Hayvana eziyet haramdır

Hayvana hiçbir şekilde eziyet verilmeyecektir. Çünkü hayvan, hakkını arayamaz, dili söyleyemez.

İslam medeniyeti hayvan haklarına önem veren bir medeniyettir. İnsanların problemlerini çözmüş hayvanlara kadar el uzatmıştır.

Hayvanlara eziyet edilmemesi her bakımdan korunmasına dair. Kur’an’da hayvanlara şefkatle muamele edilmesi, Peygamber (as) hayvanlara haksızlık yapılmaması, hakkının helal edilmeyen hak olduğu bildirilmiştir.

Osmanlılar zamanında hayvanların korunması ve eziyetin önlenmesine dair kanunlar çıkarılmıştır.

Bu kanunlarla:

  • Fazla yük yüklemek yasaklanmıştır. 
  • Yük taşıdıktan sonra hayvanın yorgunluğu nedeniyle sırtına binilmemesi için semerin üzerine çatal demir konması gerekmektedir. 
  • Ağır yük taşıyan hayvanların sabahtan ikindiye kadar çalıştırılması şartı koşulmuştur. 
  • Yük taşımada hayvan dövülmeyecektir. Ayrıca çalıştırılan hayvanın izin (dinlenme) günü tayın edilmiştir. 
  • Hayvana kötü muameleye ceza konmuştur. 
  • Fazla yük yükleyene kısas hükmü konmuş. (aynı yükü taşıma cezası)tur.
  • Kanuni, Süleymaniye camini yaptırırken taş, kum, taşıyan hayvanlara dinlenme ve çayırda otlamalarına dair ferman çıkarmıştır. 
  • Yaşlanan hayvanların ölene kadar iyi bakılma talimatı vardır.

Mimar Sinan inşaatlarında çalışan hayvanların dinlenmeleri için özel yerler yaptırmıştır.  

Batılı yazarlar hayvanlara gösterilen iyiliği şefkat ve merhameti uzun uzun anlatmışlardır. Bir yazar: “Osmanlıda iyilik duygusu hayvanları bile kucaklamıştır. Ağır yük taşıyan hayvanların her hafta iki gün izni vardır” dedikten sonra “Bir yerde hayvanlar sizden kaçıyorsa, Orada ermeniler veya rumlar yaşadığını. Eğer hayvanlar sizden korkmuyorsa, orada Osmanlının yaşadığını anlarsınız” demiştir. 

Hasta göç edemeyen hayvanlar için tedavi merkezleri kurulmuştur. Bursa’da ve Ödemişte “Guraba-i laklakan” (Leylekler hastanesi) hala ayaktadır.

Göç edemeyen leylekler kışı buralarda geçirir, tedavi edilir. Diğer kuşlar gelince salıverilirdi. 

16. yüzyıldan itibaren Osmanlı evlerinde barınmaları, yavrulamaları için kuş evleri yapılmış daha sonra Anadolu’nun diğer şehirlerine de taşınmıştır.

Hatta saraylarda bile kuş evleri yapılmıştır. Bu Osmanlının hayvanlara, hatta ağaçlara kadar uzanan şefkat ve merhamet elini gösterir. 

Avrupa da evlerin dış cephelerinin kirlenmemesi için kuş yuvalarına müsaade edilmiyordu. Hayvanlar canlı canlı sirk hayvanlarına veriliyordu. 

Hayvanın, hayvanı öldürüp parçalaması veya vahşi hayvanın insanı öldürüp parçalaması onlar için eğlence şekli idi.

Turist çekebilmek için sığırlar aslan kaplan gibi vahşi hayvanlara parçalatılmakta, turistlerde onu zevkle seyretmekte ve fotoğraflarını çekip hatıra olarak saklamaktadırlar.

Fokların derileri için nasıl katledildiği her yıl haberlerde seyredilmektedir.

Köpek, horoz gibi hayvanların dövüştürülmesi batının geleneksel eğlenceleridir. 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir