HURAFELERİN ZARARLARI VE MÜCADELE

            Hurafe, dinde olmayan birtakım batıl yanlışlardır. Onun için hurafelerden kaçınılmalıdır. Eğer kaçınılmayacak olursa, hurafelerin vereceği zararlardan kurtulamayız.

 Hurafe dinde günah ve haram kılınmıştır. Hurafe ile meşgul olan günahla, haramla iştikal etmiş olur.

            Atalarımız: “Rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz.” demişlerdir. Hurafeler insanı günaha sokar. İnsanın inancına zarar verir. Ameline zarar verir. Malına da zarar verir.

               Hurafeler boş meşguliyetlerdir. Çirkin iştir. İnsanın mesleğine, itibarına gölge düşürür. 

            Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Allah: “ Haktan ayrıldıktan sonra, sapıklıktan başka ne kalır?” buyurur. –Yunus:32

            Hurafelerden kaçınmayan birçok insan, istismarcıların eline düşüyor. Büyük zararlar görüyor, aldatılıyor, telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zararlar görüyor.

            Bid’at ve hurafelerin etkileme gücü çok fazladır. İnsanı köleleştirir.

            “ Diyanet, Şubat ayı aylık dergisinde hurafelerin Cazibesi’ni araştırdı. Uzman Psikolog Fatma Nevsun Duman’ın kaleme aldığı makalede, mavi göz boncuklarda teselli bulmak, kurşun dökmek, kapı üstlerine at nalı takmak, bebeğin üstüne sarı bez örtmek, gizli ceplerde muska taşımak, istenmedik bir şey karşısında kulak memesini çekiştirip tahtaya vurmak, eşiğe basmadan kapıdan atlamak, uğurlu gün uğurlu sayılarla işe başlamak gibi birçok inanışın hurafe olduğu vurgulandı. Tüm bunların insanın kendi etrafına çektiği dikenli teller olduğuna işaret edilen yazıda, ‘Bu kadar olmazsa olmazlarımızın arasında ruhumuzu ferahlatmak şöyle dursun adeta boğuluyoruz. Kendi bilgi, görgü ve deneyimlerine güvenmeyen, inanç itibariyle de boşluktaki insanlar bu tür arayışlar içine girerler. Boşlukta olan insan, istismarcılar tarafından kolayca yönlendirilebilir. Hurafeler içi boş, zemini olmayan kabullerdir.” denildi.

            Hurafelerle mücadele zordur. Paslı çivilerin sökülüp atılmasından daha zordur.

Peygamberimiz (sav) batıl inançlarla hayatı boyunca mücadele etmiştir. Günümüzde de Diyanet İşleri ve ilim sahipleri bu mücadeleyi devam ettirmelerine rağmen halkın direndiği hurafelerden kolay vazgeçemediği görülmektedir.    

            Bid’at ve hurafelerle mücadelede etkili olabilmek için:

-İslâm dini doğru şekilde öğretilmelidir. Çünkü bilmemezlik, eksik bilgi batılı, hurafeyi davet ediyor.

-Toplumda istismarcıların, yalancı ve soyguncuların önüne geçilmelidir.

-Bid’at ve hurafeler iyi tespit edilip halk bilgilendirilmelidir. Yazılı ve görsel basından en güzel şekilde istifade edilmelidir. En yetkili ağızlar bu konuya eğilmelidir. Müftülükler bu konuda çalışmalar yapmalıdır. Okullarda din dersi kitaplarında batıl inançlara ağırlık verilmelidir. Halkın aydınlanması için ücretsiz kitap ve broşürler dağıtılmalıdır. 

-Hurafe ve batıl inançların zararları devamlı halka anlatılmalıdır. İslâm’da bunlara yer olmadığı vurgulanmalıdır.

-Bid’at ve hurafelerin insanın inancına ve yaptığı ibadetlere, iyi işlere büyük ölçüde zararı ortaya konmalıdır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir