HELÂLLEŞTİRDİĞİMİZ BAZI ŞEYLER

-“Domuzda Allah’ın yarattığı bir hayvandır. Yenmeyecek olsa onu yaratmazdı” deyip, daha lezzetli, daha yumuşak oluyor dediler, helâl saydılar.

-Günün şartlarına göre faiz haram değildir, “enflasyon oranında faiz helâldir” dediler. Dar’ülharpteyiz, faiz yenir dediler, faizi helâlmiş gibi gösterdiler.

-Alkole başka başka ad taktılar, “Bira helâldir, kola helâldir deyip az içersen faydalıdır” deyip alıp satmakta, içmekte sakınca görmediler.

-Her ay şansını denemek için piyango aldılar. (En büyük ikramiyenin çıkacağını bilse, müslüman, piyango almaz) millileştirdiler.

-Safrancı, tavlayı, kumara götüren oyunları eğlence kabul ettiler, “vakit geçiriyoruz” dediler, günlük işlerden saydılar.

-Şunu veriyor, bunu veriyor diye müstehcen basını almakta, satmakta, desteklemekte herhangi bir mahsur görmediler.

-Çağdaşlık adına hoş olmayan kılık kıyafetlere girdiler.

-Yolda belde cinsiyet tanımadan, yakın uzak demeden şapur-şupur öpüştürdüler. Bizi nelere alıştırmadılar ki.

-Helâl-haram tanımadan köşe dönmeyi akıllılık ve beceriklilik kabul ettirdiler.

-Yahudiler Allah’ın hükmünü değiştirdikleri için lânetlenmişlerdir. Bir şey aleyhimize de olsa, doğru olanı yapmak zorundayız. Herhangi bir işte:

-Kötüler örnek alınmaz. Başkalarının yapması birşeyi meşrulaştırmaz.

-Niyet iyide olsa, hükmü değiştirmez.

-Kalp temizliği haramı helâl kılmaz.

-Haram olan şeyin helâl olacağı bir makam olamaz, mekân olamaz ve zaman olamaz. Sevgili peygamberimiz : -“Bir zaman gelecek ki, ümmetimden bir takım kimseler türüyecek. Bunlar zina etmeyi, ipekli giymeyi, şarap içmeyi, çalgı eşliğinde eğlenmeyi helâl ve mübah sayacak. Bir takım merhametsiz, acımasız kimselerde dağ yamaçlarına ev yapacaklar, onlara ait koyun sürüsü ile çoban sabahları yanlarına gelecek, akşamları gidecek. İnsanlar fakire: “Bugün git yarın gel diyecekler” (Buhari Tecrid-i Sarih 12/46) diyor.

-“Ümmetimden bazıları şaraba başka adlar takarak içecekler. Bir zümrede faizi helâl sayacak” diyor.

Bazı insanları haramdan vazgeçiremezsiniz. Lağım kurdunu bulunduğu yerden ayırırsanız yaşamaz, hatta elmayı oyup içine koysanız bile gene yaşamaz.

Haramlar, ıslak elbise gibidir; ilk anda ürperti verir. Haram terk edilmezse, alışılır gider.

Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir :

-“Namaz kılmaktan çivi gibi olsanız, oruç tutmaktan da yay haline gelseniz, midenizde haram lokma varsa beklediğinize ulaşamazsınız.”

Evet, bu söz gerçeğin ta kendisidir. Midemizde haram lokma olursa ibadetimizin zevkine varamaz layık olan sevabına erişemeyiz.

Sadece borçtan kurtulma söz konusu olur, hepsi o kadar. Sevap çokluğu, bahis mevzu olamaz elbette. Bunun içindir ki âlimlerimiz helâl lokmayla iktifa edip haramlara düşmeme konusunda çok titiz davranmışlar, bize de aynı titizliği tavsiye buyurmuşlardır.

Hadis-i şerifin ikazı ise unutulacak gibi değildir.

-Kimin bedeninde haram lokmadan kaynaklanan et, yağ parçası olmuşsa, mahşerde o et ve yağ parçaları cehennem ateşi karşısında eritilir, bedenden böyle eritilerek alınır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir