HIZIR-İLYAS (HIDIRELLEZ)

               Hızır – İlyas’ın halk dilinde söylenişi Hıdırellez olarak ifade edilir. 

            Efsaneye göre Ab-ı Hayattan içip ölümsüzleştiklerine inanılan iki kardeş olan Hızır ve İlyas mayısın 6’sında buluşmaktadırlar. O gün baharın gelişini müjdeler. 

            İnanışa göre Hızır (as) Velîdir. Sıkıntıda olana yardıma koşar, darda olanların imdadına yetişir, yardım eder. 

            Hızır insanlardan isteklerde bulunur, verenlere verir, vermeyenlerden de alır. Yani dilediğine bereket verir, zenginlik verir, dilediğini de yoksul eder.

      Kur’an’a göre Hızır (as) Allah’ın lütfuna mazhar olmuş, alim bir kişidir. (Kehf:60-82) 

                                                       **********  

               Hızır yaşıyor mu?

 Bazı bölgelerde 6 mayıs günü Hızır (as)ın evleri ziyaret edeceğine inanıldığı için evler temizlenir.

 Bazı bölgelerde mayasız yoğurt çalınır. Eğer yoğurt tutarsa, o evi Hızır (as)ın ziyaret ettiğine inanılır. 

            Bediüzzaman Hazretleri, Mektubatında Hızır (as)ın hayatta olduğunu söyler. Onun hayatı ikinci hayat olduğundan bir çok alimin bunu kabul etmediğini de belirtir. 

            Hızır (as) Musa peygamber zamanında yaşamıştır. Hızır’ın şu anda yaşadığına dair İslâmi kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Cenab-ı Allah bu kadar uzun ömrü kimseye vermemiştir. Ab-ı hayattan içip ölümsüzleşmesi efsanedir. Kimseye ebedi hayat verilmemiştir. (Enbiya:34-35)   

               Ne diyor Kur’an:

    -“Habibim, biz senden önce gelip geçen hiçbir insan için ebedi hayat nasip etmedik.

Şimdi sen ölürsen sanki onlar ebedi mi kalacaklar?”, “Her nefis ölümü tadacaktır.” 

                                                        **********

               Hızır imdada yetişir mi?

            Hızır’ın dilediğini zengin, dilediğini fakir etmesi, sıkılanların imdadına yetişmesi, inancımıza göre uygun değildir. Bazı kaynaklarda anlatılan yardımları veya sefalete sürüklemeleri birer efsanedir.

            Halk dilinde: “Hızır gibi yetişti.”, “Kul daralmayınca Hızır yetişmez.”, “Hızır’ın eli değmiş.”, “Hızır bereketi” gibi ifadeler vardır. 

 Hızır bir insandır. Peygamberlere verilmeyen şeylerin Hızır’a verilmiş olması düşünülemez. 

            Hızır’dan yardım istenmez, yarım etmesi beklenmez. Aksi halde şirk kokar. Yardım Allah’tandır. Rızık veren Cenab-ı Allah’tır. 

               Hızır ile ilgili bazı sözler:

  • “Her geceyi kadir bil, her geleni de Hızır bil.”
  • “Hıdırellez yağmurunun damlası altın olur.”
  • “Hıdırellez’den sonra yazdır.”
  • “Hıdırellez’e kadar bir tutam, Hıdırellez’den sonra tutam, tutam”
  • “Hızır gibi imdada yetişti.”
  • “Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez.”
  • “Hızır’ın eli değmiş.”
  • “Hızır bereketi” gibi anlamlı sözler canlılığını korumaktadır.

                                                          **********

Hıdırellez’le ilgili hurafeler:

  • Hızır’ın Ab-ı hayattan içip ölümsüzleştiğine inanılıyor. İnsanlara bereket verdiği veya sefalete sürüklediği düşünülüyor.
  • Anadolu’nun bazı bölgelerinde “Hıdırlık” denilen yerler vardır. 6 Mayısta buralarda toplanılıp istek ve dileklerde bulunulur. Hıdırellez şenlikleri düzenlenir.
  • Hıdırellez günü türbeler ziyaret edilir, dualar edilir, istek ve dileklerde bulunulur, adaklar sunulur, çaputlar bağlanır. 
  • Hızır’la İlyas’ın buluşmalarının sahil kenarında olduğu inancı yaygın olduğundan dilek ve istekler sahil kenarında, nehir, göl ve su kaynakları kıyılarında yapılmaktadır. Dilekler kağıda yazılıp suya atılır. Kağıdın batması, yerinde durması ve akıp gitmesine göre anlamlar çıkarılır. 
  • Hıdırellez günü Hızır’ın beyaz elbiseler giyip dünyayı dolaştığına inanıldığından onunla karşılaşmak ve onun yardımını görebilmek için beyaz elbiseler giyilir.
  • Cehennem ateşinin yakmaması için ateşler yakılıp, üzerlerinden atlanır. 
  • Geceleri ay ışığında gölgelere bakılıp anlamlar çıkarılır.
  • Akşamları niyet tutup bir çömleğe geleceği hakkında bilgiler edinmek isteyenler, kendine ait eşyalar koyarak, çömleği gülün dibine koyarlar. Sabah maniler söyleyerek yorumlar yaparlar.
  • Bereket için sabahleyin otlaklarda çiğ damlaları toplanıp yoğurt ve hamur mayalarına karıştırılır. Ayrıca çiğ damlaları sütleri kesilmesin diye inek, koyun ve keçilere serpilir. 
  • Akşamdan soğan yaprakları kesilip, birine kırmızı, diğerlerine yeşil ip bağlanır. Sabah yeşil ip bağlanan yaprak uzarsa o yıl sefa sürüleceğine, kırmızı ip bağlı yaprak uzamışsa cefa çekileceğine inanılır.
  • Kısmeti çıkmayan veya geciken kızların o gece başları üzerinde kilit açılır. Evlilikle ilgili maniler söylenir.
  • Ev sahibi olmak isteyenler, yerlere ev resmi çizerler, kağıttan, hamurdan, çamurdan ev yaparlar.
  • Bereketli olsun. Hızır değsin diye yemekler akşamdan açık bırakılır.
  • Akşam bırakılan hamur kabarırsa o yıl bolluk olacağına, kabarmazsa kıtlık olacağına inanırlar.
  • Paranın bereketli olması için beze sarılıp gül veya dut ağacının dalına asılır. O para uğur parası olur.
  • Zengin olmak isteyenler zenginlerin bahçelerinden taş, toprak alır.
  • Hastaların iyileşmesi için hastaya ait çamaşır, gül dalına asılır.
  • Sarılık hastalığı olanlar akşamdan parmaklarına sarı ip, gül dalına da kırmızı ip bağlarlar. Sabah bu ipler yer değiştirerek hastalığın insandan ağaca geçmesi beklenir.
  • Hastalıklardan korunmak için ısırgan otu sürünülür. Yeşilliklerde yatarak, sulardan atlanarak sulardan alınan testilerin sularının içilmesiyle hastalığın geçeceğine inanırlar.
  • Akşamdan çeşme açık bırakılırsa, kısmetin açılacağına inanılır.
  • Akşam pişirilen yemekler açık bırakılır, yanına tahta kaşık konursa Hızır’ın yiyeceği ve bereket olacağına inanılır.
  • Kırlardan toplanan çiçekler yüze sürülürse, güzellik olur, yüzde yara sivilce olmaz anlayışı vardır.
  • Gece arpa tarlasından bir tutam arpa alınıp kaynatılarak çocuklara içirilirse, çocukların sağlıklı olacağına inanılır.
  • Geceleyin Hızır’ın ölümsüzlüğü düşünülürse, uzun ömürlü olunacağına inanılır.

            Netice olarak; işlenen bid’at ve hurafeler saymakla bitmez. Görülüyor ki, ilkel insanlardan medeni toplumlara kadar insanlık, kendini hurafelerden alıkoyamıyor. 

            Dini bilgisi ve dini duygular zayıf olan insanlar bid’at ve hurafeleri dinin önüne geçiriyor. Dinle asla bağdaşmayan şeyleri sanki dinin emriymiş gibi yapıyor. Hamurdan, çamurdan, sudan, havadan, mumdan, çaputtan, gülden, daldan medet bekliyor.

            Fatiha suresini okurken diyoruz ki: “Ey Allah’ım! Ancak sana kulluk eder, ancak senden yardım bekleriz. Bizi doğru yola ilet, sapanların, gazaba uğrayanların değil…” (Fatiha 5-7)

               Rabbim, sapıtmasın, sapıklıklardan korusun.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir