HER ŞEY ALLAH’I ZİKREDER
Canlı cansız her şey, lisan-ı haliyle yaratanı, gizli, aşikar zikreder. Bize cansız gibi gelen her şeyin bir ruhu vardır. Allah’ı zikreder. Hayvan olarak gördüğümüz her canlı Rabbini zikreder. Ama biz duymayız ve anlamayız.
Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Allah şöyle buyurur:
“Göklerde ve yerde ne varsa ona aittir. O’nun huzurunda bulunanlar. O’na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar.” (Enbiya:19)
“Onlar bıkıp usanmaksızın gece gündüz Allah’ı teşbih ederler.” (Enbiya:20)
**
“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu teşbih eder. O’nu övgü ile teşbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz onların teşbihini anlamazsınız” (İsra:44)
**
“Göklerde ve yerde onların hepsi Allah’ı teşbih etmektedir. O üstündür, hikmet sahibidir.” (Hasr:1)
**
Dünyada ise yaramayan bir şey olmadığı gibi Allah’ı anmayan bir şey de yoktur.
Hoca Efendi öğrencilerine birer çiçek getirmesini söyler. Herkes getirir, bir öğrenci boş gelir.
-Sen bir çiçek bulamadan mı sorusuna
-Hangi çiçeğe elimi uzattıysam. Allah’ı zikir halinde gördüm, dolayısıyle koparamadım” dediğini anlatırlar.
Müşriklere karşı ağaç Allah Resulüne gelip kelime-i şehadet getirmiştir.
İnkarcı Ebu Cehilin avucundaki taşlar peygamber (as)ın peygamberliğini tasdik etmiştir.
Her şey Allah’ı zikrederken Cenab-ı Allah bize:
“Rabbini çok an. Sabah, akşam teşbih et.” (Al-i İmran:41)
“Namazı bitirince de, ayakta, otururken ve yan yatarken daima Allah’ı anın” (Nisa.103) diye emrediyor.