HARAMDAN GIDA VE ŞİFA OLMAZ
İnsanın en büyük hatası, haram düşüncedir.
Cenab-ı Allah, kullarına haram yemeyi ve haramla uğraşmayı yasaklamıştır. Bunun sebebi, haramın zararlı oluşudur. Allah, insanın zararına olan ve sağlığına zarar veren her şeyi yasaklamıştır. Onun için kul, Allah’ın haramdır dediğini, kendi sağlığı, huzuru ve ahireti için terk edecektir.
Allah’ın yasakladığı şeylerde menfaat aranmaz. Allah bir şeyi haram kıldıysa, onda şifa aranmaz. Çünkü Allah şifayı haramda yaratmamıştır.
Hz. Peygamber: “Allah şifanızı size haram kıldığı şeylerde kılmamıştır” buyurmuştur. (Ramuz-el-Ehadis: 89/6)
Ayrıca haramdan gıda da olmaz. Allah insanın rızkını haram da yaratmamıştır. İnsan haramdan uzak durmalıdır. Çünkü; haramla beslenen vücut, Allah’a kulluk görevini istese de yapamaz. O vücudun hakkı, cehennemde yanmaktır.
Haramdan hayır da gelmez. Haramdan hayır da yapılmaz. Haramdan sevap da beklenmez. İnsanın haramdan sağlayabileceği bir fayda da yoktur. Haram yiyen insanın organları isyan eder.
Haramlar ilaç değil, zehirdir, deva değil derttir. Bugüne kadar haram kılınan şeylerden hiçbir Allah’ın kulu fayda görmemiştir.
Haram, insanı olumsuz yönde etkiler, insanı olumsuz yönde değiştirir, insanın mayasını bozar, insanı isyan ettirir, azdırır, insanı rezil eder. Dünya perişanlığının ardından ahiret perişanlığı gelir.
Helâl ise her şeyi güzelleştirir, insana güzel işler yaptırır.
Haram da her şeyi çirkinleştirir. Haramla güzel şeyler yapılmaz. Haramla ibadet de olmaz. Haramın insana, insanın işlerine, düşüncesine, çocuklarına yansımasını ve olumsuz etkilerini açıkça görmek mümkündür. “Helâl süt emmiş” ifadesi, temiz kimseler için kullanılır. “Sütü bozuk” tabiri ise haramla beslenenler için kullanılır.
Haram zehir gibidir, vücutta rahat durmaz; vücudu kirletir, kalbi karartır. Haram yiyip içen, rahat bir ölümle ölmez.
Cenab-ı Allah insanı harama muhtaç ve mecbur yaratmamıştır. Kur’an’da: “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın, yaptığınızı güzel yapın; Allah güzel yapanları sever” buyurur (Bakara sûresi: 195)
Peygamberimiz şöyle buyurur:
“Haramla tedavi olmayın. Allah ümmetimin şifasını haram kıldığı şeylerde yaratmamıştır.”(Ebu Dav.Tıp: 2)
Hz. Peygambere içkiyi sordular: “Ondan sakının” dedi.
-“Onu ilaç olarak kullanıyoruz“ dediler. Peygamber:
– “O ilaç değil, hastalıktır” büyürdü.
Alkolle, domuzla, idrarla, hayız kanı ile tedâvi olmaz. İslam da bir şey haram kılındıysa, onunla tadâvi yoluna gidilmesi de haramdır.
Bugün alkol katkılı ilâçlar vardır. Ameliyatta uyuşturucu kullanılmaktadır. Bunların kullanılması ancak:
- Zaruret varsa,
- Alternatifi yoksa,
- Hastalık ciddi ise, 4- İnançlı doktorun tavsiyesi varsa mümkündür. Çünkü müslüman, tedavi olacaktır. Allah Rasulü: “Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz! Buyurur. (Tirmizi Tıp: 2)
İslam’da insan sağlığı çok önemlidir.
Helâl yolla tedavi yoluna gitmeyip, haramla tedavi olan, o hastalıktan ölecek olursa, helâli aramadığı için intihar etmiş sayılır.
Müslüman kendi eliyle kendini tehlikeye atmayacaktır. (Bakar sûresi: 195)