İSLÂM’DA BİRDEN FAZLA EVLİLİĞE NİÇİN, NE ZAMAN MÜSADE EDİLMİŞTİR?

            Mecellede Madde 21 : “ Zaruretler memnû olan şeyleri mübah kılar.”denilmiştir.

            Bu, zaruret halinde bir çözüm ve tedbirdir. Çünkü sosyal ve fıtrî ihityaçlar karşılanmazsa, toplumda istenmeyen şeyler olur.

  1. Meselâ ; hanım rahatsız, bey hanımına son derece bağlı ama evlenmeye de ihtiyacı var. Çözüm bulunmazsa ikisi de mağdur olur. Kadın görevini yapmaktan kaçarsa günaha girer.
  2. Toplumda denge bozulmadıysa, ikinci evlilik zaten normal olmaz. Şayet kadın nüfusu fazla ise o zaman kadın için ya evde kalmak, ya ikinci evlilik, yada fuhşa düşmek söz konusu olur.  
  3. Boşanma, sokağa atılma yerine ikinci de olsa aile hayatı daha uygundur.
  4. Hiç evlenmeme, dünya nimetlerinden mahrum olma yerine, sıcak aile hayatı daha uygundur.
  5. Yokluk, sefalet yerine, metres hayatı yerine, ikinci de olsa evlilik daha haysiyetli bir iş olsa gerek.

            Zorunlu hallerde birden fazla evliliğe müsade etmemek ne gibi sonuçlar doğurur ?

  1. Kadın, alınır satılır, zevk aracı haline gelir.  
  2. Fuhuş yayılır, ahlâk bozulur.  
  3. Gayrimeşru çocuk sayısı artar.  
  4. Aile müessesesi yıkılır.  
  5. Ciddi hastalıklar yayılır.  
  6. Evlenememe halinde, fıtratın gereği yaşa-namaz, insanların ruh sağlığı bozulur.  
  7. Metres hayatı yaygınlaşır.  
  8. Himayeye, bakıma muhtaç kimseler ortada kalır.  
  9. Aile içi kavga, öldürme, dövme, terk ve ihanet olayları artar.  
  10. Bunalımlar artar, intiharlar çoğalır.
  11. Zaruret   varsa,   azamî  ölçüde   şartlara riayet edilecekse, buna rağmen evlilik yapılmazsa, iki tarafta mağdur olur, iki tarafa da zulüm olur.  
  12. Sonuçta insanlar gayrimeşruluğun içine düşer. Geçmişte cezalandırılan toplumlar gibi belâ ve musibetler çoğalır, hastalıklar artar, insanlar toptan cezalandırılır.             Şu hususlarıda akıldan çıkarmamak gerekir:
  13. Çeşitli   nedenlerle   dul  kalan   kadınların normal bir şekilde evlenmeleri biraz zordur.  
  14. Normal zamanlarda kız bulamayan erkek-lere rastlanmadığı halde, erkek bulamayan kızlar ve dul olduğu için itibar edilmeyen kadınlara sıkça rastlanmaktadır.  
  15. Bugünkü toplumda kadın daha çok korun-maya muhtaçtır.Onun için erkeğin evlenmesi nasıl ihtiyaç ise kadının evlenmesi daha çok ihtiyaçtır. O yüzden kadının evlilikten mahrum edilmesi uygun değildir. Evlenme, yuva kurma, ana olma, her kadının küçük yaştan itibaren hayallerini dolduran bir konudur.  
  16. Kadın her yönden kendisini koruyacak güçte değildir. Yalnız kadına iyi gözle bakan az olur.  
  17. Bugün fahişelik yapan, bir koca yerine, bir çok kocası olan, umumhanelerde çalışan, metres hayatı yaşayan, kadınların durumları araştırılacak olursa, genellikle bunların herhangi bir nedenle evlenemeyen veya evlenip de boşanan, bir daha evlenme imkanı bulamayan kadınlar olduğu görülecektir.  

            Hz. Peygamber :”Kocası olmayan kadın ne kadar zavallıdır.”buyurur.  

  • Kadın eğer meşru yoldan tatmin olamaz-sa gayrimeşru yoldan tatmin yolları arayacaktır.  
  • Bazı kadınlar, cinsi duygusunu çok erken yaşlarda kaybetmektedir veya uzun süren ay hali hastalığı olanlar vardır. Bunların boşanarak yalnızlığa, yoksulluğa terk edilmesinden, ikinci eş olması daha ağır değildir.

            İslâm Dininin bazı zaruri hallerde birden fazla evliliğe müsade etmiş olması, tenkit edilmeden, ön yargı ile ulu orta konuşmadan mantıklı bir şekilde ele alınması daha uygun olur.  

            Eğer böyle durumlarda dinimiz, birden fazla evliliğe müsade etmemiş olsaydı, insanlar böyle bir çareyi mutlaka düşünmek zorunda kalacaklardı. Nitekim tarihte bazı uygulamalar olmuştur. Bunlardan bir kaçını burada zikredelim :  

            1- Firavun’un tahtını koruyabilmek için erkek çocukları öldürtmesi üzerine daha sonraki yıllarda çok evliliğe müsade edilmiştir.

2-1650’de 30 yıl süren harpler neticesi erkekler öyle azalmıştı ki, yetkililer

Nuremberg’de özel kanun çıkararak erkeklerin birden fazla evlenmesine resmen müsade etmişlerdir.

  • Diğer bir örnekte II. Dünya Harbinde Almanya’da erkeklerin azalması, kadınların sayıca erkeklerden çok fazla olması, Alman yetkililerini bu duruma çare aramaya mecbur etmiştir.Tek çare olarak birden fazla evliliğe müsade edilmiş, metres hayatı yaşayanlara göz yumulmuş, ayrıca çeşitli yollarla yabancı ülkelerden erkek ithali yapılmıştır.  

            Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Konuyu uzatmadan şu hususu da belirtmekte yarar      vardır :Çoklarımız    büyüklerimizden    dinlemişiz-dir. Çanakkale ve İstiklâl Savaşlarının devam ettiği günlerde mezarlıklara erkek cenazesi gömülmemiştir. Yıllarca ölen ihtiyarları gömmek için  erkek bulunamadığından cenazeler arabalarla taşınmış, cenazeleri kadınlar gömmüştür. Bazı erkek cena-zelerin yıkanma işlemi yapılamadığından cenaze-nin günlerce beklediği, komşu köylerden insan çağrılarak cenazelerin defnedildiği çok olmuştur.

  • Irak-İran savaşı sırasında erkeklerin ölü-mü ile dul kalan veya evlenemeyen kadınların, Türk tır şöförlerine meylettiklerini şöförler anlatmış-lardır.  

            Bu ve böyle ihtimaller düşünülmeden ulu orta İslâm’da çok evlilik var denirse, bu iyi niyetli bir davranış değildir. Böyle kimselere asla itibar edilmemelidir.

            Çok evlilik konusunda ana hedef, Peygamber (as)’dır.Şunu belirtelim ki, Peygamber (as)’ın evlilikleri asla nefsî ve keyfi değildir. Diğer konularda AllahRasûlü, yanlış yapmadığı gibi evlilik konusunda da yanlış yapmamıştır.Çünkü O, hata yapmaktan korunmuştur.  

            O’na evlilik teklifleri, ilk evliliği Hz. Hatice dahil hep karşı taraftan gelmiştir.Hz. Aişe (ra) hariç evlendiği kadınlar hep dul, yaşlı ve ihtiyaç sahibi kadınlardır.O’na evlilik teklif eden kadınlarda da nefsî arzu yoktur.Peygamber hanımı olma arzuları vardır.Bir önemli hususta Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir gibi aileler Peygambere yakın olmak istemişlerdir.

            O devirde çok evlilik sosyal hayatın bir gerçeği idi. Çok evlenenler yadırganmadı. Hatta kadın bile birden fazla koca ile evlenebilirdi. Böyle bir ortamda İslâm Peygamberi asla uygunsuz bir evlilik yapmamıştır.O devirde yapılanların dışına çıkmamıştır.O’nu tanıyan hayatını inceleyen batılılar bile yapılan insafsız saldırılara karşı çıkmışlardır.Meselâ ; Thomas Carlyle, şöyle der : “25 yaşına kadar bekar yaşayan, kendinden 15 yaş büyük bir kadınla evlenen, onunla 25 yıl beraber yaşayan nasıl şehvet düşkünü olur ?” (Siret Ans. :2 /198)  

            Peygamber (as) hislerinin arzu ve hevesinin peşinden koşan biri değildir.

            Eğer Hz. Peygamber yanlış bir iş yapsaydı, o zaman düşmanı yok muydu ? Müşrikler, putperesler, Hıristiyanlar ve Yahudiler sessiz mi kalırdı ?  

            Peygamber vahiyle hareket ettiği için O’nun evliliği asla onu  küçültmez.  

O devirde Müslüman kadınları, inandıkları için putperes kocaları boşuyor, terk ediyordu.  

            Erkekler göğüs göğüse savaştığı için kadınların sayısı çoktu.Çocukları ve kendileri muhtaç kimselerdi.

                     Dul     kadınlara      dönüp           bakan           olmuyordu.           Peygamber   dullarla         da evlenilebileceğini göster-miştir.

            Kadınlar vasıtasıyla İslâm’ın öğrenilmesine ve yayılmasına ihtiyaç vardı.

            Bu durumda kadınların sahipsiz kalmaları uygun olur muydu ? İslâm ve İslâm Peygamberi insanlığın problemlerini çözmek için gönderilmişti.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir