İSLÂM DİNİNDE ÇOK EŞLİLİK DURUMU
İslâm Dini kadına baştan beri lâyık olduğu önemi vermiş, kadının bir türlü sahip olamadığı haklarını ona bahşederek haysiyet kazandırmıştır.
İslâm Dinine gelinceye kadar bir hiç olan, tarih boyunca insanca yaşamanın ve insanca muamele görmenin özlemini çeken kadın, İslâm Dinin verdiği önem sayesinde özlemini çektiği insanlık ve kadınlık haklarını elde edebilmiştir.
Bu konuda Müslüman erkeklerde kadınlara Kur’an’nın emri ve Peygamberin tavsiyeleri doğrultusunda muamele etmişlerdir. Zira Cenabı-ı Allah, Kur’an’da : “Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. “(Bakara Sûresi:228) buyurarak kadının da hak sahibi olduğunu bildirmiştir.
Yüce peygamberimiz Hz. Muhammet (SAV) de bu konuda:
“Sizin en hayırlınız, kadınlara karşı en iyi olanınızdır “, “En hayırlınız eşine iyi muamele edeninizdir” buyurmuşlardır.
Veda Hutbelerinde de kalabalık Müslüman topluluğuna hitaben yaptığı konuşmalarının bir bölümünde de “ kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız vardır. Kadınlarında sizin üzerinizde hakları vardır” diyerek kadınlara insanca davranılmasını emretmiştir.
Macar Tarihcisi Hammer, bu konuda İslâm kadınının ve Müslüman toplumun durumunu şu sözlerle ifade etmiştir :
“Müslüman kadını dünyanın en muhterem mevkine sahip, hürmete şayan olduğu için ona lâyık olduğu mevki verilmiştir. Tarihinin hiçbir sayfasında kadının bu kadar hukukuna riayet eden, hürriyetine hürmet eden bir toplum görülmemiştir.”