KABİR HAYATI
– Dinimiz ölümün hatırlanması, ölenlerden ders alınması için hasta ziyareti, kabir ziyaretini emreder.
Müslümanın müslüman kardeşine karşı görevleri vardır. Bunlardan biri de hasta kardeşini ziyaret edecektir; halini hatırını soracaktır, ona dua edecektir, moral verecektir ve ihtiyacı varsa, ihtiyacını karşılayacaktır.
* “Hasta ziyaretinde bulunan kimse, dönünceye kadar cennet yolundadır.” (Müslim Birr: 39) buyrulmuştur.
Hasta ziyareti, Allah’ı ziyaret gibidir. Çünkü Kutsi Hadiste: “Kulum! Ben hasta idim, neden beni ziyaret etmedin? denilince kul: “Sen nasıl hasta olursun, ben seni nasıl ziyaret edebilirdim Ya Rabbi?deyince Cenab-ı Allah’ın: ””
- Falan kulum hasta idi, onu ziyaret etmiş olsaydın beni ziyaret etmiş olacaktın, diyeceği haber verilmiştir. (Müslim Birr: 43)
- Bir de kabir ziyareti unutulmamalıdır. Ölü, kendini ziyaret edeni tanır, kendisi için okunandan, hayır hasenetten haberdar olur ve memnun olur.
Peygamberimiz mezarlığa gittiği zaman: “Selâm size, bu diyarın mü’min ve müslim halkı! İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız. Allah sizi ve bizi bağışlasın” derdi. (Müslim: Cenâiz: 104)
Hz. Ali(R.A) kabre varınca şöyle demiştir: “Bırakıp gittiğiniz evleri şimdi başkaları kullanıyor, mallarınız paylaşıldı, eşleriniz başkaları ile nişanlandı, nikâhlandı. Bunlar bizim tarafta olup bitenler. Ah bir de sizin taraftaki olup bitenleri öğrenebilseydik!”
Evet kabir halkını, kabirde olanları ve bir gün kabre gireceğimizi asla unutmamalıyız. Çünkü bizim asıl yerimiz orasıdır.
Yunus şöyle der:
“Acep bu benim hâlim, Yer altında ahvâlim, Varıp yatacak yerim,
Akrep dolamı ya Rab!
Şunlar ki çoktu malları, Gör nice oldu halleri,
Sonucu bir gömlek giymiş,
Onunda yoktur kolları.”