Haramdan korunmak

Allah’a inanan çamurlu yolda yürüyen gibi uçurumun kenarında olan insan gibi hassas davranmalıdır.

Günahlardan haramlardan uzak durmak amel-i salih işlemekten önce gelir, Allah’tan korkan gücü ölçüsünde yasaklarından, bilhassa şüpheli şeylerden kaçınır. Her organını haramdan, günah işlemekten korur. Bilir ki haramla ibadet olmaz, haramdan kaçınmayan cehennemde yanmaya layıktır. Onun için haramın cazibesine ve lezzetine kapılmaz. Nefsinin bir anlık zevkine kapılmaz.

İnsan haramdan ve günahtan korunmazsa şeytanın ve nefsinin tuzağına düşer.

Allah’ın haram kıldığı şeylerden uzak durmayan Allah’a kulluk görevini yapamaz, ibadet edemez. Boş ve manasız şeylerle meşgul olur. Boş konuşur, tatsız tuzsuz bir hayat yaşar.

Bir şey yalanla yeminle ve hile ile elde edildiyse,  o haram asla helale dönüşmez. Hatta mahkeme kararı ile de elde edilse başkasının hakkı helal olmaz.

Cenab-ı Allah helalden kazanmayı temiz ve helal olan şeylerden yiyip içmeyi, helal olanı kullanmayı emrediyor.

Helal rızık talebinde bulunmak mü’mine farzdır. Kazancı haram olanın ikramı yenmez. Ebu Bekir (ra) faldan kazandığını söyleyen hizmetlisinin ikramını kusmuştur. Çıkaramadığı içinde tövbe istiğfar etmiştir.

Haramdan kazananla ortaklık olmaz. Ebu Hanife hileye göz yuman ortağınla işbirliğini hemen kesmiştir. Koyunların çalındığını duymuş, koyun ömrünü sormuş, yedi yıl çalıntı koyun eti yerim diye koyun eti yememiştir.

Helalden yiyip içenin bedenini toprak yemez derler. Haram yiyeni cennet kabul etmez. Haramdan beslenen vücudun yeni cehennemdir. İki şeye çok dikkat etmek lazım; ağızdan giren lokmaya ve ağızdan çıkan söze.

Peygamber (as) “İnsan yediğinden ibarettir” buyurmuştur. Bir kişinin Müslümanlığı yediğinin helalliği nispetindedir.

Cenab-ı Allah şunu istiyor:

“Ey iman edenler! Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz olanlarından yiyin.” (Bakara:172)

Cenab-ı Allah da kutsi hadiste şöyle buyurur:

“Ey insanoğlu! Senin vücudun et ve kandan ibarettir. O halde vücudunu helal şeylerle besle. Eğer işini dürüst yaparsan etin ve kanın cennete hak kazanır. Zira cennete haram ve şüpheli şeylerle girilmez..:” (F. Yavuz, 40 Hadis S.65)

“Günahları toplayıp sırtına alma. Çünkü hangi günahtan dolayı azap edeceğimi bilemezsin. Böylece rızkı senden kaldırırım, duana karşı kapıları kapatırım…” (Age:64)

“Ey insanoğlu! Bil ki helâl sana damla damla gelir; haram ise, sel gibi gelir. Kimin yaşayış ve rızkı temiz olursu, dini de temiz olur.” (Age:97)

Haramda hayır yoktur. Haramla hayır yapılmaz, hacca gidilmez, haramdan zekat verilmez, sadaka verilmez. Yasağa bulaştıkları için Allah, Adem’le Havva’yı Cennetten kovmuştur. Haram iş yapanın cennette yeri yoktur.

Haram, ibadetin kabulüne manidir. Mesela: Gayrimeşru yoldan elde edilen malın zekatı olmaz. Sadakası olmaz, haccı da olmaz.

Süfyan-ı Sevri şöyle demiştir:

“Ekmeğini nereden temin ettiğine bak, öyle ye. Ondan sonra da istediğin safta namaz kıl”

Hz. Ömer’in bir sözü var:

“Namaz kılmaktan çivi gibi olsanız, oruç tutmaktan yay haline gelseniz, mideniz de haram lokma varsa, umduğunuza ulaşamazsınız.”

Peygamberimiz (sav) de şöyle bildirmiştir:

“Allah yolunda sefer yapmış üstü başı tozlu adam ellerini açmış; Ya Rab, ya Rab! Diye yalvarıyor, halbuki yediği haram içtiği haram nasıl duası kabul olur. (R. Salihın:1883)

Bir hadislerinde de:

“Kim bir elbiseyi 10 dirheme alırda içinde bir dirhem haram bulunsa, elbise adamın sırtında olduğu müddetçe onun namazını, duasını Allah kabul etmez” buyurmuşlardır.

Haramdan şifada olmaz, peygamber (as) “Allah şifanızı haram kıldığı şeylerde yaratmamıştır” buyurmuştur. (Ramuz:89/6)

Alkolle, domuzla, idrarla, hayız kanı, hayvan dışkısı ile tedavi olunmaz. Bunlar necis olan şeylerdir, yenilip içilmesi haram olan bir şeyin kullanılması da haramdır. Ayrıca harama götüren şey de haramdır. Haramın bir özelliği de yaramaması ve telef olmasıdır.

Allah Kur’an’da:

“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu göz et…” buyuruyor. Gözetmek korunmak, hassas davranmak zorundayız. Çünkü Allah soracak:

Karaca oğlan ne diyor:

Bu dünya da Ademoğluyum dersin.

Haramı helali durmayıp yersin.

Yeme el malını, er geç verirsin

İğneden ipliğe sorulur bir gün”

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir