İşkenceler ve dinlerinden dönmeyen iman sahipleri
İlk Müslümanlar bir Allah’a inandıkları için bir çok güçlüklerle karşılaştılar; dövüldüler, aç susuz bırakıldılar. Putperestler mallarını aldılar, borçlarını ödemediler, Müslüman kadınları boşayıp ortada bıraktılar, Müslüman olanları döverler döverler “acıdığımız için değil, yorulduğumuz için bırakıyoruz” derlerdi. Develerin arasına bağlarlar, develeri ayrı yöne yürütürler, vücutlarını parçalarlardı. Bu insanlık dışı davranışlar onlara hep zevk kaynağı olmuş ve bu yaptıklarını övünç vesilesi saymışlardır.
Bu konuda bazı örnekler verelim:
Bilâl–i Habeşi Müslüman oldu diye, Efendisi Ümeyye zulüm ve eziyet ettikçe Bilâl “Allah bir” cevabını vermişti. Efendisi boynuna bir ip takıp sokaklarda sürüklerdi. Aç susuz bırakır, kızgın kuma yatırıp üzerine kızgın kaya parçası kordu. Bilâl bayılırdı. Hz. Ebubekir dayanamayıp ücretini ödeyip azad edinceye kadar işkence çekti.
Ebu Fükeyhe, köle idi. Efendisi safvan çok zulmetti. Ayağına ip bağlayıp kızgın kumlar üzerinde sürüklerdi. Ebu Fükeyhe bayılır, ayılınca kendisine bir put gösterip: “Senin tanrın bu değil mi? Der, o da “Beni de seni de yaratan Allah’tır” deyince işkence tekrar başlardı.
Habbab bin Eret’i Kureyşliler kızgın kömürlerin üzerine yatırırlar üzerine de bir adam çıkardı. Zavallı Habbab saatlerce kıvranırdı. Habbab, demircilik yapardı. Kureyşten alacaklarını istediği zaman “Muhammedi inkâr et, borcumuzu verelim” derlerdi. Habbab: “Onu asla inkâr edemem” der, her zaman parasını alamadan dönerdi. Ama asla dininden dönmedi.
– Suheyb –i Rumi Müslüman olduktan sonra Bizanslılara esir düşmüş, feci işkenceler görmüştü. Dininden dönmesi istenir, “Hayır” cevabını verince de tekrar dövülürdü. Malına el kondu. Ne yaptılarsa imanından dönmedi.
Ömer Müslüman olmadan Lübeyne (ra)yi çok işkence etmiş, tekrar eski dinine dönmesini istemiş fakat Lübeyne dönmemiştir. Ömer eniştesini ve kız kardeşini de ağzından burnundan kan gelinceye kadar dövmüş, dinlenip dinlenip dövmüş gene de ağızlarından “Allah bir” den başka bir şey çıkmamıştır.
Ebu Cehil Zinnire (ra)nin gözünü çıkarmış ona “Lât ve Uzza’nın kahrına uğradın” demişti.
Yâsir ailesi toptan Müslüman olmuştu. Fakat kendilerini Allah’tan başka koruyacak kimse yoktu. İman onları her şeyden ve herkesten korkusuz kılmıştı. Yasir ailesi, Müslüman olmanın sevincini yaşarken Ebu Cehil, adamlarını toplayıp evlerini bastı. Onları zincire vurdu, evi de ateşe verdi. Yâsir ailesine akla gelmeyecek işkencelerden sonra dinlerinden dönmelerini istedi. Bu işkenceler devam ederken bir gün peygamberimiz hallerini görmüş, onlara: “Sabredin Ey Yâsir Ailesi, sizin mükafatınız cennettir” demiştir. Yâsir, işkenceye dayanamayıp ilk erkek Müslüman şehit olmuştur. Sümeyye’yi de iki deveye bağlamışlar, develeri birbirinden uzaklaştırmışlardır. Parça parça olan Sümeyye de ilk kadın şehit olmuştur.
Yâsir’in oğlu Abdullah’ı ve Ammar’ı da ağır işkenceler etmişler ikisi de dinlerinden dönmemişlerdir.
El–Eret’in efendisi Anmâr, kölesinin Müslüman olduğunu duyunca kızgın demirle başını dağlamıştı. Bir zaman sonra Anmâr’ın sağlığı bozulmuş, başını dağlatmasını söylemişler, uzun süre kölesi de onun başını dağlamıştır.
Hz. Osman Müslüman olunca amcası Hakem b. Ebul As onu urganla bağlamış, dininden dönünceye kadar çözmeyeceğine yemin etmişti. Hz. Osman ne yaptıysa dininden dönmemişti. Amcası boğucu dumanla eziyet etti. Osman (ra) da, dininden dönmeyeceğine yemin edince bağlarını çözmek zorunda kalmıştır.
Bütün bunlara sebep, İslâm’ın yayılışı, putperestliğin yıkılışı, Müslümanların güç oluşturarak zevk aldıkları kötülükleri kurutmaları, alışkanlık haline getirdikleri ahlaksızlıkları yıkmaları, alın teri dökmeden elde ettikleri kazancın kesilmesi gibi nedenlerdi. Yoksa islam’ı beğenmedikleri, peygamberimize güvenmedikleri için değildi. Bütün mesele menfaatlerinin kesilmesi endişesi idi.