İnsanın yaratılışı
İnsanın istifadesine sunulacak olan her şey yaratıldıktan sonra sıra insanın yaratılmasına gelmişti.
Cenab-ı Allah meleklere:
-“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dedi.
Melekler:
-Bizler sana ibadet ve itaat edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, kan dökülecek birini mi yaratacaksın? dediler.
Allah’ta onlara:
-Sizin bilmediğinizi ben bilirim” dedi. (Bakara:30)
İlk defa Adem (as)ı yarattı. Adem (as) aynı zamanda peygamber olarak görevlendirildi. Adem (as)ı topraktan yarattı. Sonra da Havva validemizi yarattı. Onlardan da diğer insanlar dünyaya geldi. Allah Ademle Havva’yı cennete koydu ve şeytanın düşman olduğunu onlara bildirdi. Onlar şeytana aldanınca Allah da onları cennetten çıkardı. (A’raf:24)
Ademle Havva ayrı ayrı yerlere indirilmişlerdi. Uzun bir ayrılıktan sonra bir araya geldiler. Onlardan çocukları oldu.
Cennetten çıkışları şeytana aldanmaları yüzünden olmuştu.
Allah Adem’in neslini şöyle uyardı:
-“Ey Ademoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbiseler yarattık. Şeytan, ana babanızı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten, çıkardığı gibi sizi de aldatmasın!” (A’raf:26-27)
Cenab-ı Allah insanları farklı farklı yaratmıştır. Renkleri, dilleri, varlıkları farklı, ayrı milletler olarak yaratmıştır. Kur’an’da:
-“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki, Allah yanında en değerli olanınız, ondan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir ve her şeyden haberdardır. (Hüccerat:13) buyurur.
Allah insanı diğer canlılardan farklı ve üstün olarak yaratmıştır. İnsan, diğer canlılar gibi sadece biyolojik varlık olarak yaratılmamıştır. Allah ona akıl vermiş, güç vermiş, sorumlu bir varlık olarak yaratmış, her şeyi onun emrine ve istifadesine sunmuştur.
Allah insana hitap etmiş, insanda Allah’ın emanetine sahip çıkmıştır.
Yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumlu varlık yalnız insandır.
Şair şöyle diyor:
Yaratıp âlemi Hak verdi şeref,
Cümleden kıldı Adem’i kıldı eşref”
İnsanoğlu yeryüzünün halifesi olarak şereflendirilirken şerefli olmak da, hayvandan da aşağı olmakta insanın iradesine bırakılmıştır.
Yılan suyu zehir yapar, koyun süt yapar, ceylan misk yapar, ağaçlar meyveye dönüştürür. İnsanda böyledir.
Allah: “İnsanı güzel biçimde yarattık” buyuruyor: (Tin:4) İnsan isterse bilinçli bu hali korur, isterse Allah’ın yaratmasını çirkinleştirir.
Her şey insan için insanın istifadesine yaratılmıştır. Kur’an’da: “Yerde ve gökte ne varsa, hepsi sizin için yaratıldı”. (Bakara:29)
Bir ayette de: “Gökte ve yerde ne varsa hepsini bir lütuf olarak size boyun eğdirmiştir. Bunda düşünenler için ibretler vardır.” Buyrulur. (Casiye:13)
Allah’ın bunca lütfuna rağmen insan isyana meyyal ve hırsına düşkün olarak yaratılmıştır.
“Kur’an’da: “Gerçekten insan, pek hırslı yaratılmıştır” (Meariç:19)
“İnsanoğlu pek nankördür” (İsna:67) (Hac:66)
“İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra kendine bir nimet verdiğimiz vakit, “Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir.” Der. Hayır bu bir imtihandır. Çokları bilmez.” (Zümer:49) buyurmuştur.
İnsanoğlu ömrü kısa, bilgisi sınırlı, bir aciz varlıktır. İnsanın evvadi bir damla su, sonu da toprak olmaktır. Bakma sen kabarıp böbürlendiğine, insanın bir kısım ömrü çocukluk, bir kısım ömrü de ihtiyarlık, acizlikle geçer.
Allah insanı kendine itaat ve ibadet etsin diye yarattıktan sonra, imtihana tabi tutmuştur.
İnsan boşuna, başıboş yaratılmamıştır. Fakat insan çok unutkandır. İsyana, günaha, meylediveriyor. İmtihanda olduğunu unutuyor, kul olduğunu aklına getirmiyor.
Allah insanı hem iyiliğe, hem de kötülüğe yöneltmekte serbest bırakmıştır. Fakat kitapla, peygamberle uyarmayı ihmal etmemiştir.
Kur’an’da:
“O Allah ki, hangisinin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır.” (Mülk:2)
“Gerçek şu ki, biz insanı gerçek nutfeden yarattık. Onu imtihan edelim, diye kendisini işitir ve görür kıldık. (İnsan:2)
Hayatın gayesi çok yaşamak, iyi yaşamak, bol mal toplayıp çok miras bırakmak değildir.
İnsanın soyu Adem, (As)den gelir. İnsan Darwin’in din düşmanlarının iddia ettiği gibi hayvandan gelmez. Kökü, aslı hayvan değildir.
Cenab-ı Allah Kur’an’da:
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkekler ve kadınlar yayan Rabbimizden sakının… “ (Nisa:1)
Bir ayette de:
“Sizi bir tek canlıdan (Ademden yaratan) ondan da yanında huzur bulsun diye eşi Havva’yı yaratan Allah’tır… “ (Araf:189)
Canlılar evrim geçirmemiş her canlı yaratılırken kendi türünde ayrı ayrı yaratılmıştır. Geçmişte evrim olmuşta sonra niye olmuyor?
Bu bilimsel olmayan teori Allah’ı inkar için kullanılmıştır. Bilim adamları bu maymunun atalığını kabul etmiyor artık, gülüp geçiyor.
Bu nazariye, bir teoridir. İlmi temele dayanmamaktadır. Tamamen ideolojiktir. Kendi soyunu hayvan kabul edenlerin Allah, ahiret, sorgu inancını yok saymak içindir.
Gerçek şudur ki, bizi de bizden öncekileri de Darwin’i de Cenab-ı Allah yaratmıştır. Bu konuda Kur’an’dan birkaç ayeti daha zikredelim.
Yaratmak yüce Allah’a mahsustur. Baştan her şeyi “Ol” emri ile Allah yaratmıştır. Kur’an’da şöyle ifade edilir.
“De ki: göklerin ve yerin Rabbi kimdir? De ki: “Allah’tır” O halde de ki: onu bırakıp ta kendilerine fayda ve zarar verme gücüne sahip olmayan dostlar mı edindiniz? De ki: kör ile gören bir olur mu hiç? Ya da karanlıkla aydınlık eşit olur mu? Yoksa O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma onlarca birbirine benzer mi görüldü? De ki: Allah her şeyi yaratandır. O, birdir, karşı durulamaz güçtür” (Rad:16)
Allah vardır, birdir. O’ndan artık Tanrı yoktur. “Yaratan var eden, şekil veren Allah’tır”
(Haşr:24)
“O, bir şeyi yaratmak istediği zaman O’na “Ol” der . O da hemen olur”. (Yasin:82)
Allah soruyor:
“Siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?” (Vakıa:59)
Sonuç olarak;
Cenab’ı Allah insanı yaratırken, aklını, iradesini hangi yönde kullanacak, bunu bildiği için ona bir yol haritası çizmiştir.
İnsanı yaratırken, günahsız, tertemiz yaratmıştır.
İnsanın kendini kirletmesi de, islam fıtratını koruması da, iyi insan olup olmaması da kendi elindedir.
Belirli bir yaşa gelip inanmaması kendini yaratan Rabbini tanımaması da inanıp salih bir mümin olması da kendi iradesi dahilindedir.
İnsanın başına ne gelirse kendi yaptıkları yüzündendir. Yaptığının karşılığını bulur.
Şairin dediği gibi:
“Hiç kuluna zulmeder mi Hüdası
Kulun çektiği kendi cezası”