İman Bir Hidayettir

İman, en büyük şeref, en büyük ikram, ihsan ve lütuftur.

 Hz. Ebu Bekir’e verilen iman, Ebu Cehil’e verilmedi. Bir gün avucuna taşları alıp, Peygamber (as) a: “Söyle bakalım, bunları bilirsen, sana iman edeceğim” demişti. Peygamber (as) ona: “Ben mi onların ne olduğunu söyleyeyim, onlar mı ne olduklarını söylesinler” deyince ikincisi daha cazip geldi. “Onlar söylesin” dedi. Taşlar Kelime-i Şahadet getirince, sinirlendi. Taşları yere çarparak gene inanmadı. Allah ona iman nasip etmedi. 

 Bir meslektaşım, Allah’a inanmadığını söylerdi. “Dua, insanın kendi kendini kandırmasıdır” dedi. Bu bayan hamileydi. Bir arkadaş da: 

 -“Ya Rabbi hocahanım düşük yapsın deyince” fena halde bozuldu, tepki gösterdi. Arkadaş:

 -“Aldırmayın hocahanım dua bir aldatmacadır” dedi. Aslında her insan inanır, ama imanı onu kurtarmaz. 

 Akif^’in dediği gibi:

 -“Demeyin; iman şudur veya budur.  İman bize Cenab-ı Hakkın bir lütfudur.”

 “İman ki, ilahi o cevher ne büyüktür. 

İmansız olun paslı yürek sinede yüktür.”   

 İnanmayınca insan hiçbir işe yaramaz. Kendisine faydası olmayanın kime ne faydası olsun? Yoksa insanın eti yenmez derisi giyilmez. İmanından ve güzel amellerinden başka nesi vardır? 

 Cenab-ı Allah, aslında herkesi İslam Fıtratı üzerine, İslam’a meyyal yaratmıştır.

 İmanı yenilemek, imanı tazelemek gerekir.

 Eskiden Perşembe akşamları iman ve nikâh tazeleme yoluna gidilirdi. 

 Sık sık kelime-i şahadetle iman tazelenmeli ve kuvvetlendirilmelidir. 

 Peygamber (as): “İman, elbisenin eskidiği gibi eskir. Allah’a yalvarın ki, imanınız tazelesin.” (Ramuz el-Ehadis:96/6)

 Kur’an da: Allah’ın ayetleri okunduğu zaman imanın arttığı haber veriliyor. Şöyle buyruluyor. 

 -“Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda imanlarını arttıran ve yalnızca Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.” (Enfal:2)  

 İbrahim (as), Cenab-ı Allah’tan ölüleri diriltmesini istemişti. Allah: “Yoksa inanmadın mı? Buyurdu. İbrahim (as): “Hayır inandım fakat kalbimin mutmain olmasını istedim” demişti. (Bakara:260) 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir