İSLAM FITRAT DİNİDİR

Cenab-ı Allah insanlığa en son gönderdiği İslam Dinini insanın fıtratına ve yaşayışına en uygun bir şekilde göndermiştir. İnsanda inançsızlık hastalığı yoksa, insanın İslam’ı beğenmemesi ve dışlaması mümkün değildir. Çünkü İslam, insanın kıyamete kadar, ihtiyacına cevap verebilecek şekilde gönderilmiştir.

İslam, insana faydalı olanı emretmiş, zararlı olanı da yasaklamıştır. İslam insanın her devirde problemlerini çözebilecek şekilde vahyedilmiş bir dindir. Bazılarının bir şeyler demesi, bir şeyler yapması, bu gerçeği değiştirmez.

Kıyamete kadar insanın iki cihan saadeti için Kur’an’ın rehberliği şarttır. Cenab-ı Allah şöyle buyurur:

“Kur’an insana en doğruyu ve en sağlam yolu gösterir” (İsra:19)

İslam insanın zarar görmesine yüzünün kızarmasına ve alçalmasına asla müsaade etmez. İslam’a göre insan, tertemiz dünyaya gelmiştir, temiz bir hayat yaşamalı ve temiz bir şekilde yaratanına kavuşmalıdır.  

İnsan isterse, İslam çerçevesi içinde bir ömür geçirir; kendini koruyup, neslini de bozmadan devam ettirebilir. Bunun için İslam aynı zamanda toplum dinidir, insanlık dinidir.

En önemlisi de İslam, hayat dinidir. İslam’ın hiçbir emri yerine getirilemez durumda değildir. İslam’da emirler ve yasaklar, insanın kolayca yerine getirip, faydasını görebileceği şekildedir.

Diğer dinlerde olmayan bir husus da; İslam yöreye göre, örf-adetlere göre, kişinin özel durumuna göre katı bir din değil, bilakis olumlu gelişme ve yeniliklere açık bir dindir. Mesela; Peygamber, dişlerini misvakla temizlemiştir. Bugün ise gaye aynıdır, diş sağlığı ve diş temizliği. Ama araç değişmiştir. Bir örnek daha verelim:          Kur’an da hırsızın elinin kesilmesi emredilmiştir. Burada caydırıcılık söz konusudur. Ama din alimleri, duruma göre hırsıza farklı bir ceza şekli tatbik edebilir.

İslam Dininin Kutsal Kitabı olan Kur’an da yaşanması imkansız bir kitap değildir.

İslam, toplumun örf ve adetlerini de önemli ölçüde dikkate alır. Mesela; giyim-kuşam konusunda olduğu gibi…

Bugüne kadar bazı çevrelerde İslam’a değil de Müslüman’a bakılarak dini değerlendirme hatasına düşülmüştür. Bazı insanların yaşayışı, din gibi gösterilmiştir.

İslam, dinde olmayan ve dine sonradan sokulan bir şeyi asla kabul etmez. Hz.

Peygamber şöyle demiştir: “İşlerin en zararlısı, dinde olmadığı halde sonradan uydurulan şeylerdir. Bunlar bit’attır. her bit’at sapıklıktır. Sapıklığa düşen de  cehennemdedir.” (Nesei, lydeyn:22)

Ziya Paşa’nın dediği gibi: “Evvel yoğ idi bu rivayet yeni çıktı.” İslam’da reform, İslam’da Rönesans, kuyuya atılan bir taştır. l999 yılının ortalarında bir gazetede “Bazı ayetler reddedilsin” diye bir görüş ortaya atıldı. Ardından yetkili bir ağız 230 ayetin alınıp diğerlerinin çıkarılması teklifi ile reform fikrine katıldı.

Teslime Nesrin, Salman Rüşdi de aynı şeyleri söylememiş miydi’?…

Zaman zaman gündeme gelen şeyler bunlar… Peki şöyle soralım: Kur’an’dan bazı ayetleri çıkarıp attığımız zaman o Kur’an olur mu? Tekrar soralım: İslam’a bir şeyler ilave ettiniz veya İslam’dan bir şeyler çıkardınız. O zaman o din, Allah’ın gönderdiği din mi olur? Yoksa başka din mi olur?

Gerçek şu ki, maksat belli, niyet bozuk…

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir