İNTİHAR SUÇTUR

Kur’an’da: “Doğrusu biz diriltiriz, biz öldürürüz. Dönüş bizedir” (Kaf:44) buyrularak yaratanın Allah, yaşatanın da öldürecek olanında Allah olduğu bildirilmiştir.

Nisa suresinde “Kendinizi öldürmeyiniz” (Ayet:29)

  • “Kendinizi öldürmeyin. Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz” (Zümer:53) buyrulmuştur.

Bu Kur’an ayetlerine göre intihar etmemek Yüce Allah’ın emridir.

Bu konuda Peygamber(AS) da şöyle buyurur:

  • “Sizden önce biri vardı. Vücudunda yarası vardı. Onun acısına dayanamayıp bıçakla kendini öldürdü. Allah: “Kulum ölümü temenni ederek önüme geçti. Ben de ona cenneti haram kıldım” buyurdu. (Tecrid-i Sarih Terc.9/192)  
  • “Sizden hiç biriniz başına gelen bir musibetten dolayı sakın ölümü istemesin. Şöyle desin: “Allah’ım benim için yaşamak hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat. Ölüm benim için hayırlı olduğu zaman beni öldür” desin” (Müslim,Zikir:10)

                  İbrahim Hakkı Hazretleri:

                  “Hak şerleri hayreyler,

                  Zannetme ki gayreyler,

                  Arif anı seyreyler,

                  Mevla görelim neyler,

                  Neylerse güzel eyler” demiş.

                  Müslüman ölmeyi istemeyecektir. Cuma suresinin 7. ayetinde “onlar önceden yaptıklarından dolayı ölümü asla temenni etmezler” buyrulur.

                  İnsanın yaptığı iş eğer kötü ise, başına herhangi bir kötülük geldiyse, kötülükleri bırakmak, kötülüklerden kurtulmak için çalışacaktır.                   Kimse beden benim, hayat benim, can benim diyerek intihar etmeyecektir.

Bu hak ona verilmemiştir. Çünkü her şey Allah’ındır.

                  Hz. Peygamber(AS) kendini bıçakla öldüren birinin cenaze namazını kılmamıştır. (Taç 1/366)

                  Bir hadiste de şöyle bildirilmiştir:

                  – “Kim kendini yüksek bir yerden atarak öldürürse, o kimse cehennem ateşinde kendini hep yüksekten atarak azap görür.  

                  Zehir içerek kendini öldüren de elindeki zehiri içerek azap görür. Kendini silahla öldüren de o hali ile azap görür.” (Müslim, İman: 175+Hadis Ans., İ. Canan: 13/501)

                  Görülüyor ki ne sebeple olursa olsun intihar inancımız da suçtur. Dünyasını da ahiretini de karartan bir suçtur.  

            İnancımızda kötü olaylar, istenmeyen haller sabırla şükürle ve inanç devreye sokularak geçiştirilecektir.  

             Yunus: “Lütfun da hoş, kahrın da hoş,

                            Narın da hoş, nurun da hoş” demiştir.

            Her şeyin iyi tarafını görmek, her şeyi hoş görü ile karşılamak, problemleri yarı yarıya çözecektir.  

            İnsan hayatında inancın önemi büyüktür.  

            Ankara Üniversitesi bünyesinde oluşturulan İntihar Kriz Merkezi tarafından yapılan bir araştırmada intihar olaylarında %50 artışın olduğu ve intiharın sebepleri sıralamasında birinci sırayı maneviyatsızlığın aldığı belirtilmiştir.

            Eskiden ülkemiz son sıralarda iken maneviyatsızlığın artması ile beraber intihar olayları da artmaktadır. Buna karşılık yapılan şey şudur: seyretmek ve seyrettirmek…

            Yapılacak şey nedir? Ahlak ve maneviyat düşmanlığının önüne geçmektir.  

            Türkiye’deki intihar olaylarının az oluşunun sebepleri vardır. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün 1992 yılındaki raporunda ülkemizdeki intihar olaylarının diğer ülkelere göre az olmasının sebebi İslam dini olarak gösterilmiştir. Çünkü inanan insan kendini yalnız ve desteksiz hissetmez. Hep Allah’a güvenir, Allah’a dayanır. Başına gelenler için sabreder, şükreder, tevekkül eder, her şeyin kendisi için imtihan olduğunu düşünür. Hayatını iyi bir şekilde noktalamaya çalışır.

            Gerçek İslam inancına sahip olan bunalıma düşmez,stresli bir hayat yaşamaz. Nefsine hakim, olaylara hakim olur.

            Geçen yıl Danimarka’da yayınlanan Psikiyatri Dergisindeki bir araştırmaya göre, insanın kendine zarar veren davranışlar dahil bütün yanlış davranışların İslam dini tarafından yasaklandığı için suç ve intihar olaylarının Müslümanlar arasında az görüldüğüne dikkat çekilmiştir.” (20.03.1993 – Zaman)

            İslam insanın yüzünü kızartacak, insanın mahcup ve pişman olacağı kötülüklere müsaade etmez. İnsanın içini karartan düşüncelere yer vermez. İnsana dayanma gücü verir. İbadetler ise insanı olgunlaştırır, kötülüklerden uzaklaştırır, insan için iyi bir ortam hazırlar.  

            Bugüne kadar           “Dua ve ibadet olmasaydı çıldırırdım” diyenler boşuna söylememiştir.

            Mesela; insanların çoğunun ilgi duyduğu ramazan ayında diğer suçlarla beraber intihar olayları da azalıyor.  

            Devlet İstatistik Enstitüsünce yayınlanan “İntihar istatistikleri” raporunda inancın intihara set olduğu belirtilmiştir.  

            Kur’an’da dinini yaşamayanların sıkıntılı bir hayatlarının olacağı bildirilmiştir.

(Taha: 124)

            Şikayet ediliyor, sızlanılıyor. Namaz var mı? ibadet var mı? deyince “yok” diyor. Allah bir reçete yazmış, göndermiş. Ona uyulmayınca tabi ki sıkıntı olacak. Bu hem itaatsizliğin hem de  isyanın cezası olmaktadır.

            İnanç zayıfladı, intiharlar arttı. İnanç boşluğuna düşen intihara yöneliyor. İnanç kuvvetli ise, ekonomik sıkıntı ve sosyal felaketler aşılabiliyor. Ama yoksa veya zayıfsa, güç yok ki nasıl aşılsın.

            Dindar bir yaşantı içinde; dayanışma görülüyor, dertler paylaşılıyor, ekmek paylaşılıyor, ailede sorumluluklar yerine getiriliyor, yalnızlığa terk olmuyor, ayrıca yüz kızartıcı suç işlenmiyor.

            Dini hayatta intihara yer yoktur. Çünkü dinde iyi şeyler vardır. Ölüm ötesi hayatın sonsuzluğuna inanan, intihar edebilir mi? Allah’ın huzuruna çıkıp bir bir hesap vereceğine inanan kötü olabilir mi, kötülük yapabilir mi?

            İnançsız olan, din duygusu zayıf olan veya inandığı halde dini bir hayat yaşamayan kesimlerde intihar olayları sürekli artmaktadır. Çünkü gelecek inancı yoktur. Ruhlar bomboştur.

            Bakın Allah (cc) ne buyuruyor:

  • Allah kimseye zulmetmez, insan kendi kendine zulmeder. (Yunus:44)
  • Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işlediğinizin yüzündendir. (Şüra:30)
  • Allah, teslimiyet gösterenleri günahkarlar gibi tutmaz. (Kalem:35)
  • Kim Allah’ı zikirden gafil olursa, yanından ayrılmayan şeytanı ona musallat ederiz. (Zuhruf:36)
  • Kalpler ancak Allah’ı anmakla zuhur bulur. (Rad:28)
  • Kim beni anmaktan yüz çevirirse, şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olur, ve biz onu kıyamet gününde de kör olarak haşrederiz. (Taha:124)

Hz. Peygamber’de:

  • “Evlerinizde namaz kılın, kabire çevirmeyin.
  • İçinde Kur’an bulunmayan kalp, harap ev gibidir.
  • Kim Kur’an’ı önüne alır, ona uygun yaşarsa, kalbine genişlik verir, rızkını artırırız. Kim de Kur’an’ı arkasına alırsa, onunda kalbini daraltır, rızkını da azaltırız.” Buyurur.

Görevlerini yapan insanların sıkıntısı olmaz. Kur’an Allah’ın talimatıdır. İnsanın mutluluğu için prensiplerdir.

            Üniversiteli bir gencimiz 8 ay bunalım içinde çırpındı durdu. En son namazı öğrendi. Bir dostumun da gayreti ile namaza başladı. Bütün derslerden başarısızdı. Bir dersin dışında hepsini başardı. “Şimdi çok rahatım” dedi ve yüzü gülüyordu.

            Bakın 29.03.1997’de Amerika’da lüks villalarda yaşayan 21’i kadın, 18’i erkek

39 kişi güneş tarikatına mensuptu ve intihar etti. 50 kişi de 5.10.1994’te topluca intihar etmişti.

            1995 yılında Fransa’da 16 kişi ölü olarak bulunmuştu.

            İnanamayınca, Allah’a ulaşamayınca iş çığırından çıkıyor. Bizde de şeytana tapanlar tarikatına mensup gençler intihar ediyor. Şeytan onlara “vur, kır, öldür, vurup kırıp, öldüremezsen, kendini öldür” emrini veriyor, kendilerini öldürmeyi görev biliyorlar.

            Bunlar kan içiyor, önüne gelenle yatıp kalkıyor. Bunlar, İslam’a inanamamış, İslam’la tanışamamış, Allah’a kul olamadığı için şeytana kul olmuş gençlerdir.

            Bu gençlerde intihar oyun haline gelmiştir. Çıldırma noktasında başvurulan değil, planlı, birilerinin teşviki ile olan bir oyun.

            Şunu söylüyorum, çocuğu ile ilgilenmeyen, çocuğun karnı ile birlikte beynini doyurmayan her ana baba, çocuğu kaybedebilir.

            Dini bilgi noksanlığı da sıkıntıya sokuyor.

            Dinin emrettiği paylaşma, dayanışma ve yardım emri uygulanmayınca sıkıntı artıyor. “Ne halin varsa gör” demek bunalımı arttırıyor.

            Dünyada intihar birincisi Danimarka, dünya ikincisi de Rusya’dır. Çünkü intihar, inanç ve manevi çöküntünün çürük meyvesidir.

            Üçüncü olarak Japonya’dır ki, toplu intiharlar meydana gelmektedir. Bu da sapık inançların eseridir. 1997 yılında şöyle bir toplu intihar olmuştur:

            Hale-Bopp kuyruklu yıldızının arkasında saklanan bir ufo ile cennete gideceklerine inanarak topluca intihar eden Cennetin Kapısı Tarikatının 39 müridinin kendilerini aylar öncesinden ölüme hazırladıkları ve kuyruklu yıldızı bekledikleri ortaya çıktı. Tarikatın internetteki web sayfalarında yer alan bilgilere göre kiraladıkları bir villada zehir içerek topluca intihar eden tarikat üyelerinin, kuyruklu yıldız gelmeden önce başka nedenlerle ölerek cennete gidememekten korktukları öğrenildi. Bu arada Cennetin Kapısı Tarikatının Türkiye’de de müritleri olduğu ileri sürülüyor. Türkiye’de bulunan bazı amblemlerin bu tarikatın amblemleri ile benzeşmesi bu ihtimali güçlendiriyor. (16-04-1997 Zaman)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir