HARAM TELEF OLUR

Atalarımız: “Su testisi su yolunda kırılır.”, “Haydan gelen huya gider” gibi güzel sözler söylemişlerdir.  

Bugün bazılarının parası iyi yerlere gitmiyor, hayra gitmiyor, meşru yerlere gitmiyor. Neden? Geldiği yer temiz ve meşru değilde ondan adam çalışıyor, çalışıyor parası kumara gidiyor, içkiye gidiyor, fuhşa gidiyor, alın terini, çoluk çocuğunun rızkını ona buna yediriyor.

Normal, paranın geldiği yer temiz değil ki, temiz yere gitsin.  

Ne demiş Peygamberimiz (SAV):

“Bir kimse malını nereden kazandığını; helâlden mi, haramdan mı olduğunu öğrenmek istiyorsa, onu nereye harcadığına baksın”

Haramdan gelen, helâl yere gitmez. Helâlden gelen de harama gitmez.      

Peygamber Efendimizin güzel bir ifadesi de şöyle:  

“Allah’ın kulunu terk ettiğinin belirtisi, o kulun boş ve manasız şeylerle uğraşmasıdır.” Demek ki kul, helâl çizgisinden ayrıldıysa, Cenab-ı Allah onu terk ediyor, kulluk defterinden silip atıyor. O kul da işe yaramayan şeylerle uğraşıyor.  

Haramın telef olduğunu doğrulayan birkaç örnek verelim:

Rüşvetçi bir memurun durup dururken arabası yandı, kül oldu. Ne oldu, nasıl oldu?

diyenlere mesai arkadaşı şu cevabı verdi;  

  • Benimki mi yanacak, tabi ki onunki yanacak!..”

Adamın biri de yıllarca çalışmasının karşılığı olan bir torba içindeki parasını alıp memleketine giderken, gemideki maymun, torbayı kapıp direğe tırmanmış, adam, ah vah ederken maymun torbanın ağzını açıp; bir altını denize bir altını güverteye atmaya başlamış. Yaşlı bir yolcu:

  • Sen ne iş yapardın? diye sormuş. Adam:
  • Sütçülük yapardım. demiş
  • Süte su katar mıydın? diye sormuş.  
  • Evet  
  • Öyle ise niye ah vah ediyorsun, yeri göğü yıkıyorsun? Suyun parasını denize atıyor, sütün parasını da sana bırakıyor” demiş.  

Atalarımız: “Haramla yapılan, haramla yıkılır” demiştir.  

Adamın biri de süte su katar da satarmış. Birgün şiddetli yağmur yağmış, sel gelmiş, koyunları alıp götürmüş. Meseleyi bilen birisi şöyle demiş: süte katılan su sel oldu , koyunları, götürdü. Peygambirimiz der ki:

“Haram mal hayretmez. O maldan sadaka kabul olmaz. Kendisine kalan malda cehennem azığı olur.” (Ramuz-el-Ehadis: 377/13) bazıları kaybolan malı için: “Ben haramdan kazanmadım, haram karıştırmadım”

yaramazlık yapan çocuğu için de; “Ben ona haram yedirmedim” diyerek ümidini ortaya koyar. Haram yediren için de: “Haram yiyenin evladı da hârâmî olur” denmiştir. Zekatı verilmeyen malın telef olacağı bildirilmiştir. Sadakası verilmemiş mal içinde “karabelâdan korunmaz” denmiştir.  Çünkü kazayı belâyı sadaka önler. Kazaya belâya uğrayıp da az zararla atlatana: “Verilmiş sadakan varmış” denir.

Şunu da unutmayalım: Bir hârâmînin malı bu dünyada telef olmayabilir. İlla bu dünyada ceza görece k diye bir şey yoktur.Çünkü bu dünya ceza yeri değildir. Cezalandırdığını Allah ibret için cezalandırır.Cezalandırmadığına da kahrından verir, onu da böyle imtihan eder

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir