İNSANIN YARATILIŞI

Diğer canlı cansız varlıklar yaratıldıktan sonra sıra insana gelmiş, Cenab-ı Allah meleklere:  

–         “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dedi. Melekler: Bizler sana ibadet ve itaat edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. Allah da onlara: Sizin bilmediğinizi ben bilirim dedi. (Bakara: 30) Adem(AS) ı yarattı. Adem(AS) ilk insan ve ilk peygamberdir.  

Adem (AS) topraktan yaratıldı. Havva’yı da Adem (AS) dan yarattı. İkisinden de diğer insanları yarattı. (Nisa:1)

Adem’le Havva’yı yarattıktan sonra Allah onları cennete koydu ve uyardı:  

“Şeytan senin için de eşin için de büyük düşmandır” (Taha:117) dedi.  

Fakat şeytan onları kandırdı. (A’raf:20/22)

Allah’ta onları cennetten çıkardı, yeryüzüne inin dedi. (A’raf:24)

Adem(AS) Hindistan’a, Havva Cidde’ya indi. Daha sonra Arafat’ta buluştular. Bundan sonra insanlar dünyaya gelmeye, yeryüzünde üremeye başladılar.

Cennetten çıkışları ve yeryüzüne inişleri şöyle olmuştur: İsyanı yüzünden cennetten önce şeytan kovulmuştur. Ben ateşten yaratıldım diye büyüklük taslayıp secde etmedi. Cenab-ı Allah’ta: “İn oradan büyüklük taslamak senin haddin değildir çık! Çünkü sen aşağılıklardansın! Buyurdu” (A’raf:13)

Şeytan kıyamete kadar ömür isteyip, insanoğlunu sapıtacağına dair yemin etti. Cenab-ı Allah’ta kim sana uyarsa hepinizi cehenneme dolduracağım buyurdu. Adem’le Havva’ya da şu ağaca yaklaşmayın buyurdu. Şeytan önce Havva’ya yaklaşıp bu ağaçtan yer iseniz melek olursunuz veya ebedi cennette kalırsınız diye yasakladı dedi, onları kandırdı. Adem’le Havva pişman oldular, af dilediler, ama iş işten geçmişti. Şeytana uyup kendilerine zulmetmişlerdi. Cenab-ı Allah onlara dünyaya inmelerini emretti. “Bundan sonra orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan dirilip çıkarılacaksınız” dedi.  

Bize de Allah “CC” şöyle bir uyarıda bulunuyordu:  

–         “Ey Ademoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık…Şeytan ana babanızı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın…” (A’raf:26/27)

b) İnsanın üstünlüğü:

İnsan, diğer canlılardan farklı ve üstün olarak yaratılmıştır. İnsan, yalnız et ve kemik yığınından ibaret değildir. İnsan en güzel şekilde yaratılmış, onu Rabbi meleklerden de üstün kılmış, ona hitap etmiş ve emaneti ona vermiştir.  

İnsan, manevi varlığı olan; ruh, akıl, kalp gibi varlıklara sahip bir varlıktır.

İnsan yeryüzünün halifesidir. Şairin dediği gibi:

“Yaratıp alemi Hakk, verdi şeref cümleden kıldı Adem’i kıldı eşref” insanı yarattıktan sonra Cenab-ı Allah insanın izzetini de zilletini de eline vermiş,

vezirliğini de rezilliğini de kendine bırakmıştır. Bu durumda insan isterse meleklerden de üstün olabilir. İsterse hayvanlardan da aşağı duruma gelebilir.  

Hz. Ali’nin ifade ettiği gibi:  

“Sen kendini sandın bir parça küçük,

Halbuki sende alem var, en büyük”

İnsan kendini bilip tanıyamazsa, dünyayı kendine zindan eder. Esaret ilmiğini boynuna kendi eliyle takmış olur. Yılanın suyu zehir yaptığı gibi her nimeti kendine zehir eder. En önemlisi de kutsal emanet, küfre yataklık etmiş olur. N. Hoca bir gün denizden bir yudum su alır ve hemen tükürür. İleride duran çeşmeye varır, kana kana içer. Denize dönüp:  

  • “Bana bak boş yere kabarıp durma kalıbından utan…su dediğin böyle olur” der.  

İnsan iman cevheri ile kıymet bulur. İmanla yücelir, imanla derya olur.

Kur’an’da şöyle buyrulur:  

  • “Biz insanı şan ve şeref sahibi kıldık, en güzel rızklar verdik…” (İsra:70)
  • “İnsanı güzel biçimde yarattık” (Tin:4)

c)     Her şey insan içindir:

Yaratıcı olan Allah insana ayrı bir değer vermiş, canlı cansız her şeyi insanın emrine vermiştir. Bu durumu şu ayetlerle bildirmiştir:

  • “O, yerde ve gökte ne varsa hepsini sizin için yarattı” (Bakara:29)
  • “O Allah ki, gökleri yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla rızk olarak size türlü meyveler çıkardı. Denizde yüzmeniz için gemileri emrinize verdi. Nehirleri de sizin için akıttı” (İbrahim:32)
  • “Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı. Gece ve gündüzü de istifadenize verdi” (İbrahim:33)
  • “Hayvanları da Allah yarattı. Onlardan sizin için ısıtıcı şeyler ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz” (Nah:5)
  • “Denizden taze balık yemeniz ve takacağınız süs çıkarmanız için denizi emrinize veren O’dur…” (Nah:14)
  • “Büyük baş hayvanları da sizin için yarattık. Onlarda sizin için hayır vardır”

(Hacc: 36)

  • “Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın, Allah’tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı?” (Fatır:3)
  • “Gökte ve yerde ne varsa hepsini bir lütuf olarak size boyun eğdirmiştir. Bunda düşünenler için ibretler vardır” (Casiye:13)
  • “Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yeryüzünde dolaşın. Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır” (Mülk:15)

d)    İnsan hırsına düşkün ve nankördür:

Cenab-ı Allah’ın bütün bu ihsan ve ikramına rağmen insan, isyana meyyal, hırsına düşkündür.

Kur’an’da:  

  • “Gerçekten insan, pek hırslı yaratılmıştır” (Meariç:19)
  • “Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır” (Meariç:20)
  • “Ona imkan verildiğinde ise pinti kesilir” (Meariç:21) –         “Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise: “Rabbim beni önemsemedi” der.

Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksulu doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helal demeden mirası yiyorsunuz ve malı da aşırı biçimde seviyorsunuz” (Fecr:16/20)

  • “Eğer insanımıza bir nimet tattırırda sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur. Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette “kötülükler benden gitti” der. Çünkü o bunu derken şımarıktır, kibirlidir” (Hud:9/10)
  • “Denizde başınıza bir felaket geldiğinde, ondan başka bütün yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya çıkardığında yine eski halinize dönersiniz. İnsanoğlu çok nankördür” (İsra:67)
  • “İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirip yan çizer; ona bir de zarar dokunacak olsa, iyice karamsarlığa düşer” (İsra:83)
  • “O size hayat veren, sonra sizi öldürecek, sonra yine diriltecek olandır. Gerçekten insan, çok nankördür” (Hac:66)
  • “O sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne de az şükrediyorsunuz?” (Mü’minun:78)
  • “Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler!” (Ankebut:66)
  • “İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O’na yalvarırlar. Sonra Allah katından onlara bir nimet verince bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar” (Rum:33)
  • “Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyor” (Yasin: 77)
  • “İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra kendisine bir nimet verdiğimiz vakit: “Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir” der. Hayır bu bir imtihandır, çokları bilmez” (Zümer: 49)

Bu ayetlere insan mefaatine çok düşkün ve isyankar bir varlıktır.  

e)     Aslında insan acizdir:

İnsan diğer canlılara göre daha güçlü yaratılmış olmasına rağmen insana ömür sınırlı, güç de sınırlı verilmiştir. Allah onu yoktan var etmiştir, kısacık bir ömür ve bir miktar dünyalık vermiştir. Bakalım ne yapacak diye de imtihana tabii tutmuştur.  

      Kur’an’da:

“O Allah ki insanı bir damla sudan yarattı. Fakat insan Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir” (Nahl: 4) buyrularak insanın evvelinin bir damla su, sonunun da toprak olduğu bildirilmiştir. Şair:  

“Çıkmışsa ilahi emir bahane bol

Toprakta başlar toprakta biter bu yol” demiştir.

Bir zamanlar hiç birimiz yoktuk. Alemlerin rabbi olan Allah bizi yarattı. Dünyaya geldik, ağladık, emekledik, çocuk olduk oynadık, genç olduk günahlara daldık, dünyalıklar edindik. Allah’ı, ahireti unuttuk, zevklere daldık. Yaşlandık aciz kaldık. Azraile teslim olup, ahiret yolculuğuna çıkacağız.  

Yaratan Allah, yaşatan Allah, öldürecek olan Allah, sonra diriltip hesap soracak olan

Allah’tır.    

f)       İnsan imtihan için yaratılmıştır:

Sebepsiz, gayesiz hiçbir şey yaratılmamıştır. İnsanın yaratılmasında da manasızlık, anlamsızlık yoktur. İnsan, başı boş sorumsuz da yaratılmamıştır.  

Yaratıldıktan sonra insan, yaratanını bile unutabiliyor. Dünyaya meyil ediyor, makam, mevki ve şöhrete yönelebiliyor. Kimisi nefsinin, giyim kuşamın esiri olabiliyor. Bazısı Yüce Yaratana kulluğa yönelebiliyor.  

İnsan iyiliğe de kötülüğü de meyyal yaratılmıştır. Yani insan, küfre de, imana da yataklık edebiliyor.  

İnsanın niçin yaratıldığı sorusunu Cenab-ı Allah Kur’an’da şöyle bildiriyor:  

  • “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat: 56)  
  • “Gerçek şu ki biz insanı bir nutfeden yarattık; onu imtihan edelim diye kendisini işitir ve görür kıldık” (insan: 2)
  • “And olsun içinizden cihat edenlerle sabredenleri ayırt edinceye kadar sizi imtihan edeceğiz” (Muhammed: 31)
  • “O Allah ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmamıştır” (Mülk: 2)

Bu ayetlerden de anlaşıldığı gibi insan, yüce Allah’ın kuludur. Allah onu kulluk yapsın diye yaratmıştır. İmtihan etmek için yaratmıştır. Dünyayı düzene koysun, ahiret yurdunu kazansın diye yaratmıştır.

g)     İnsan hayvan azmanı değildir:

İnsanın menşei Adem ile Havva’dır. “sizi Adem ile Havva’dan yaratan Allah’tır.” (A’raf:

189)

Canlılar yaratılırken her tür ayrı ayrı yaratılmıştır.  

Evrim masalı bilimsel değildir. Kanıtı olmayan bir teoridir. İlim adamlarının araştırmaları ve fosiller, canlıların evrimini yalanlamıştır. Bu gün maymun aynı maymundur. Ara maymun yoktur. Yani hiçbir zaman maymun adam olmamıştır. Bu bir varsayımdır. Bir hayaldir, iddiadır. Bu konuda bir tek fosil de yoktur.  

Bu gün evrim yalanını kabul eden bir tek ilim adamı yoktur. Bir ilim adamı şöyle diyor: “İnsan evrimi gece yarısı masallarıyla aynı değeri taşıyan bir iddiadır. Eğlendirici ama bilimsel değildir.”  

Darwin’in yalanları, bilim değildir, ideolojidir. Sırf yüce yaratıcıyı inkar temeline dayanır.  

Darwinizm ilmi değildir. İnsan vücudu, tesadüfen oluşan bir varlık olamaz. İnsan vücudu incelendiği zaman bilinçli tasarımın eseri olduğu açıkça görülecektir.  

İnsanı hayvan azmanı olarak kabul edenlerin amacı, başta Allah’ı ve dini reddetmektir. Dinsizliği, ahlaksızlığı insanlara telkin etmektir. Yaratılış gerçeğini, ahireti, sorguyu, suali reddetmektir. Böylece insanın hayvanlar gibi yaşamasını sağlamaktır.  

“Alemlerin yaratıcısı Allah’tır” (A’raf:54) Darwin’i de onun gibi düşünenleri de yaratan Allah’tır.  

Kur’an’da ve ilim adamlarının açıklamalarında evrim açıklaması yer almamaktadır. Darwinizm yalanı Darwin’in zamanında bir teori, bir hayal ürünü, cılız bir iddia olarak kalmıştır.  

SONUÇ:

Yeri, göğü, insanı, meleği, şeytanı ve yerde gökte ne varsa her şeyi yaratan, yaşatan yüce Allah’tır.

Melek, şeytan ve insan İslam Fıtratı üzerine yaratılmıştır. Yarattıktan sonra kulluğa ve ibadete çağırmıştır. Melek bu çağrıya boyun eğerken şeytan isyan etmiştir. Kıyamete kadar da insanla uğraşmaya yemin etmiştir. İnsan ölürken bile insanla uğraşacak, imansız göndermeye çalışacaktır.  

Yaratmak yüce Allah’a mahsustur. Baştan her şeyi “ol!” emri ile Allah yaratmıştır. Kur’an’da şöyle ifade edilir:

  • “De ki: göklerin ve yerin Rabbi kimdir? De ki: “Allah’tır” o halde de ki: onu bırakıp ta kendilerine fayda ve zarar verme gücüne sahip olmayan dostlar mı edindiniz? De ki: kör ile gören bir olur mu hiç? Yada karanlıkla aydınlık eşit olur mu? Yoksa O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma onlarca birbirine benzer mi göründü? De ki: Allah her şeyi yaratandır ve O, birdir, karşı durulamaz güçtür” (Rad:16)

Allah, vardır, birdir, O’ndan artık Tanrı yoktur. “Yaratan var eden, şekil veren

Allah’tır.” (Haşr:24)

“O, bir şeyi yaratmak istediği zaman O’na “ol” der. O da hemen olur.” (Yasin:82)

Allah soruyor:  

  • “Siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?” (Vakıa:59)

Allah’tan başka kimse bir şey yaratamaz. Yaratılışta tesadüfe yer yoktur. Hiç bir şey kendi kendine olmaz.  

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir