İKİNCİ GÜN

Euzubillahimineşşeytanirracim.

Bismillahirrahmanirrahim.

         GÜNLÜK PROGRAM:

A- Allah’ın Güzel İsimleri:

2- ER- RAHİM: Ahirette inananları acıyan demektir.

B- GÜNÜN AYETİ VE HADİSİ:

  1. Ayet: “Ben inandım, Müslüman’ım” diyenden daha güzel sözlü kim

vardır?” (Fussılat .33)

  • Hadis: “İman, Allahü Tealaya, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerrin Allahü Teala’dan olduğuna inanmaktır.” (Buhari, iman: 37)

iman, inanılması gereken iman esaslarına, şüphe ve tereddüt etmeden

tam olarak inanmak, kabullenmek demektir.

Kelime-i tevhit ve Kelime-i Şehadet getirilerek Müslüman olunur.

Kelime-i Tevhit:

– “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resullüllah” Yani: “Allah’tan başka tanrı yoktur. Hz. Muhammed (as) Allahü Teala’ın kulu ve Peygamberidir” demektir.

Kelime-i Şahadet:

 Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve

Resulüh” yani: “Ben inanırım ki, Allah’ dan başka tanrı yoktur. Yine inanırım ki, Hz. Muhammed, Allah’ın kulu ve peygamberidir” demektir.

İslam, imanla başlar, amellerle devam eder. Müslüman olmanın şartları, yerine getirilmezse imanı korumak çok zordur.

İnanma durumuna göre insanlar altı kısımdır:

  1. Müslüman: inanan kimsedir.
  2. Kafir: inanmayan kimsedir.
  3. Münafık: inanmadığı, halde inanmış gibi görünen kimsedir.

4-Mürted: İnandıktan sonra dini red edip dönen kimsedir.

5-Fâsık: Günah işleyen günaha devam eden ve haramı helal sayan kimsedir.

6- Asi: Allahü Teala’ın emirlerini yerine getirmeyen, isyan eden kimsedir.

C- SÖZÜN ÖZÜ:  

  1. “Bir şehri Allah korumuyorsa, bekçi boşuna bekler.” Doğru.
  2. “Gelinin dini olmaz, kaynananın imanı olmaz.” Yanlış. Aile yuvalarını

yıkmaya yönelik bir söz.

  • BİR OLAY:  

Huzeyfet’ül-Adevi anlatıyor: -“Yermük savaşı günü elimde sut matrası, amca oğlumu arıyorum. Onu yaralılar arasında buldum. Ona suyu uzattım. Tam o anda “Ah! Suu!” diye bir ses duydu, matarayı ona götürmemi istedi. Elim deki suyu ona götürdüm. Tam içecekti, inleyen birini duydu. İçmekten vazgeçti, suyu ona götürmem için işaret etti. Ona koştum. Ölmüştü, yetişemedim. Geriye döndüm o yaralı da ölmüştü. Amca  oğluma koştum, ona da yetişemedim”

Şu asil davranışa bakın. İşte Müslüman işte İslam kardeşliği.  

  • BİR DAVRANIŞ:

Peygamberimize karşı vazifelerimiz nelerdir?

Peygamberimize iman etmek, onu sevmek, o’na uymak, O’nun bize getirdiklerini noksansız benimsemek, O’nun sünnetine tabii olmak Müslüman olmanın ve onun ümmeti olmanın gereğidir.

Bundan başka: O’nu her konuda örnek almalıyız.

O’nun adını anarken, duyunca salavat getirmeliyiz.

O’nun rahmet Peygamberi olduğunu unutmamalıyız. O’nun şefaatini istemeliyiz.

Bize bıraktığı, Kur’an ve sünnet emanetine sahip çıkmalıyız.

O’nun hayatını, ahlakını çok iyi tanımalıyız.

O’nun hadislerini okumalıyız, aklımızda tutmalıyız.

İmkanı olan onun kabrini ziyaret etmelidir.

F- SAĞLIK İÇİN:

Bayılmaanında ilk yardım:

Bayılma olayında, anında müdahale gerekir ve:

  • Solunum yolu ağzı, burnu açık tutulur.
  • Kalp durmuşsa, kalp masajı yapılır.
  • Hemen 112 numara ile ambulans çağrılmalıdır.
  • Bu arada bayılan sırt üstü yatırılır.

 Ayaklar biraz yukarı kaldırılır.

-Etrafı kalabalıksa dağıtılır. Yüzü ve elleri ıslatılır.

  • Ayılınca sakinleştirilir ve hemen ayağa kalkması önlenir.

G- DİN BİLGİSİ:

İslam’ın dünya ve ahiretle ilgili işleri şu dört kaynaktan elde edilir:

1-KİTAP:Allahü Teala’ın Peygamberimize indirdiği Kur’an–ı Kerimdir. Kur’an, sadece iman ve ibadetlerden bahseden bir kitap değildir. Allah onda hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır. İnsanın dünya ve ahiret hayatı ile ilgili ne varsa içine alır.

Onda her çağın, her kesimin bilgisi vardır. Hiçbir devir de aciz kalmamıştır. Her zaman düşünen ilim adamlarını hayrete düşürmüştür. Bu güne kadar çağları ardından sürüklemiştir. Allahü Teala: “Biz Kur’an da hiçbir şeyi eksik bırakmadık” buyurur. (En’am:38)

Kur’an Müslüman için birinci kaynaktır.

  • SÜNNET:Müslüman için ikinci kaynak da Peygamber (as) ın sünnetidir. Müslüman; “Bana Kur’an yeter” diyemez. Sünnet Kur’anın açıklamasıdır. Kur’anın emir ve yasaklarını açıklar. Nasıl yapılacak, ne zaman yapılacak, ne kadar olacak bunların cevab-ı sünnette vardır. Mesela: Kur’an da namaz kılın emri vardır. Ama ne zaman kılınacak, nasıl kılınacak, ne kadar kılınacak, bunları sünnet açıklar. Yani sünnetsiz Kur’an anlaşılamaz ve yaşanamaz.

Zekat ver diyor. Ne kadar kime, ne zaman verilecek bunu

Peygamberimiz açıklamıştır.

Bir de Kur’an  da olmayıp da Allahü Teala’ın emri ile Peygamberimizin emirleri ve yasakları vardır. Mesela: eşek etini Peygamberimiz yasaklamıştır.

Sünneti terk etmek olmaz. Bu Müslüman’ım deyip de yaşamayanların işidir. Sapıkların işidir.

Bir hadisinde Peygamber (as) “sünnetimi terk ederseniz, sapıttınız gittiniz demektir” demiştir.

  • İCMA: Üçüncü kaynakta ehil din alimlerinin bir konuda görüş birliğine varmaları demektir.

Kur’an  da ve sünnette açık olmayan bir konu veya sonradan ortaya çıkmış bir şey bu yolla çözülmüş olur. Mesela: bira önceden yoktu. Sigara Peygamberimiz zamanında yoktu. Din alimleri bir araya gelip bunların durumunu belirler.

  • KIYAS:  din de var olan bir şeyle olmayan bir şeyi karşılaştırmak demektir. Yani hakkında ayet ve hadis olan bir konu ile hakkında ayet ve hadis olmayan bir konu karşılaştırılır, bir sonuca varılır, buna kıyas denir.

Mesela Kur’an da ve sünnette şarap haram, sonradan ortaya çıkan bira bununla karşılaştırılır ve benzerliklerden yararlanarak sonuca varılır.

Bu dört kaynak İslam’ın donuk bir din olmadığını gösterir. Her devirde, her konuda bilinmeyen, karanlık bir şey kalmaz. Problemler çözüme kavuşur.

H- BİR DUA EDELİM:

İstiğfar Duası:

“Allah’ım! Benim rabbim sensin. Senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın. Senin kulunum ben. Gücüm yettiğince sana verdiğim söz ve ahide duruyorum. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Bana verdiğin nimetleri ikrar ve günahlarımı itiraf ederim. Beni bağışla, zira senden başka günahları bağışlayacak yoktur.”

I- BİR DUA EZBERLEYELİM:

 2- ETTEHIYYATÜ DUASI:

“Ettehiyyâtü lillâhi ve’s-salavâtü ve’t-tayyibat. Esslamü aleyke eyyü-he’nnebiyyü ve rahmetullaâhi ve berekâtüh. Es-selâmü aleynâ ibâdillaâhi’s-salihîn. Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühâ ve resûlüh.”

(Dil ile, beden ve mal ile olan ibâdetlerin hepsi,) yalnız Allah’adır. Ey mertebesi yüce olan Nebi Muhammed! Allah’ın selamı,  ve bereketi sana olsun! Selam ve selametlik bizim üzerimize ve Allah’ın iyi kullarına olsun! Şehâdet ederim ki: Allah’tan başka hiçbir tanrı yoktur; yine Şehâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.)

İ- BUGÜN NELER ÖĞRENDİK?

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir