KABİR ZİYARETİ

            Kabir ziyareti, ölümü ve ahireti hatırlatarak ibret alınmasını sağlar. İnsanın haramı, günahı ve boş şeyleri terk ederek ahirete hazırlanmasını sağlar.

            Peygamberimiz, kabirleri ziyaret etmenizi tavsiye etmiştir. Kendisi de Cennet’ül- Baki mezarlığını, Mekke seferi sırasında annesinin kabrini ziyaret etmiştir. Bir hadislerinde: “kim benim kabrimi ziyaret ederse, hayatımda iken beni ziyaret etmiş gibi olur “buyurmuştur. (Taç: 2/ 190)

            Kabir ziyareti ölü için olmaktan ziyade diriler için olmalıdır. Ölen ziyaretten memnun olur, sevinir ve okunanlardan istifade eder. Esas ziyaret eden ölümden, ölenden ibret alır ve hayatını değiştirir.

            Harun Reşit’in annesi Behlül Dana’ya gelerek Harun’a biraz nasihat et de adaletten ayrılmasın. Yoksa ahirette işi çok zor olacak diyor:

            Behlül bir gün Harun Reşit’e,”Uygun görürseniz biraz dolaşalım diyor ve onu mezarlığa göstererek “ Bak şu filanca idi, şu kadar malı vardı, şu kadar yıl yaşadı ve öldü. Şurada yatan da filanca idi, zamanın hükümdarı idi, zamanının hükümdarı idi, şu kadar askeri, şu kadar da hazinesinde malı vardı. Şurada yatan kadın da zamanının en güzeli idi. Herkes ona sahip olmak için can atıyordu. Sonunda biri ile evlendi, şu kadar çocuğu oldu ve şu kadar yıl yaşadı. Bu benzeri yer gösterme ve değerlendirmenin ardından eve dönüyorlar. Harun

Reşit’in annesi, “Bugünlerde hiç Behlül ile sohbet ettin mi , sana neler anlattı? “diye soruyor. Harun Reşit hayır dercesine soruya cevap vermiyor. Daha sonra  annesi tekrar Behlül’e gelerek “Oğluma ne zaman nasihat edeceksin?” diye soruyor. O da ben ona nasihat ettim. Birlikte mezarlığa gittik. Ona bazı geçmiş kimseleri hatırlattım. “Ölüm en büyük nasihattir. Eğer bunu anlamadıysa diğer söyleyeceklerimin de bir faydası olmaz.” Diyor.

            Başlangıçta kadınların kabir ziyaretini Peygamberimiz, yasaklamıştır. Daha sonra bu yasağı kaldırmıştır. Kadında erkek gibi kabri ziyaret edip ölümü hatırlamasını, ölüme hazırlanmasını istemiştir. Çünkü; kadınında ibret almaya ihtiyacı vardır.

            Ancak bazı  taşkınlıklar yapabilir korkusu ile kadının cenaze törenine katılması gömülürken orada bulunması uygun görülmemiştir. Sebebi de kadın erkeğe göre daha hassas ve daha duygusaldır. Günaha giriverir.

            Kadın, giyimi uygun, normal davranışlarla, ağlayıp sızlamadan kabir  ziyaretine gidebilir. Hayızlı,  Nifazlı  gider mi? gider. Yani hasta olan bir bacı kabir ziyaretine gidebilir. Orada okuyamaz, selam verir dua eder: Rabbim, beni ve bu kabirde  yatanları bağışla” der.

            Bazılarının kabir ziyareti uygun olmuyor. Kabirde yatanı üzecek şekilde oluyor.

Eğlenceye gider gibi güle oynaya kabir ziyareti olmaz.

a) Ziyaret Nasıl olmalıdır?

            Kabir ziyareti sünnettir. Hz Peygamber kabirlerimizi ziyaret etmemizi, ölümden ve onlardan, o kabirlerin içinde yatanlardan ders almamızı istemiştir. Kendiside zaman zaman kabir ziyaretinde bulunmuştur.

            Kabir ziyareti, Ölümü hatırlatır. Bu hayatın sınırlı olduğunu söyler, ahireti hatırlatır.

            Ölenler, gelenden haberdar olur. Selamı alır. Yakınlarının yaptığı iyiliklerden dolayı sevinirler , kötülük yaparlarsa üzülürler.

            Kabir ziyaretinde şu hususlara dikkat edilmedir:

            -Önce abdestli bulunmak.  

            -Selam vermek… Kabrin başında somurtulmaz.

  • Kurun okumak, dua etmek (Para ile okumak,okutmamak)
  • Ölümü düşünmek, ölenlerden ders almak.
  • Taşkınlıklardan kaçınmak.

              -Mezarları çiğnememek, üzerine oturmamak, yatmamak.

  • Mezara para, eşya bırakmamak, mum yakmamak ,çaput bağlamamak.
  • Mezara çiçek, çelenk götürülmez.
  • Mezara yüz sürülmez, öpülmez peygamberin mezarı da olsa toprağına , taşına,demirine yüz sürmek veya öpmek günahtır.

Mezardan medet beklenmez; orada yatıp şifa beklenmez, evlat istenmez, kısmetin açılması istenmez, bunun için bir şeyler yapılmaz. Derde derman umulmaz.

  • Mezardan, türbeden taş toprak alınıp götürülmez, oraya buruya konmaz.
  • Kabrin etrafında tavaf edilir gibi dönülmez. Kabire, Türbeye çamaşır, elbise, yiyecek bırakılıp fayda beklenmez.
  • Kabirden bir şey istenmediği gibi kabire şikayet edilmez. Bir şey yazılarak oraya konmaz.
  • Türbelere gidip saygı duruşu yapılmaz. Hz. Ömer(ra) Peygamberin dibinde oturduğu ağaca saygı başlayınca onu derhal kestirmiştir.

              İnsan ancak Allah’ın huzurunda durur, ona rüku ve secde eder. Müslüman, Allah’tan başkasının önünde eğilmez. Hz. Ömer, Hacer’ül – esved taşının karşısına geçip söyle demiştir. “Ey karataş  sen ne bir zarar verir nede fayda verirsin. Allah Resulü sana değer verdi diye değer veriyorum „demiştir.’

            Türbe ziyaretinde kimse, ölçüyü kaçırmamalıdır.

Türbeden, türbede yatan olan bir şey istenmez. Daha  doğrusu kim olursa olsun, kuldan bir şey istenmez ve beklenmez. Yardım Allah’tan beklenir. Ancak Allah’tan istenir. Ali İmran Suresi: 126. Ayette “yardım ancak Allah’tandır.” buyrulmuştur. Fatiha suresinde de: “ancak sana ibadet eder, ancak senden yardım isteriz.’ Denilerek kuldan yardım istenmeyeceğine işarettir.

            Mezardan, türbeden, insanın ölüsünden dirisinden bir şey beklemek, bir şey istemek, saygı  duruşunda bulunmak, şifa beklemek, çocuk istemek şirktir. Şirk de en büyük günahtır. Şirkin, tevbe edip vazgeçmedikten sonra  affı yoktur.

Hz. Peygamber cenabı Allah izin verirse şefaat edecektir.

Bir şehit, bir sabi çocuk, bir Allah’ın veli kulu, Allah izin verirse şefaate vesile olacaktır. Allah kuranda „kurtulmak için vesile arayın’ buyurmuştur. Bunun için büyükler ancak Evliyaullah vesile kılıp „falanın yüzü suyu hürmetine peygamberimizin hatırına’ denile bilir. Yapılan güzel ameller vesile kılınabilir.  

  • Dinsiz bir insan mezarı bir Müslüman tarafından ziyaret    edilip saygı gösterilmez.
  • Mezarlıklarda, türbelerde mum yakılarak çaput bağlanmaz.
  • Mezar başında ağlanıp sızlanmaz.
  • Mezardan toprak alınıp büyü malzemesi yapılmaz. Mezara büyü malzemesi konmaz.
  • Kabirlere ip, çaput bağlanmaz.
  • Mezara elbise, pirinç buğday gibi şeyler hiçbir amaçla konmaz.

Kabirlerle ilgili bir çok hurafeler işleniyor. Kabirdeki ziyaret edenlerden bir şeyler beklerden, ziyaret edenler kabirlerden  bir şey isteme ve bekleme durumunda oluşuyor. Mezarlar çare aranacak yeler değildir.  

Kabirler dua yeri oda yeri, namaz yeri değildir. Mezar taşları hurafelerle dolu bazılarında „Fatiha’ bile yok.  

Bazıları hasta şifa için kabirde evlenecek kabirde, çocuk istiyor kabirde, iş istiyor, aş arıyor kabirde mumlar yakıyor, çaputlar bağlanıyor, yemek konuluyor, çamaşır konuluyor, su konuluyor…

Bütün bunlar putperestliktir. Şirktir.

Kabirlerde kurban kesilmez. Kurban ancak Allah için kesilir.Namaz ancak Allah için kılınır.

Türbeleri o hale getirmişiz ki sadece bir şeyler isteyerek onlara gidiyoruz.

Bir türbe var kadınlar etrafında dönüyor göbek atıyor ve : “Al sana bir göbek, ver bana bir göbek” diyor. Bu tamamen şirktir.

b)     Ölüden yardım beklenir mi?

Kabir ehlinden hiç bir şekilde yardım istenmez, onlardan medet beklenmez.

  • Çocuk isteyenler,
  • Hastalığı iyileştirmesine bekleyenler,  
  • Herhangi bir şekilde yardım isteyenler,  
  • İmdat ya falan yetiş! Diyenler,  
  • Ya falanca bize yardım et bizi kurtar bize şefaat et! Diyenler.
  • Kabrine yüz sürenler, öpenler, kabirden toprak alıp ondan bir şeyler yapanlar
  • Kabre elbise, yiyecek koyanlar bir şeyler koyanlar
  • Falanın ruhu bizimledir, o bize yardım ediyor diyenler

Hülasa Allah’tan, peygamberlerden beklenilen; kuldan bekleyenler Allah korusun küfre girerler. Zira yardım Allah’tandır. Allah’tan başka kimse bir şey veremez.

Mezardaki, mezar taşında yazılı olan „fatiha’ ya muhtaçtır. Bir hayırlı insan gelip de bir fatiha okuyuverse diye bekler. Bu halde ne yapılabilir ne verilebilir?

Ölüden bir şey beklenmez. Ondan ancak ibret alınmalıdır.

Geride kalanlar mezardakilerin kemiklerine sızlatacak, günahlarını arttıracak iş yapmamalıdır.

Hocama biri elini öptü ve :  

Sonrada bize yardım edin, kabirde mahşerde yardım edin „deyince hoca, çok kızdı, fırladı kalktı, ve :  

  • Defol beni de günaha sokma’ dedi.
  • Ölüm ötesinde ana evladından, evlat anasından kaçarak, kimsenin kimseye en ufak fakat faydası olmayacak ancak Allah’ın izniyle şefaat olayı olacak.

Ölülerin dirilere verebileceği hiçbir şey yoktur. Peygamberimiz: “Allah’ım! Kabrimi tapınılan yer yapma’ diye dua etmiştir. (R.Salihin : 1799)

Kuranda: “Yardım ancak Allah’tan der” (Al-i  İmran: 126) buyruluyor.  

Akit de şöyle diyor :

„Evet bütün beşerin hakkıdır beka ameli, fakat bu hakkı ne taştan ne de leşten beklenebilir’

Kuranda :  

“Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeye kapanlardan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar, bunları tapınaklarından habersizdirler” buyrularak bir sapığa işaret edilmiştir. (Akaf : 6)  

Öyle faydası veya zararı dokunmayacak şeylere bel bağlamak İslam’da yasak ve kınamıştır.

c)           Türbede, kabirde namaz kılınır mı?

Namazı Allah emretmiştir. Ancak Allah için kılınır. Bu Allah’a kulluktur, bu Allah’a ibadettir. Secde, rüku  Allah için yapılır.

İnsan için, ölü için namaz kılınmaz. „Kabir namazı’ „Kabir nur namazı’ diye bir namaz yoktur. Ölü için namaz kılmak şirktir.  

Peygamberimiz (sav) :  

„Kabire saygılı olun, üzerinde oturmayın, onlara karşı namaz kılmayın’ buyurmuştur.(İslam Fıkhı Ans. 3/77)

“Allah’ın laneti Yahudi ve Hıristiyanların üzerinde olsun çünkü onlar Peygamberlerin kabirlerini mescit yaptılar” buyurmuştur. (Buhari cenaiz : 60)

“Tapınılır şeklinde, kabirler için hiçbir şey yapılmaz. Biraz önce belirttiğim gibi ancak din büyüklerimizin ruhu niyetine sığınıp onlardan af istenmez,onlardan yardım beklenmez Yalnız onların yüzü suyu hürmetine bizi bağışlar bize yardım et Ya Rabbi!” denilebilir.

Bazı camilerin bir bölümü kabir oluyor. Kabir kısmında namaz kılınmaz, cami kısmında kılınır.

Bazı türbelerde seccade serilmiş orada namaz kılanlar oluyor. Bakın kesinlikle kılınmaz. Kabristanlar, türbeler namazgah değildir. Ancak namaz için kabirden ayrı bir yer varsa orada kılınır.

Ayrıca mezarlıkta görevli olan kimse, mezarlıkta namaz kılabilir.

Son olarak Allah Resulünün uyarısı nakledelim: “Ey Rabbim! Kabrimi kendisine karşı namaz kılma put yapma. Peygamberlerinin kabirlerini mescit edinen kavme karşı Allah’ın gazabı şiddetli olur” (Ramuz el Ehadis : 187 / 1)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir