KADINLAR GÜNÜ
Amerika’nın New York şehrinde 1857’de dokuma işçisi kadınlar, ağır iş şartlarını ve düşük ücreti protesto etmek için direnişe geçmişlerdir. 129 kadın ölmüştü. Daha sonra Almanya’da uluslar arası kadın kongresinde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü ilân edilmiştir. 1975’te de Birleşmiş Milletler Kadın kongresinde, 8 Mart Dünya kadınlar günü olarak ilân edilmiştir.
Bir zamanlar Türkiye’de ilerici kadınlar derneği sahip çıkmıştı. Daha sonra da feminist düşünce sahip çıktı. Çoğu zaman kadın, kadın hakları iddialarıyla, eşitlik, özgürlük ve reislik teraneleriyle kadın istismar edilmiştir.
Kadınlar gününde kadının aldığı bir hak yoktur. 8 Mart’ta sıradan bir gündür. Bugüne kadar kadına en ufak bir hak sağlamamıştır.
Böyle özel günler kadınla erkeği çatıştırıyor. Bazı ideolojiler kadını sokağa döküyor.
Kadına bir gün yetmez. 365 gün bile azdır. Her gün hepimiz saygılıyız kadınımıza. Çünkü; “Cennet onların ayağı altındadır”
İki cinsi, birbirine düşürmek isteyen, inancına bile saygı duyulmayan kadınları hiç hatırlamayan bazı zihniyetler kadının yakasını bırakmalıdır.
Kadın hakkı eşitlik, özgürlük ve reislik kavgası mı? Nikâhsız yaşama, doğurmama! Gibi şeyler mi?
14 asır önce islâm, erkek kız ayrımını kaldırmıştır. “İlim öğrenmeyi kadına da farz kılmıştır”, “Kızların öldürülmesini yasaklamıştır”, “Kadın erkek bir tarağın dişleri gibidirler”, “Kadın erkek birbirinin dengi ve benzeridir” hükmünü koymuştur. Onlarında insan olduğu ve hak sahibi olduğu bildirilmiştir. Kadınlara iyi davranmak emredilmiştir.
Ahzab Sûresinin 35. ayetinde kadınla erkek arasında hiçbir konuda ayrım yapılmamıştır. “Erkek olsun, kadın olsun” ifadesi kullanılmıştır.
Nisâ Sûresinin 124. ayetinde de : “Erkek olsun, kadın olsun, mü’min olarak herkim iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar” buyrulmuştur.
Hz. Peygamberin veda hutbesi âdeta kadın hakları beyannamesidir.