İYİLİK AZMEDİLMEYEDEĞER İŞLERDENDİR
İyilik önemsenmeyecek, ihmal edilecek bir iş değildir. İyilik azmedilmesi gereken bir iştir. İyilik, kötülüğün zıddıdır. İyiliğin olduğu yerde kötülük olmaz. Çünkü iyilik, insanı farklı kılar.
Kur’an’da Cenab-ı Allah şöyle buyurur: “İyilikle kötülük, bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki candan bir dost olur.” (Fussılat:34)
İyiliğin toplumda kötülüğün önlenmesinde, birlik beraberliğin sağlanmasında önemi büyüktür.
Kur’an’da lokman (as)ın oğluna şöyle nasihatte bulunduğu naklediliyor:
“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış. Başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar azmedilmeye değer işlerdir.” (Lokman:17)
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (lokman:18)
“Yürüyüşün de tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir” (Lokman:19)
İnsanoğlunu yaratan Cenab-ı Allah hiçbir insanı kötü yaratmamıştır. İnsan, yaptığı işle ya iyilik ehli olur yada kötülük ehlinden olur.
Bunda inanan etkisi büyüktür. İnanmayan için iyilik yapmanın manası yoktur. Onun için dünya menfaati önemlidir.
Allah Resulü şöyle buyurur:
“Sizden biriniz kendisi için istediğini başkası içinde istemedikçe gerçek manada iman etmiş sayılmaz.” (Tirmizi kıyame:59)
Buna göre gerçek mü’min olabilmek için iyilik taraftarı olmaya bağlıdır.
İman sahibinin bir beklentisi olduğundan kendini iyilik yapmak zorunda hisseder.
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur.
“Gizli sadaka Allah’ın gazabını söndürür Sıla-ı Rahim ömrü uzatır. İyilik yapmak insanı kötü akıbetten korur” buyurmuşlardır. (Ramuz:307/4)
Bir hadislerinde de şöyle buyurur:
“Kaderi duadan başka bir şey değiştirmez ömrü ancak iyilik arttırır. Bir adam günahı sebebiyle kendisine gelecek rızkından mahrum olabilir.” (Ramuz:486/11) buyurarak iyilikten mahrum olanın rızkından da mahrum olacağını bildirmiştir.