KABİRDEN SONRAKİ HAYAT
Sur’a üflenecek, „kalkın’ emri verilecek, herkes kabirlerinden kalkacak uykudan uyanır gibi, yataktan kalkar gibi kalkacak.
Kıldan ince, kılıçtan keskin olarak anlatılan cehennem üzerinde kurulmuş bir köprü olan sırat köprüsünden herkes geçecek. Bazıları buradan düşüp dorudan doğruya cehenneme boylayacak, gidiş o gidiş…
Cenab-ı Allah : -„Sizden cehenneme uğrayamayacak yoktur. Yani cehennemin üzerinden geçmeyecek yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtaracağız. Zalimlerde orda diz üstü çökmüş vaziyette bırakacağız.’ (Meryem: 71 / 72)
-“Kıyamet gününde adalet terazisi kuracağız.Artık, kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan iş, hardal tanesi kadar da olsa onu getiriniz.”
“Yüksek uçan gönül yorulur bir gün,
Mizan terazisi kurulur bir gün,
Herkesin ettiği elbet sorulur bir gün,
Döner mi Ya Rabbi dil yavaş yavaş…”
“Kıyamet günü doğru teraziler kurarız. Hiç kimse bir haksızlığa uğratılmaz hardal tanesi olsa bile yapılanı ortaya koyarız.” (Enbiya : 47)
“Tartıları ağır gelen, hoş bir hayat içinde olacaktır. Tartıları hafif gelen kimseler ise onların yeri, kızgın ateşten bir çukurdur.” (Karia 6-10)
“Kim zerre kadar hayır işlerse mükafatını veririz. Kimde zerre kadar şer işlerse karşılığını eksiksiz veririz.” (Haşr : 7-8)
Bu ayetlere göre ;
Her hak yerini bulacak. Hatta boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hak alacak.
Hak sahipleri, karşı tarafın sevaplarını alacak sevabı bitince hak, sahibinin günahları borçluya verecek… Yani hesap çok adi çok çetin olacak yiyenin yapanın yanına kar kalmayacak iğneden ipliğe hesap verilecek. Hesap bitince herkes hak ettiği yere gidecek. İyiler cennet ehlinden olacak, kötülerde cehennem ehlinden olacak.
Kuranda şöyle buyruluyor ; Kuranın dilinde mahşer: “İsrafil’in yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. Ogün insanlar bu sesi gerçekten işeteceklerdir.İşte bu çıkış günüdür.” Zariyat:41 / 42
“O gün insan kardeşinden, ana babasından olan, hanımından olan evladından kaçar.O gün herkesin kendine yetecek bir derdi vardır.O gün yüzler vardır güleçtir, sevinçlidir. Yüzler vardır toz topraktır.” (Abese : 34/40)
“Sur’a üflendiği gün bölük bölük Allah’a gelirsiniz. Gökyüzü açılıp ve orada pek çok kapılar oluşur. Dağlar yürütülür, serap haline gelir. Şüphesiz, azgınların barınacağı olacak cehennem pusuda beklemektedir. Azgınlar, orada çağlar boyu kalırlar. Orada bir serinlik yada susuzluk gideren bir içecek tadamazlar. Ancak kaynar su ve irin tadarlar onlar hesap gününün geleceğine inanmazlardı. Ayetleri yalanlamışlardı.” (Nebe : 18/28)
- “Gökler yarılıp kızarmış yağ renginde, gül gibi olduğu zaman.” (Rahman:37)
- “Gökyüzü, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirlerine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıktığı zaman…”(İnfitar : 1-4)
- “Kıyamet günü, yer yüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner.” (Müzemin : 14)
“Rabbinin azabını engelleyecek hiçbir şey yoktur. O gün gök sallanıp çalkalanır. Dağlar yürüdükçe yürür. Yalanlayanların vay haline o gün! ki onlar daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır. O gün cehennem ateşine itilip atılanlarda işte yalanlayıp uydurduğumuz ateş budur” denilir.(Tur :7-14)
Cenab-ı Allah’tan, bu ayetlerle kıyamet gününün dehşetine bize haber veriyor.
Ahirete inanmayanların veya ahirete hazırlanmayanların halini bildiriyor ki kendilerine yazık etmesinler istiyor. Ben size haber vermedim mi? diyecek. Kimse de “biz bilmiyorduk, haberimiz yoktu” diyemeyecek.
Cenab-ı Allah hesap anını şöyle bildiriyor ve bizleri şöyle uyarıyor.
- “Her insanın amelini boynuna bağladık insan için kıyamet gününde açılmış olarak önüne koyacak bir kitap hazırlarız.”
“Kitabı oku! Bu gün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter” (İsra : 13-14) deriz.
- “Kimin kitabı sağından verilse kolay bir hesapla hesaba çekilecek, ve sevinçli olarak ailesine denecek.
Kiminde kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek; alevli ateşe girecektir. Zira o dünyada ailesi için mal mülk sebebiyle şımartılmıştı.” (İnsikak: 7-13) – “O gün hakikatleri yalan sayanların vay haline onlara : Yalan saydığınız azaba doğru gitmektedir. Bu gün kafirlerin konuşamayacağı gündür. Onlara izinde verilmez ki, mazeretlerini beyan etsinler. Onlara azaptan kurtulması için bir hileniz varsa, gösterin hilenizi denir.” (Mürsalaf : 28-40)
- “İnsan kemiklerini bir araya toplayacağınızı mı sanır. Evet bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. Fakat insan kıyameti yalanlar ne zamanmış o der.Güneşle ayın bir araya getirildiği gün insan “Kaçacak yer neresi” diye sorar.O gün kaçacak yer yok o gün varılacak yer sadece Rabbinin huzurudur. O gün yaptığı her şey ona bildirilir, artık insan kedinin şahidi olur (Kıyamet 1-14)
“Güneş katlanıp, dürüldüğünde, yıldızlar kararıp döküldüğünde, dağlar yürütüldüğünde, gebe develer salıverildiğinde, vahşi hayvanlar bir araya geldiğinde, denizler kaynatıldığında, ruhlar bedenlere döndüğü günde, diri diri toprağa gömülen kızın niçin gömüldüğü sorulduğunda, amel defterleri açıldığında gök yüzü sıyrılıp alındığında cehennem tutuşturulduğunda, cennet yakılaştırıldığında kişiler getirildiğini öğrenmiş olacaktır.” (Tekvir : 1-14)
- “O gün dağları yerinden götüren ve yer yüzünü çırılçıplak olduğunu görürüsünüz. Hiç birini bırakmaksızın (ölüleri) mahşerde toplanmış olacağız.” (Kehf : 47)
“Kitap oraya konmuştu’ vay halimize! derler. Bu nasıl kitap! Küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiçbir kimseye zulmetmez. (Kehf :49)
- “Ey insanlar Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir.Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın, emzirdiği çocuğu unutur.Her gebe kadın çocuğunu düşürür, insanları sarhoş sanırsın onlar sarhoş değildir. Fakat Allah’ın azabı çok dehşettir.” (Hacc : 1-2)
Nasıl Hesap Sorulacak?
Bazıları, kıyamet günü iğneden ipliye nasıl hesap sorulacak? Boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan nasıl hakkını alacak? Kim kimi nasıl bulacak? Nereden bilip bulacak? Diyor.
Kendini akıllı bilen biri bir gün Hz. Ali’ye sorar:
Diyorsunuz ki bunca insanın hesabı ahirette Allah soracaktır. İyilik edene, sevap kötülük edene de günah yazılacaktır. Söyler misiniz, bunca insanın hesabını Allah nasıl soracak?
Hz. Ali akılla cevap verir :
-Bunca insanın rızkını nasıl veriyorsa hesabını da öyle soracaktır.
Kendini akıllı sanan; fakat günahlarla akıllını etkisiz hale getirdiğini farkına varmayan adam düşünmeye başlar, itiraz etme ihtiyacı duymaz. Doğru söyledin, der.
Bu gün hiçbir şeyin yok olmadığı ilmen ispatlanmıştır. Bu gün ses yok olmuyor, sesler ve görüntüler banda alınıp, saklanabiliyor. Parmak izi var. Amel defteri var, insanların organları şahitlik yapacak.
- “Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının, aleyhinde şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük azap vardır.” (Nur : 24)
- “Kitap ortaya konmuştur ; suçluları orda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsüz. Vay halimize! Derler bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüş. Böylece yaptıklarının karşılığını da bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf : 49)
- “İnsan başı boş bırakılacağını sanır!” (Kıyamet : 36)
- Bazıları : “O gün kaçacak yer neresidir diyecektir.” (Kıyamet : 10)
- “O gün ne mal fayda verir, nede evlat” (Şuara : 88)
“Vay o inkar edenlerin haline!” (sad : 27) buyrularak hesabı nasıl sorulacağını
bildirmiştir.
Peygamberimiz (sav) “Öncelikle beş şeyden sorulacaksınız :
- Hatanı nerede nasıl geçirdi?
- Bilgini nerede kullandın?
- Malını nerede kazandın?
- Malını nereye harcadın?
- Geçliğini sağlığını nerede yıprattın? Buyuru yor.” (Tirmizi, Kıyamet : 2532)