İLMİN KAPISI HZ. ALİ’DEN
Devlet başkanı Hz. Ali, Mısır valisi Malik b. El-eşter’e özet olarak şunları yazmıştır: “Bilmiş ol ki seni, birçoklarının senden önce adalet gösterdiği veya zulmettiği yerde görevli tayin ettim. Sen nasıl ki öncelerin icraatını takip ediyordun; başkaları da senin icraatını takip edecek.”
“Nefsinin arzu ve heveslerine karşı hakim ol. Sana helal olmayan şeylerde nefsine karşı cimri ol.”
“Halk için kalbimde muhabbet, merhamet duyguları besle. Sakın çaresizlere karşı onları yutmayı ganimet bilen canavar kesilme! Kendi hakkında nasıl Allah’ın affını istersen, sen de onlara affını gölge et. Çünkü sen onların üstünde bulunuyorsun. Valilik görevinin sana veren senin üstünde bulunuyor; Allah ise valiliği sana verenin üstünde bulunuyor ve kullarının işlerini hakkıyla görmeni istiyor, seni onlarla imtihan ediyor.”
“Sakın hiçbir affından dolayı pişman olma; hiçbir cezalandırman için de sevinme.”
“Sakın ben kudret sahibiyim, emrederim, itaat ederler, deme. Çünkü bu kalbi fesada vermek, dini zaafa uğratmak ve felakete yaklaşmaktır. ġayet elindeki kudret sana bir azamet hissi verirse, derhal üstündeki kainatın azametine bak. Sakın Allah’la azamet yarışına kalkma.
Çünkü Allah her zorbayı zelil, her kibirliyi hakir eder.”
“Allah’ın kullarına karşı adaletten katiyen ayrılma. ġayet böyle yapmazsan zulmetmiş olursun. Allah’ın kullarına zulmedenin davacısı Allah’tır. Allah her an mazlumların ahını işitir; zalimleri ise gözetleyip durur.”
“İşlerin öylesini tercih etmelisin ki, hak hususunda en ortası, adalet itibariyle en şamili olsun; sonra hakkın rızasına en uygunu olsun.”
“Asla insanlara kin tutma; seni intikama sürükleyecek sebepleri bırak, tam açık olmayan işlerde acele etme, başkalarını gammazlayanların sözüne hemen inanma.”
“Sana müşavir olacakların en kötüsü, senden evvel kötülerle beraber olan ve onların kötülüklerine iştirak eden kimselerdir. Böyleleri asla senin sırdaşın olmamalı. Hiçbir zalime zulmünde, hiçbir günahkara günahında yardım etmeyenler arasından müşavir seçesin. İşte senin için böylelerinin yükü en hafif, yardımı en çok, sana şefkati herkesinden ziyade, senden başkasına muhabbeti o nispette az olur. Bunlar arasında da acı hakikatleri herkesten ziyade söyleyeni kendine en yakın eyle. ”
“Bazılarının seni alkışlamasına, yapmadığın işleri sana isnat etmelerine müsaade etme. Zira alkışın sonu insanı azamete sevk eder, gurura yaklaştırır.”
“Sakın insanların iyisi ile kötüsü senin yanında bir olmasın. Zira bu eşitlik, iyileri iyilikten soğutur; kötülerin de kötülüğe meylini arttırır.”
“İleri gelenler tarafından benimsenen iyi bir âdeti sakın kaldırayım deme. Ve bu adetlere ters düşecek yeni bir âdeti de ihdasa asla yanaşma. İnsanların işlerinde uygun gördüklerini tespit et. Sonra âlimlerle müzakere et, hikmet sahipleri ile de sohbette bulun.”
“Yöneticiler için memlekette adaletin kaim olmasından, halkın memnun kalmasından başka teselli yoktur.”
“Hüküm için öylelerini seç ki, halkın en değerlisi bulunsun; işten sıkılmasın, sinirlenerek inada kalkışmasın, hatasında ısrar etmesin, hakkı gördüğü yerde dönsün, menfaati kaybolacak endişesine düşmesin. Övme ile şımarmasın, şiddet karşısında eğilmesin.”
“Halktan çaresizler hakkında Allah’tan kork. Onların hakkını koru, onlara ekşi çehre gösterme.”
“Sakın kendini beğenme, sakın nefsinin sana hoş gelen yönlerine güvenme, sakın yüzüne karşı medholunmayı isteme. Zira iyilerin ne kadar iyiliği varsa, hepsini mahvetmek için şeytanın elindeki fırsatların en sağlamı budur.”
“Sakın halkına yaptığın iyilikleri başlarına kakma; yaptığın işleri büyütme; verdiğin sözünden dönme, işlerini mübalağa gösterme…”