HZ. MUHAMMED (AS)
HZ. MUHAMMED (AS)
a) Doğumu:
Hz. Muhammed (sav) 12 Rebiülevvel 571 (M.S. 57 – Fil yılında) 20 Nisan Pazartesi Mekke’de sabaha karşı dün- yaya teşrif etmişlerdir.
b) Soyu:
Dedesi: Abdulmuttalib Babası:Abdullah Annesi:Amine
Kureyş kabilesinden Haşimoğulları soyundandır
c) Adı:
Muhammed (as)’ın adını, Dedesi Abdulmuttalib, övülmüş anlamına gelen Muhammed koymuştur.
Mekke’de bu ad kullanılmadığından Mekke’liler:
- Neden bu adı koydun? Dediler. Abdulmuttalib:
- O’nun gökte ve yerde övülmesini istedim cevabını verdi.
Kur’an-ı Kerim’de ayetlerde:
-Besir, Nezir, Sirâç ve Munir sıfatları da peygamberi- miz (as)’in ismi olarak zikredilmiştir.
Şair O’nun için:
“Ahmed-i Mahmud’u, Muhammed’sin efendim” de- miştir.
O’nun adı:
Ahmed: Hamd eden, övülen Mustafa: Seçilmiş
Mahmud: Övülen
Ebul – Kasım: Kasım’ın babasıdır. Kendi ifadesiyle:
“Rabbimin katında benim on ismim var:
- Ben Muhammed’im
- Ben Ahmed’im
- Ben Mahmud’um
- Ben Mahi’yim
- Ben Haşir’im
- Ben Rahmet peygamberiyim
- Ben tövbe peygamberiyim
- Ben kahramanlık peygamberiyim
- Ben mukafiyim
- Ben insanlığı kemale erdirenim. (Müslim, Feail:126)
d) Hz. Muhammed (Sav) İçin Ne Dediler?
”Muhammed asla yalan söylemedi.”
Ebu Cehil
* * *
Muhammed, mümtaz bir şahsiyettir”
Bismark
* * *
“Muhammed’den daha büyük insan yoktur.”
Lamartin
* * *
“Ey Muhammed! Sana muasır bir insan olamadığım için müteessirim”
Bismark
* * *
“Hiç kimse Muhammed’den daha ileri adım atamaz.”
Goethe
* * *
“Benim senin adın silinir. Fakat Muhammed’in adı sonsuza kadar ölümsüzdür”
Mustafa Kemal
* * *
“Dünya neye sahipse O’nun vergisidir, hep medyun ona cemiyeti, medyun Ona ferdi, medyundur. O masuma bütün beşeriyet” ya Rab bizi mahşerde bu ikrar ile haşr et”
M. Akif Ersoy
“Muhammed, gelmiş geçmiş en büyük insandır.”
Michael Hart
* * *
“Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.”
Kalem Suresi:4
e) Muhammed (as)’ı Sevmek
Sevmeye en layık olan muhakkak ki Cenab-ı Allah’tır. O, sevgilerin kaynağıdır. Çünkü O, bütün yarattıklarını şartsız olarak sevmektedir.
Cenab-ı Allah peygamber (as)’ı sevdiği için biz O’nu da severiz.
Peygamber (as)ı sevmek ve inanmak Müslüman olma- nın temel şartlarındandır. Çünkü Allah Rasulü alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Ümmetine her konuda ör- nek olmuş. Ümmetini çok sevmiştir. Bizim de O’nu sevme- miz sünnetine sarılmamız gerekir. Biz ‘O’nun şefaatine muhtacız.
Bir hadislerinde:
“Kişi sevdiği ile beraber olacaktır” buyurmuştur. (Müslim, Birr:164)
Bir hadislerinde de:
“Bana ancak mü’min muhabbet eder. Bana ancak mü- nafık buğz eder” buyurur. (Seçme Hadisler:106/58)
Allah Rasulü Allah’tan bizim için şefaat dilemiş, Allah da O’na şefaat etme hakkını vermiştir.
Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:
“Ümmetimden pek çok kimseyi şefaatimle ateşten kurtaracağım. Bazı kimseleri de zebaniler alıp götürecek. Ben: “Allah’ım, zebanilerin götürdükleri benim ümmetim- dendir” diyeceğim. Allah bana, “senden sonra onların ne- ler neler ihdas ettiğini bid’at işlediğini biliyor musun?” Di- yecek. (Hadis Ans:17/398)
Bir hadislerinde de:
“Ümmetimin benden sonra beni en çok sevenlerden bir kısmı, beni görebilmek için ailesini ve malını seve seve feda etmeyi arzu edecekler” (Müslim, cennet:12)
f) Hz. Muhammed (as) Salavat Getirmek
Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle emrediyor: “Allah ve melekleri peygambere çok salavat getirirler.
Ey Müslümanlar! Siz de O’na salavat getirin ve tam bir tes- limiyetle selam verin.” (Azhab Suresi:56)
Peygamber (as)a salavat getirilince O’na selam gönde- rilince O’na ulaşır.
Şöyle buyur muştur:
“Bana salat-ü selam getirin o bana ulaşır. (Ebu Davud, Salat:201)
“Cimri kimse, yanında ben anıldığımda salat-ü selam getirmez.” (Ramuz:19417)
“Yanında adım anıldığı halde üzerime salavat getir- meyenin burnu sürtülsün” (R.S. 1429)
Bir hadislerinde de şöyle buyurur:
“Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanı, bana en çok salat-ü selam getirenidir.” (Tirmizi, Vitir:484)
Bir hadislerinde de:
“Şefaatime hak kazananlar benim üzerime en çok sa- lavat getirininizdir” (R.S.:1427)
* * *
“Allahümme salli alâ Muhammed, esselat’ü vessele mü aleyke ya Rasulülallah”
g) Hz. Muhammed (sav)’e Uymak
Hz. Peygambere uymak Cenab-ı Allah’ın emridir.
Kur’an’da şöyle buyurur:
“Kim Allah’a ve peygambere itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Ora da devamlı kalıcıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur.” (Nisa Su- resi:13)
“Kim Allah’a ve peygambere karşı isyan eder ve sınır- larını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azab vardır.” (Nisa Suresi:80)
Allah Rasulü (sav) şöyle buyurur:
“Bana itaat eden şüphesiz Allah’a itaat etmiş olur. Bana isyan eden de şüphesiz Allah’a isyan etmiş olur.” (Buhari, Ahkâm:1)
“Sözlerin en hayırlısı Allah’ın kitabı Kur’an’dır. En ha- yırlı hidayet, Muhammed’in hidayetidir. Dinde olmayan şeylerin en fenaları, sonradan uydurulan şeylerdir. Her sonradan uydurulan bid’at sapıklıktır.” (R. S:169)
Hz. Peygambere inanan için O’na uyma zorunluluğu vardır.
“Size merhamet edilmesi için Allah’a ve peygambere itaat edin.” (Az-i imran:132)
“Peygambere uyun ki, doğru yolu bulasınız.” (A’raf:158)
“Ey inananlar! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin amellerinizi boşa çıkarmayın.” (Muhammed Su- resi:33)
“Peygamber size ne getirdiyse onu alın sizi neden men ederse ondan kaçının” (Haşr Suresi:7)
Bir gün peygamber (as):
“Kardeşlerimle karşılaşıp görüşmeyi çok istiyorum” der. Sahabiler:
-Biz senin kardeşlerin değil miyiz? Derler. Peygamber (as):
-Hayır siz benim ashabımsınız. Benim kardeşlerim, bana, beni görmeden iman edenlerdir” cevabını verir.
h) Hz. Muhammed (as)’ın Hadisleri
Hadis, Hz. Peygamberin manası ve lafzı O’na ait olan söz ve davranışlarına denir.
İslam’ın emirlerini nasıl yerine getireceğimizi hadis- lerden öğreniniz.
Hadisler Kur’an’la aramızda köprü vazifesi görür.
Yani Kur’an’ın anlaşılmasında bize ışık olur.
Hadisler de vahiy mahsulüdür. Bir ifadesinde “Bana Kur’an kadar daha vahy olurdu” buyurmuştur. Kur’an’da da: “O, asla kendiliğinden konuşmaz. Onun konuştuğu an- cak kendisine vahyolunandır” buyrulmuştur. (Necm Su- resi:3-4)
Allah Rasulü’nün emir koyma ve yasaklama yetkisi vardır. O’nun hadisleri Allah’ın emri hükmündedir.
Hadisler, islamın dört kaynağından ikincisidir. Ayrıca hadislerin hükmüne uymak mükellefin işlerindendir.
Hadisler, Allah Rasulü “Kim bile bile bana yalan uy- durursa, ateşteki yerini hazırlasın.” (Tirmizi, Piton:70) bu- yurduğu için bize büyük titizlikle ulaşmıştır.
Peygamber (as) “Bir hadis işitip belledikten sonra işit- tiği gibi başkasına ulaştıranın Allah yüzünü ak etsin.” (Tir- mizi Him:7)
“Bir kimse ümmetime ya bir sünnetin ifası veya bid’atın izalesi için bir hadis ulaştırırsa, onun makamı cen- nettir.” (Ramuz:398/3)
“Kim kendisine fayda veren iki hadis öğrenir, onları başkalarına öğretir ve onlardan faydalanırsa, bu onun için 60 yıllık nafile ibadetten hayırlıdır.” (Ramuz:413/4)
Müslümanın dinini yaşayabilmesi için hadislerin önemi büyüktür. “Bize Kur’an yeter” diyerek hadisleri önemsememek sapıklıktır. Allah Rasulü bu durumu şöyle haber vermiştir:
“Siz Kur’an’a sarılın: O’nda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul edin yeter.” Denileceği günler ya- kındır.” (Ebu Davud, sünnet:6/4604)
g) Hz. Peygamber (as)’ın Sünneti
Dinimizde peygamber (as)’ın sünnetine uymayana iti- bar edilmez. Çünkü sünneti terk hem peygambere hem de Cenab-ı Allah’a isyandır.
Kur’an’a uyduğumuz gibi sünnete de uymak duru- mundayız, sünnete uymayı Kur’an emreder.
Peygamber (as): “Kim benim sünnetimden yüz çevi- rirse o, benim yolumu terk etmiştir. Benden (ümmetim- den) değildir” buyurmuştur. (Buhari, nikah:1)
Dinde Kur’an ayrı, sünnet ayrı değigldir. Sünnet, Kur’an’ın açıklayıcısı durumundadır. Sünnet olmadan Kur’an ayetleri tam anlaşılmaz. Mesela; Kur’an “Namaz kıl” der. Ne zaman ne kadar, nasıl onu sünnet açıklar.
Peygamber (as) şöyle buyurmuştur.
“Her amelin bir coşkusu, her coşkunun da bir gevşe- mesi vardır. Kimin coşkusu sünnetimden yana olursa, o mutlaka kurtulmuştur. Kimin de istek, arzu ve rağbeti sün- net dışına yönelik olursa, o helak olmuştur.” (Tirmizi, Kı- yame:21)
* * *
“Bir topluluk gelir ve sünnetimi karalar ve dinin te- mizliğini bozacak şeylerden bahsederler. Allah’ın melekle- rin ve bütün lanetleyicilerin laneti onların üzerine olsun.” (Ramuz:507/5)
* * *
“Bir zaman gelecek sünnetimin dışına çıkanlar olacak, onların görünüşleri insan şeklinde olacak, kalpleri şeytan kalbi olacak” (B.H.Kül:5/9792)
* * *
“Benim emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendi- sine iletildiğinde sakın sizden birini koltuğuna yaşlanmış olarak; “Biz onu bunu bilmeyiz, Allah’ın kitabında ne gör- düysek ona uyarız o kadar” dediğini duymayayım.” (Tir- mizi, İlim:10)
* * *
“Kim sünnetimi canlı tutarsa, o beni seviyor demektir. Beni seven de cennette benimle beraberdir” (Tirmizi İlim:16)
“İstemeyen cennete giremez. Ashabı kiram:
-Kim istemez ya Rasulallah!
-Bana uymayanlar.” (R.S.158)
* * *
“Size iki şey bırakıyorum. Onlara uyarsanız sapıtmaz- sınız. Onlar Allah’ın kitabı Kur’an ve benim sünnetimdir.” (Ebu Davut Menasik:56)
* * *
“Ümmetimin fesadı zamanında kim sünnetime yapı- şırsa şehit sevabı alır.” (B: H. Kül:1/45)
* * *
“Benden sonrakiler çok ihtilaflar görecekler. İşte o za- man benim sünnetime uyun, sonradan çıkan işlerden sakı- nın. Zira o bid’attır. Her bid’at da sapıklıktır. Her sapıklık da cehennemdedir.” (Ramuz:157/5)
* * *
“Kim benden sonra terk edilmiş bir sünnetimi diril- tirse, Onunla amel eden herkesin ecri kadar, o kimseye se- vap verilir. Hem de onların sevabından hiçbir şey eksilme- den kimde Allah’ın ve Rasulunün rızasına uygun düşme- yen bir kötü bid’at icat ederse, onunla amel edenlerin gü- nahı kadar o kişiye günah yüklenir. Hem de onların gü- nahlarından hiçbir şey eksilmeden” (Müslim, İlim:6)
* * *
İmam-ı şafi şöyle der:
“Benim görüşlerime uymayan bir hadis varsa bilin ki hadis benim görüşümden daha üstündür. O zaman benim görüşüme uymayın.”
“Peygamberin ve Ashabın yolunda olmayanı havada uçar görsem yine doğruluğunu kabul etmem.”
Bir zat ona: “Şu hadisle amel ediyor musun?” der. “Allah Rasulünden bir hadis duyacağım da onunla
amel etmeyeceğim öyle mi, beni kiliseden çıkarken mi gör-
dün?” cevabını verir.
Başka biri ona:
-Şu söylediğin hadisle amel ediyor musun? Der. Ona da şu cevabı verir:
“Rasulullah’tan bir hadis nakledip de gereğince hük- metsem bu yer beni taşır mı? Bu gökyüzü beni altında ba- rındırın mı? Elbette onunla amel ediyorum. O’nun her sün- neti benim için doyumsuz bir lezzettir. Başım, gözüm üs- tündedir.”
ı) Hz. Muhammed (as)’ın Vefatı
Allah Rasulü (sav) veda hutbesini irad ettikten sonra veda haccını yaptı ve rahatsızlığı arttı. Miladî 8 Haziran 632 (Hicri 13 Rabiulevvel:11)’da ahirete irtihal etti.
O, 63 yıllık ömrünü tamamladı ama Müslümanlar çok üzüldü. Veda Hutbesinde ifade ettiği gibi Kur’an ve sün- netini ümmetine miras bıraktı.
7 dirhem parası vardı sadaka olarak dağıttı.
Hz. Ebu Bekir (ra) yüzüne bakarak: “Ölümünde haya- tın gibi güzel ya Rasulullah” dedi.
Hz. Peygamberin son sözleri: “Namaza namaza dikkat edin!” olmuştu.
Esselatü vesselamü ya Rasulullah Esselatü veslelamü ya Habibullah Esselatü vesselamü şefiallah
Allah şefaatinden mahrum etmesin.