İşbirliği inanç birliği ve elbirliği olunca dünya cennet olur
Müslümanlar birlikte sevinir, beraber üzülürse, Allah’ın ihsan ettiği nimetleri beraber paylaşırsa, Müslümanlar güçlü olur, düşmanın hükmü geçmez.
Müslümanlar birbirlerine düşerlerse, İslam birliği gerçekleşmez. Düşmanın zulmü hüküm sürer.
Aslında cennet de cehennem de dünyadadır. Yani istenir ve gereken yapılırsa, her şey güzel olur. Dünya hayatı cennete dönüşür.
Ahirette de cennette de cehennemde de bir şey yok. Cennet nimetlerini de cehennem ateşini de insanlar bu dünyadan götürürler.
Şöyle anlatılır: adam ölmüş. Melekler: “gel seni yerine götürelim” demişler. Adam sormuş:
- Yerim neresi? Melekler:
- Yerin cennet. “Sen cennetlik işler yaptın” demiş.
Adam cehennemi görmek istemiş. Melekler alıp cehenneme götürmüşler. Adam ne görsün?
Bir sofra, sofrada her nimet var, etrafında adamlar aç, perişan, kaşıkların sapı uzun ve bileklerine bağlı olduğu için bir şey yiyemiyorlar. Adam birbirini düşünmeyen bu insanları görünce üzülmüş. “Beni yerime götürün” demiş.
Cennete gelmişler aynı sofra, aynı yiyecekler ve aynı kaşıklar.
Bir fark var. Kaşıklar karşı taraftakinin ağzına gidiyor. Herkes tok ve huzurlu.
Müslüman, Müslümanı sevmelidir:
Peygamber (as): “Müslüman, Müslümanın din kardeşidir.”
(Buhari, Mezalim: 3)
- “Hiç biriniz kendisi için istediğini, din kardeşi için de istemedikçe, olgun Müslüman olamaz.” (Buhari İman: 7)
Allah Resulü, Müslümanlar arasında İslam kardeşliğini ilan etmiş, Müslümanın Müslümanı sevmek durumunda olduğunu bildirmiştir.
Başka hadislerinde de:
- “Zalim olsun, mazlum olsun, kardeşine yardım et. Ashaptan biri soruyor:
- Mazluma yardımı anladık. Zalime nasıl yardım edelim?
Allah Resulü ona:
- “Zalimi zulmünden vazgeçirerek cevabını veriyor.” (Buhari,
Mezalim: 4)
- “Bir kimse kardeşini severse, sevdiğini ona söylesin.” (Riyazü’s – Salihın: 384)
- “Bir kimsenin Müslüman kardeşini hor görmesi, kişiye şer olarak yeter.” (Müslim Birr: 32)
- “Müslüman, Müslümana zulüm etmez. Müslüman, Müslümanı başına gelen musibetle terk etmez. Onu zalimin zulmünde bırakmaz.”
Müslüman din kardeşine yardımda bulundukça, Allah’ta ona yardımda bulunur.
- “Kim bir Müslümanın dünya sıkıntısını giderirse, Allah’ta kıyamet gününde onun sıkıntısını giderir.”
- “Kim dünyada Müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Allah’ta onun ayıbını örter.” (Buhari, Mezalim:3)
- “Allah’a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de olgun mü’min olamazsınız ve aranızda selamı yayınız.” (Riyazü’s – Salihın: 376)
- “Kardeşinin yüzüne gülümsemen sadakadır.” (Keşfül, Hafa: 945)
Cenab-ı Allah: “O mü’minler ki haklarına, yurtlarına tecavüz edildiği zaman yardımlaşırlar.” (Şuara: 39)
Görülüyor ki, Müslümanım diyen, Müslümanları sevecektir. Onun hakkında gıybetten, iftiradan, kötü zanda bulunmaktan, gizli hallerini araştırmaktan uzak duracaktır.
Cenab-ı Allah şöyle uyarıyor:
- “Eğer sapığın biri size bir haber getirirse, o haberin aslını araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz.” (Hücürat: 6) Bir uyarı da:
- “İyilikte yardımlaşın kötülükte yardımlaşmayın.” (Maida: 2) Veda hutbesinin özü neydi?
- İnsan haklarına saygı gösterilmesi,
- Zulüm edilmemesi ve zulme boyun eğilmemesi,
- Kan davalarının kaldırılması,
- Faizciliğin her türlüsünün yasaklanması,
- Kadın haklarının çiğnenmemesi,
- Her durumda Kuran’a ve sünnete uyulması,
- İnsanın kendine zulüm etmemesi, – Bütün Müslümanların kardeş olduğu,
- Irkçılığın yasaklanması, şeklindeydi.