İSLÂM’DA ESAS OLAN TEK EVLİLİKTİR
Birden fazla kadınla evlenmek, şarta bağlı bir müsadedir.Şartın yerine getirilememesi halinde tek kadınla evlilik esastır.Birden fazla evlenmenin bedeli ağırdır.
İslâm tarihinde hep tek evlilik esas alınmış, birden fazla evlilik, istisnalar halinde olmuştur. Bunun sebebi, adaleti sağlayamayıp günaha girme korkusu olmuştur.
Cenab-ı Allah’ın : “Ne yapsanız da tam adaleti sağlayamazsınız.” , “Tek kadınla yetinin.” Âyetlerine bakıp birden fazla kadınla evliliğin haram olduğunu söyleyenler bile olmuştur.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşayan büyük Türk âlimlerinden Kınalızâde , İslâm’da tek kadınla evlenmenin esas olduğunu şöyle ifade eder :
“Gerçi dinde birden fazla evliliğe müsade edilmiştir.Fakat nafaka ve nikâhlı kadınları eşit tutmak şartına bağlanmıştır.Kur’an’da “adaleti yerine getirememekten korkarsanız bir kadınla yetinin.”buyrulmuştur. Burada adalet yapılmama-sına değil, adalet yapılamaz korkusuna bağlanmış-tır. Şu halde bir kimse, alacağım kadınlar arasında adalet yapamam diye korkarsa, Kur’an’a uyarak bir kadınla yetinmesi vacip ve birden fazla kadınla evlenmesi haramdır.”
1917 tarihli Osmanlı Hukuku Aile karar-namesinde çok evlilik müsade edilmiş,ancak ilk eşin isterse nikâh akti sırasında üzerine ikinci bir eş alınması yasağı koyabileceği benimsenmiştir. (Prof.Dr. H.Döndüren, Aile İlmihali :263)
Demek ki, kadın isterse şart koşabiliyor ve rızası olmadan ikinci evlilik olmuyor.Bu anlaşmayı da Nisâ Suresi’nin 128. âyetine göre yapabilir.
Nisâ 128’de ne buyruluyor :
“Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur.Sulh daima hayırlıdır.Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır…”
Buna göre kadın, ikinci evliliğe hayır anlaşması yapabilir.Bir de nikâhta boşama hakkı olabilir.
İslâm âlimlerine göre ; kocasının üzerine evlenmesinden rahatsız olacak itibarlı bir kadının üzerine, evlenerek rahatsız edilmesi helâl olmaz. Eğer kadın, üzerine evlenilmemesini şart koşarsa veya âdetler bu istikamette ise erkeğin buna riayet etmesi gerekir.” (Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi : 1/325)
Birde evliliğe gücü yetmeyene müsade yoktur. Bu konuda Hz. Peygamber :” Evlenmeye gücü olan evlensin. Gücü olmayan da oruç tutsun. Çünkü ; oruç onu korur.” buyurmuştur.
Demek ki, İslâm’da asıl olan tek kadınla evlenmektir. Birden fazla evlilik, zorunlu hallerde ruhsattır ve şartıda ağırdır.Ayrıca bu bir çözümdür.
Ayrıca normal bir zamanda hangi kadın, kendisini arzu eden bir erkek varken evli bir erkekle evlenmek ve bir kadının üstüne eş olarak gitmek ister ? Erkek de böyle bir kadını zor bulur.Bunun için tek evlilik geleneği, önemli bir durum olmadıkça normal olarak devam edecektir.
Bazı İslâm’ı tam olarak bilmeyen ve yaşamayan zayıf çevreler de mütaasıp diyebileceğimiz kimseler arasında bile ikinci evlilik moda oldu.Ortada sebep yok, zaruret yok, önceki eşini beğenmiyor, nefsinin tuzağına düşüyor, onu boşayıp biri ile evlenip geçiyor.
Bu evlilik nefsîdir. Bu nikâh caizdir. Zina etmiş olmaz ama İslâm’ın istediği bir evlilik olmadığından helâl değildir.
Bu neden oluyor ? Metres hayatı yaşayan-lar, kötü örnek oluyor.İnanç zayıf, ahlâk zayıf da ondan.
E….Zinaya düşerse, düşmesin efendim. Allah :” Zinaya yaklaşma” diyor.
Eğer bir evlilik, öğrenilince, eş ve çocuklar üzerinde yıkıma sebep olacaksa, kadın ihanete uğradığını düşünecekse, psikolojik bozulma olacaksa, o evlilik yapılmamalıdır.
Zevk için evlenilmez. “Birinin bir kızı oldu, başka evladı olmadı.O istiyordu ki daha evladı olsun, erkek çocuğu olsun.
– Evlenme dendiği halde ikinci evlilik yaptı, bir oğlu oldu.
“Çocuk burnundan getirdi.”
Her şeyde hayır vardır.Şükür, sabır gerek. Belki evlilik sahih değil, çocuk meşru değil…
Kısaca; bir evlilik, birinci eşi rahatsız ediyorsa, ondan olan çocukları üzüyorsa bu evliliğe kimse caizdir, diyemez. Bir erkeğin eşinden uzak kalması, ikinci evlilik için bahane olamaz. Aile hayatının devamı esastır. (Prof.Dr. H.Karaman, Zaman Gazetesi 22.12.2001)