HAYATI ÖLÜME HAZIRLIK
İnsan her attığı adımla ölüme giderken, nefsine uymamalı, şeytana kanmamalı ve dünyanın cazibesine aldanmamalıdır.
Hasan Basri Hazretleri şöyle demiştir:
-“Ey âdemoğlu! Tek başına ölecek, tek başına dirilecek, hesap gününde tek başına hesaba çekileceksin. Kalbine çok dikkat et, onu yenile. Zira kalp çabuk paslanır. Nefsini de dizginle. Çünkü o çok azgındır. Eğer sen nefsinin kötü isteklerine mani olamazsan o bir gün seni korkunç bir uçuruma yuvarlar.” Hz. Ömer (r.a) da:
-“Nefsin özlem ve arzuları, günahların denizidir. Ölüm, ömürlerin denizidir. Kabir, pişmanlıkların denizidir.” demiştir.
İnsanın en büyük düşmanı nefsidir. Nefsine hâkim olan çok şeye hâkim olur. Nefsine uyan da pişman olacaktır.
İnsanın dikkat edeceği şeylerden biri de insanı aldatmaya, kandırıp sapıtmaya, Allah’ı ve ahreti unutturmaya yemin etmiş olan şeytandır.
İnsan şeytanın adımlarını takip etmez, gittiği yoldan gitmez, telkinlerine kanmaz, şeytanın hoşuna gidecek iş yapmaz, şeytana kapı aralamaz, şeytanı işine, aşına ortak etmezse, şeytanı güldürmemiş olur. Şeytan ne kadar pişmanlık verecek şey varsa insana süslü ve cazip gösterir. (En’am: 43) İnsanı böylece yoldan çıkarıp sapıtır.
Allah Kur’an’da şöyle buyurur:
-“Ad ve Semud milletini helak ettik. Şeytan, onlara yaptıkları işleri güzel gösterip, onları doğru yoldan çıkardı. Oysa onlar bakıp görebilecek durumdaydılar.” (Ankebut: 38) Allah Kur’an’da kullarını şu ayetle uyarmıştır:
-“Şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” (Bakara: 168)
-“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın.” (Fussılat:
36)
Aslında insan şeytana uymadıkça, şeytanın gücü ve hâkimiyeti insana yetmez. İstemedikçe insan şeytanın tuzağına düşmez.
Dünya arzusu ve aşırı hırs günahların başıdır. Allah’ın kulundan vazgeçmesinin belirtisi, o kulun boş şeylerle uğraşmasıdır.
Allah Kur’an’da şöyle uyarır:
-“Dünya hayatı oyun, eğlenceden başka bir şey değildir.” (En’am: 32)
-“Gökleri, yeri ve bunların arasında bulunanları oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.”
(Duhan: 38)
-“Dünya hayatı aldanma ve metadan başak bir şey değildir.” (Bakara: 185) -“Sakın dünya hayatı seni aldatmasın.” (Fatır: 5) Peygamber (a.s) da şöyle uyarmıştır:
-“Gözünü dünya işlerine kaptırıp, ahreti unutmaktan sakının.” (R. Salihın: 481)
-“En hayırlınız, ahreti için dünyasını, dünyası için ahretini terk etmeyeninizdir.” (Ramuz el-
Ehiadis: 363)
Güzel bir söz var: “Su geminin dışında olursa, onu yüzdürür. Su geminin içinde olursa, gemiyi batırır.” diye insanın kalbi gönlü dünya ile dolmamalıdır. Yoksa ahreti unutur.
Cenab-ı Allah kutsi hadiste şöyle buyurur:
-“Ey dünya! Bana hizmet edene hizmet et. Sana hizmet edeni, hizmetinde kullan.” (H.H.Erdem, İlahi Hadisler: 27)
-“Ey insanoğlu! Dünya sevgisini kalbinden çıkar; çünkü ben, dünya sevgisi ile benim sevgimi asla bir kalpte toplamam.” (F. Yavuz, 40 Kutsi Hadis: 31)
-“Ey Âdemoğlu! Malım, malım diyorsun, yiyip de çıkarıp attığın veya giyip de eskittiğin ve yahut tasaddut edip de önce gönderdiğinden başka senin malın mı var?”(R. Salihın: 1/485) Peygamber (a.s) şöyle anlatıyor:
-“Cehennemde azabı en hafif olana sorulur:
-Dünya her şeyi ile senin olsaydı bu azaptan kurtulmak için fidye olarak verir miydin?” O kişi hiç tereddütsüz cevap verir:
-“Evet” Ona:
-“Senden dünyada bunun daha azı istenmişti, niye vermedin?” denir.
Şöyle anlatırlar:
Adam son anlarında oğluna “Beni çoraplarımla gömün” diye vasiyet eder. Daha önce de bir dostuna oğluna verilmek üzere mektup bırakır.
Baba ölünce oğlu babasının bu isteğini duyurur. “Olmaz, inancımızda kefenden başka bir şeyle gömülmez.” derler. Definden sonra baba dostu mektubu verir. Mektupta şunlar yazılıdır:
“gördün mü oğul! İstesem bile bir çift eski çorabımı bile götüremedim. Sen de götüremeyeceksin.” Böylece baba oğlunun dünya hırsını kırmış, ders vermiş, götürülecek olan şeyin sadece amel olduğunu anlamıştır.