İBDETLERDE ÖZÜRLER VE ÖZÜRLÜLER
Özür nedir? Kişiye gücünün üstünde yük yüklenmemiştir. İslâm, kolaylık dinidir. Hz. Peygamber: ―Zorlaştırmayınız, Kolaylaştırınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz‖ buyurur.
İslâm özürlüye de ibadeti emretmiş ve bu fırsatı da ona vermiştir.
Kimdir Özürlü?
- Adet hali üç günden az, on günden fazla devam eden kadın,
- Loğusa hali kırk günden fazla devam eden kadın,
- Dokuz yaşından küçük kan gören kız,
- Elli beş yaşından büyük âdet gören kadın,
- Vücudundan kan ve iltihab akıntısı devam eden kişi,
- Sık sık burun kanaması olan,
- Devamlı ishalli olan,
- İdrarını tutamayan,
- Devamlı yellenmesi olan,
- Devamlı kulak, göbek, meme ve göz akıntısı olan kişi, özürlüdür.
Özürlü sayılmak için, o halin en az bir namaz vakti devam etmesi lâzımdır.
Özürlü, her namaz vakti yeniden abdest alır, ikinci namaz vaktine kadar namaz kılar, ibadet olan işleri yapar. Tabii ki başka nedenle abdesti bozulmazsa.
İmam-ı İafi, ―abdestli olan özürlü, bir namaz kılınca abdesti bozulur‖ der. Hanefi mezhebine göre de her beş vakit namaz için özürlü kimse, abdestini yeniler. Aldığı abdest ile namaz kılar, Kur‘an okur, tilavet secdesi yapar, camiye girer. Kâbe‘yi tavaf eder. Zikir yapar ve eşi ile beraber olur. Özürlü olması, buna mani değildir.
Özürlü kimse, elinden geldiği kadar akıntıyı durdurmaya çalışır. Tamamen durduramazsa, o zaman özürlülük hali olur.
Hiçbir kimse kendini özürlü ilân edemez. Ya ne yapar? Önce dini yönden fetva alır. Bir de inançlı bir doktordan bilgi alır. Ondan sonra özürlü olup olmadığına karar verir.
İslâm dini özür sahibini göz ucu ile namaz kılmazına bile müsaade eder. Ama namazda ayakta durabilenin oturarak tekbir almasına müsaade etmez. Secde yapabilecek bir kimsenin sandalyede oturarak namaz kılmasını caiz görmez. Ayağını kıvıramayan, oturur veya ayağını uzatır.