, meleklerin ve bütün müslüman’ların laneti onların üzerine olsun. ‘’(Age:507/5) * * *

Neden oluyor bunlar?

Bu tür gayretlerde iyi niyet sezmek mümkün değildir. Sapmakta, saptırmakta, şüphe sokmakta ve soğutmakta iyi niyet olmaz.

Bir insana şeytan ‘’Ben’’ dedirtti mi o kimse için artık ne ölçü kalır, nede sınır.  Birde menfaat öne geçiverirse, her türlü yanlış yapılır. Hele-hele vahyin dışına çıkılırsa, problemler o zaman başlar. İnsana abdestsiz namaz kıldırtırlar. * * *

Kim bunlar?

Bunlar Allah’a şükür ki samimi ve İslam’ı yaşayan kimseler değil. Bunlar iyi niyetli kimselerde değil, işi tersinden alan, asıl problemler yerine kıyıda köşede kalmış konuları karıştıran kafa karıştırıcılardır. Bunlara karşı tavır ne olmalıdır?

Kafa karıştırıcılar, moralimizi ve itikadımızı bozmamalıdır. Doğrunun yanında elbette yanlış da olacaktır. Aslında böyle insanlar merak uyandırmakta, araştırmaya ve öğrenmeye sebep olmaktadır. Mesela; bazı ülkelerde İslam’a ve İslam peygamberine yapılan saldırılar, atılan iftiralar, o ülkede müslüman olanların sayısını arttırdığı gibi bunların yaptığı da dine sarılmamıza ve doğruları öğrenmemize vesile olmaktadır.

Peki ne yapılmalıdır?

-Öncelikle böyle kimseler ve ne söyledikleri merak edilmemeli ve asla itibar edilmemelidir.

-Her zaman fitre ve fitre ortamından uzak durulmalıdır.

-İnancımız gereği, inancımıza uygun bir şekilde tepki göstermeliyiz. Kanma, inanma durumunda olanlara gerçeği anlatmalıyız.

-Dikkat eden hataya düşmez, yanılmaz derler. İleri sürülenleri araştırmalıyız. -Bir insanın dini kimden ve hangi kaynaktan öğrendiği çok önemlidir. Herkesten din öğrenilmez. İnancı, itikadı düzgün, samimi kimselerin açıklamalarına itibar edilmelidir.

Pusula doğru ise kıble doğru olur.

-Kur’an tercümesi, hadis kitapları ve güvenilir kimselerin kitapları okunmalıdır. Din ve dini konular asla onunla bununla rastgele münakaşa edilmemelidir. Çünkü din tartışılmaz yaşanır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir