İSLAMIN DÜŞMANLIĞINA VE MİSYONERLERE RAĞMEN İSLAM YAYILIYOR

Herkesin bir hesabı var Allah’ın da bir hesabı var. Kim ne yaparsa yapsın sonunda Allah’ın dediği olur, Allah’ın takdiri olur. 

Hıristiyan âlemi, İslam’ın yayılışını durdurmak ve Hıristiyanlığı yaymak için misyoner okulları açmış, bu okullarda yetiştirdiği misyonerleri dünyanın her tarafına salmıştır. Bu uğurda çok büyük paralar harcamaktadır. 

“İncili bütün dünyaya yayın” emri karşısında bütün Hıristiyanlar seferber olmuştur. Hedeflerine ulaşabilmek için her türlü yıkıcı, yıpratıcı ve sinsi çalışmalar yapılmaktadır. Bir yandan İslam’ı yıkma, yıpratma ve iftira kampanyaları sürdürülürken, diğer yandan çeşitli metotlarla Hıristiyanlık propaganda edilmektedir. 

30-06-1994 tarihli Yeni Asya gazetesinin haberine göre: “Nüfusun %85 i Müslüman olan Çad’da 63 misyoner teşkilatın sahip oldukları geniş imkânlarla halkı Hıristiyanlaştırmaya çalıştıkları bildirilmiş ancak bütün çabalara rağmen netice alamadıkları gibi İslamiyet’e olan rağbetin gittikçe arttığı açıklanmıştır. 

Çad Cumhuriyeti İslam İşleri Yüksek konsey başkanı Hüseyin Hasan Ekber: “63 misyoner kuruluş, Müslim ve gayri Müslim insanları Hıristiyanlaştırmak için bütün imkânları kullanmasına rağmen bir Müslümanı dahi Hıristiyanlaştıramamıştır” demiştir. 

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Rusya’nın 70 yıllık baskısı ve Allahsızlık enstitülerine rağmen; İslam inancının Müslüman kimliğinin muhafazası ve şu anda misyonerlik çalışmalarına rağmen İslam’ın kabul görmesi, İslam’ın yayılışı, takdire şayan bir durumdur. 

Bernad Shaw: “İslam dini her devre hitap edebilecek bir dindir. Yarının Avrupasının da dini olacaktır” der. 

Bizans’ın fethi gibi Roma da fethedilecektir. Bütün batı da fethedilecektir. Roma da 30 bin m2 üzerine cami kurulmuştur. 

Hıristiyanlık batı da cazibesini yitirmiştir. Bilhassa gençler, Hıristiyanlıkla alay etmektedir. Batıyı yönetenler, bu durumu sporla, müzikle, İslam ülkelerini hayali düşman ilan edip savaşmakla, sadist eğlencelerle, anlamsız yarışlarla idare etmişlerdir. 

Bugün Hıristiyanlık tatmin etmiyor. İsa hem Peygamber, hem Tanrı, hem Tanrının oğlu, hem de Mesih nasıl olur bu? 

Dört tane İncil, günah itirafı, vaftiz bunlar mantıklı değil. Avrupalı arayış içinde. 

Bugün İslam’ı tanımamış milyonlarca Avrupalı ve Amerikalı insan, sancılar içinde kıvranıyor. Sonra da onlardan bazısı, ya İslam’ı bulup huzura eriyor ya da hayatını arayışla tüketip gidiyor. Hem de ne aradığının farkına varmaksızın. 

Her yeni günle birlikte İslam ailesine yeni kardeşler geliyor. Bunların çoğu da, batı da doğup büyümüş, modern toplumun tüm olumsuzluklarını yakından görmüş, İslam’dan mahrum bir çevrenin bütün eksikliklerini yaşamış kişiler arasından çıkıyor. 

Son yıllarda İslam’ı seçenlerin sayısı, gün geçtikçe artıyor. Müftülüklere başvurarak Müslüman olanlar her geçen gün artıyor. 

İtalya da yayınlanan Corriera Della Sera gazetesi: “Dünya da 1 milyar Müslüman var” başlıklı bir haber yayınlayarak İslam’ın en hızlı yayılan din olduğunu yazmıştır.

Hiçbir misyonerlik faaliyeti olmadığı halde dünyada ki Müslüman sayısının baş döndürücü bir hızla arttığına dikkat çeken gazete, Avrupa şehirlerinin cami ve minarelerle dolduğunu vurguladı. Gazete, “sadece Hollanda da daha şimdiden 160 cami var. İstatistiklere göre İslam’ı seçen İtalyanların sayısı da 10 bini aştı. İslam’ı seçenlerin en çok tutucu Hıristiyanların yaşadığı Sicilya ve Kalabriya da görülmesi ilgi çekici” ifadeleri yer aldı. 

İslam’ın gönüllerde yankılanmasında ezanın büyük rol oynadığının da dile getirildiği yazıda her gün minarelerden yükselen ezan seslerinin farklı dildeki, dindeki insanlara heyecan aşıladığı belirtildi (25-02-1991 Zaman)

Geçen yıl Denizli’mize gelen iki misyoner kendilerine verilen İslami bilgi sonucu Müslüman olmuştur. 

Özel eğitim aldığı halde Güney Koreli Song Yee Kim Muğla da Müslüman olmuş, Mine adını almıştır. 

Demek ki hakikat balçıkla sıvanmıyor. 

Avrupa’nın birçok yerinde yeni açılan camiler İslam’a olan ilgiyi de arttırıyor. Müslümanların örnek hareketleri, güvenilir olmaları, samimiyetleri, fedakârlıkları karşısında batılı kendi yerini arıyor. 

Camilerin bulunduğu bölgelerde, kırgınlıkların kalktığı, olayların azaldığı, hangi milletten olurlarsa olsunlar, insanların kardeşçe yaşadığı gözleniyor. 

Müslümanların örnek hareketlerini gören Hıristiyanların, kendi arazi ve mülklerini ücretsiz olarak Müslümanlara hibe ettikleri de görülüyor. 

Görülüyor ki, güzellik, güzellikleri celp ediyor. Niyet hayır, akıbet hayır oluyor. 

Dünya komünizm, kapitalizm derken bunalmış, yolun sonuna gelmiştir. Bu rejimler hep vaat etmiş, gerçekleştirememiştir. 

Galler Prensi Charles, verdiği konferansta: “Ben İslam’ı inceledim. Batının İslamiyet’ten öğreneceği çok şey var” demiş sonunda da: “Yüzünüzü nereye dönerseniz dönün, Allah oradadır” demiştir.

(Yeni Şafak 16-12-96)

Bediuzzaman Hazretleri: “Hıristiyanlık İslam’a teslim olacaktır” (Sözler:644) demiştir. 

Kur’an herkesi İslam’a çağırıyor:

 “De ki: Ey kitap ehli! Bizim ve sizin aranızda eşit olan bir kelimeye geliniz. Yalnız Allaha tapalım. Ona hiçbir şeyi şirk koşmayalım. Allah’ı bırakıp, birbirimizi Rab edinmeyelim.” (Al-i İmran:64) Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz. 

Bugün bütün dünya da İslam, en tesirli akımdır. Her şeye damgasını vurmuştur. 

İngiltere de yayınlanan The Economist Dergisi: “İslam 21. yüzyıla damgasını vuracaktır” diye başlık atmıştır. 

Demek ki, 21. asır İslam asrı olacaktır. Bu temenni değil, hayal değil, gerçektir, gerçek olacaktır. 

Misyonerler propaganda yaparken dünyanın da ahiretinde kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlar. 

Peygamber (sav): “İman etmedikçe cennete giremezsiniz”

(Müslim İman:93) 

Kur’an da: Yahudiler: “Cennete ancak Yahudiler girer” der. 

Hıristiyanlar da: “Cennete ancak Hıristiyan olanlar girer” dediler.  Bu onların kuruntularıdır.” (Bakara:111) 

İsa (as) zamanında onun getirdiklerine inananlar iman etmiş sayılır. Son din İslam geldikten sonra Allah katında din İSLAMDIR. 

Cenab-ı Allah “Din olarak İslam’ı seçmiştir” İslam’dan başka din kabul etmeyeceğini bildirmiştir. 

Netice olarak alkol, uyuşturucu ve seks batağında boğulmak üzere olan insanlar için İslam dini ümit oluyor. İslam’ın sadaka, zekât gibi sosyal emirleri yabancıların İslam’a yönelmesine neden oluyor. 

Bir de İslam’a gönül verenlerin mutluluğu İslam’ı cazip din haline getirmiştir.

Akıl mantık dini olmayan Hıristiyanlık ve deli dolu hayat artık akıllı insanlara zevk vermiyor. 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir