İSLÂM DIŞI KIYAFET TAHRİK EDER
Giyim, insanı korur. Kabuğun meyvayı zarfın mektubun mahremiyetini koruduğu gibi korur.
Örtünmek, insan fıtratının gereği ve Allah’ın emridir. Allah, hayvanları bile çıplak yaratmamıştır.
Açıklık, kötü bakışların ve kötü niyetlilerin hedefi olur. Tâciz, tecâvüze sebep, fitne sebebi açıklıktır. Açıklık her zaman teşhirciliği hatırlatmıştır.
Açıklık, ruh sağlığı açısından da son derece olumsuz etkiler yapar. Bugüne kadar soyunanlar, müstehcen film çevirenler, dansözler, onun bunun göz zevkini tatmin edenler, hastalıklar ve kötü ölümlerle ölmüşlerdir.
Bugüne kadar güzel şeyler, kadının çıplak vücudundan doğmamıştır. İnsanlık medenileştikçe örtünmüştür. Açınmakla modern, çağdaş ve medeni olunmaz. Açıklık, insanı alçaltır, bayağılaştırır. Utanma duygusunu yok eder. Hz. Peygamber :
“Utanmıyorsan dilediğini yap.” “Edepsizlik hangi şeye girerse onu ayıplı kılar” buyurmuştur.
Gıdıklamak insanı nasıl güldürürse, çıplaklık da insanı tahrik eder. Örtüyü savunan ilim adamına sebebi sorulunca : “örtüsüz kadından korkarım” cevabını vermişti.
Açıklığın çirkinliğini, sanatla örtemeyiz, san’atta güzellik vardır, açıklıkta seks mesajı vardır.
Açıklık özgürlükde değildir. Bazı şeylerin özgürlüğü olmaz. Açıklık her yönden zayıflıktır, esaretttir.
Diyorlar ki, gizli olana ilgi daha çok oluyor. Bu züğürt tesellisidir. Bir pencerede perde çekilmiş, panjurlar inmiş, bir pencerede açık, hanımefendi açık saçık içerde dolaşıyor. Hangisi daha çok ilgi çeker?
1992 yılında İstanbul’da tahsilli ve geliri yüksek 500 kadınla cinsel taciz üzerine anket yapılmıştı. Netice ürperticiydi.
– Size elle veya sözle sarkıntılık yapıldı mı? sorusuna %76’sı “evet” demiştir. – Laf atıldımı sorusuna %98’i “Evet” cevabını vermiştir.
Kadınların saldırıya uğraması çoğalınca Fransa’da sahilde mayo ile dolaşmak yasaklanmıştır. Çıplak resimlerin tahrik etmesi sonucu İngiltere’de çıplak resimler dergi kapaklarından kaldırılmıştır. Açıklığın suçları arttırdığı gerekçesiyle polis genelge yayınlamıştır. İç çamaşırları gösteren elbise yasaklanmıştır.
1963 yılında İzmir Kemeraltı’nda bir delikanlı bir kadına saldırmıştı. Poliste verdiği ifadede “beni tahrik etti, kendime hâkim olamadım” demişti.
1968 yılında Kayseri’de bir genç, evli kadını sokakta öpmüştü. Mahkemede genç, kadının aynı elbise ile gelmesini istemiş, o kıyafeti görünce hakim: “Ben şimdi sana ne diyeyim kızım!” demiş genci serbest bırakmıştı.
Yanlarında açık saçık kadın çalıştıranların “Ben kendimden eminim” deyip kendilerini savunmaları veya eşlerine “bana güven” demeleri, yeterli değildir. Onları vebâlden kurtarmaz ve korumaz. Açıklık karşısında bazen dindarlık bile yetmez. Çünkü şeytanın ne yaptıracağı bilinmez. Cinsi duygusu uyanan insan normal bir insan değildir. Tıpkı öfkelenen gibi, nefis ayağa kalktıktan sonra önüne zor geçilir.
Hz. Peygamber : “Bir erkekle yabancı bir kadın yalnız olurlarsa, üçüncüsü şeytan olur” buyurmuştur.
Açıklık şehvet duygusunu ön plâna çıkarır. Evlilik analık ve sadık eş gibi konularda haklı olarak güven vermez. Çoklarını evlenmekten bile alıkor.
Önemli hususlardan biri de kılık kıyafete göre bakış değişik olur. Konuşmada değişik olur. Birine “cicim, canım” denirken diğerine “bacım” denir.