İYİLİĞE ÇAĞIR AÇMAK

Herkese iyi olmak ve iyilik yapmak zorundadır. Yapılamayan iyilikler için teşvik edilebilir, sebep olunabilir. Benim imkanım yok, ben yapamıyorum diye ilgisiz kalmak sorumsuzluktur.

Her insanın mutlaka yapabileceği bir iyilik vardır. Yapma gücü varken yapmamakta vebal vardır.

İyilik imkanı olup da iyiliği terk etmenin bir mazereti olamaz. Bizden evvelkiler imkanlarını kullanmasaydı o zaman nereden bulacaktık, istifademize sunulan şeyleri? Diyelim ki, bizden öncekiler ağaçları dikip yetiştirmeselerdi, meyve yiyebilir miydik?

İnancımız gereği kıyametin kopma anında elinde fidan olan onu dikecektir. Bizim de bizden sonraki nesle borcumuz ve sorumluluklarımız vardır.

Bir iyiliğe sebep olan o hareketinin karşılığını mutlaka görecektir. Bir iyiliğe sebep olan bir iyiliğin yapılmasına çığır açan o iyiliği yapmış gibi sevap kazanacaktır.

Cenab-ı Allah Kur’an’da şöyle buyurur:

“kim iyi bir işe aracılık ederse, onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir.” (Nisa:85)

İyiliğinde kötülüğünde bir karşılığı vardır. Karşılıksız bir şey olmaz.

Peygamber (as) şöyle buyurur:

“Bir iyiliğe sebep olan bizzat o iyiliği işlemiş gibidir.” (R. Salihın:173)

Bir hadislerinde de:

“Hayra vasıta olan kimseye o hayrı yapanın ecri kadar ecir verilir” buyurmuşlardır. (Tirmizi ilim:14)

Kötülük yapılmasına sebep olan, kötülüğü başlatan için de şöyle buyurmuştur:

“Kim bir adam öldürürse, onun günahı kadar günah Adem’in ilk oğluna ayrılır. Çünkü o adam öldürme çığırını başlatmıştır” (R. Salihın:171) (Maida:27-32)

İyiliğin karşılığı iyilik, kötülüğün karşılığı kötülük olduğu haber verilmiştir.

İyiliğin karşılığının  bir de artısı vardır. Peygamber (as) şöyle bildirmiştir:

“Bir iyiliğe çığır açana açtığı çığırın sevabı verilir. Birde o yolda gidenlerin sevabı verilir. Çığır açanın sevabından da bir şey eksik olmaz.” (R. Salihın:170)

İyiliğin de kötülüğün de ömrü uzundur. Yapanlar olduğu müddetçe kıyamete kadar yaşar. İyilik sevap kazandırır durur. Kötülükse günahın artmasına sebep olur.

Peygamber (as9 hep iyiliği, iyi olmayı ve iyilik yapmayı tavsiye etmiştir. Bir gün Hz. Ali (ra) a şu tavsiyede bulunmuştur:

-Ya Ali, yemin olsun ki, senin yüzünden bir kişinin hidayete ermesi, kızıl develerin olmasından ve bunları sadaka vermenden daha hayırlıdır.” (Buharı, Ashabın Faziletleri:9)

Bir kötülüğün yapılması ve o kötülüğün yayılması da çok veballi bir iştir, devamlı günah kazandırır.

İyiliğin zıddı kötülüktür. Mevlana kötülüğü tohuma benzetir ve şöyle anlatır:

Bedevi çölde susayan birine rastlar. Ona su verir. Adam suyu içer bedeviyi ittirip devesini alır gider. Bedevi üzülür biraz da şaşırır adamın arkasından şöyle der.

-Sakın bu yaptıklarını başkalarına anlatma!

Adam:

-Neden diye sorunca bedevi,

-Eğer bunu başkalarına anlatırsan bu yayılır, insanlar bir daha çölde susuz kalmış birini gördüklerinde ona asla yardım etmezler.”

Her kötülük tohum gibidir. Kötülüklerin çoğalmasına yayılmasına neden olur ve iyilikleri öldürür, yok eder.

İyilikle kötülük birbirine çok yakındır, bir birini yok eder, hayat hakkı tanımaz. İyiliği benimsemeyen kötülüğe düşer.

Tarihte itburnu lakabı ile bilinen Ahmet Paşanın padişah tarafından boynunun vurulması emredilir. Boynunu vuracak olan cellat ona:

-Sen bana hep iyi davrandın kaç” der.

Ahmet Paşa:

-Kötülük benimle başlamasın” der boynunu uzatır.

Büyüklerimiz kötülükten hep uzak durmuşlar bir iyiliğe sebep olduklarında da o fırsatı veren Cenab-ı Allah’a şükretmişlerdir.

Hiçbir iyilik de kötülük de küçük görülmemelidir. Çünkü ikisinin de yayılma özelliği vardır, ilk andaki gibi kalmaz. Onun için peygamber (as) bir hadislerin de şöyle buyurmuştur:

“İyilikten hiçbir şeyi küçük görme” (Ramuz:469/4) kendisi bir tatlı sözü, bir tebessümü yolda ki bir küçük taşın kenara atılmasını, insanlara eziyet veren bir şeyin yok edilmesini iyilik olarak bildirmiştir.

İnsan bazen hata ile bir kötülük işlemiş veya sebep olmuş olabilir. O zaman kötülükten sonra onu yok edecek iyilik yapmak tavsiye edilmiştir.

Cenab-ı Allah Kur’an’da:

“İyilikler kötülükleri giderir” (Hud:114) buyurarak kötülükten sonra yapılan iyiliğin kötülüğü yok edeceğini bildirmiştir.

Peygamber (as) da bir hadislerinde:

“İşlenen bir kötülükten sonra hemen iyilik yap ki, kötülüğü silip süpürsün” buyurmuşlardır. (Tirmizi, Birr:55)

İyilik asla ihmal edilmediği gibi terk de edilmemelidir. Her günün sonunda “bu gün ne gibi bir iyiliğim oldu”, “Kime ne faydam oldu?” diye düşünülmelidir. Hiçbir kazancımız olmamış ise o gün boş geçmiş sayılır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir