HARAM- HELAL- ŞÜPHELİ ŞEYLER

Dinde “yapın” diye emredilenleri yapmak sevaptır. “Yapmayın” denilen şeylerden kaçınmak da sevaptır. Arada şüpheli şeyler vardır. Şüphe veren şeyden kaçınmak da sevaptır. Günaha girmemek için kararlılık ve günahtan kaçmak için gayret göstermek de sevaptır.

Amellerin kabulü için günah ve haram olduğu bildirilen şeylerden kaçınmak gerekir. Yoksa ameller boşa gider.

Haram kılınan bir şeyi helal saymak, günah olduğu bildirilen bir şeyi bile bile işlemek, insanın imanına zarar verir. Bazı günah ve yasak vardır ki, diğerlerinden farklıdır. Bu yüzden Müslüman ateşten kaçtığı gibi günahtan ve haramdan kaçınmalıdır.

Günah gibi görünmeyip de günaha götüren şeyler vardır. Onlar da günahtır, yasaktır. 

            a-Helal Gıda:

            Helal gıda isteği ve çabası her mümine farzdır. Helal gıda ile beslenmeyen vücut itaatsiz olur, ibadetten zevk almaz. Yaptığı iyi işler boşa gider.

Cenab-ı Allah Kur’an’da şöyle emreder:

-“Temiz olan şeylerden yiyin, güzel işler yapın.” (Müminun: 51)

-“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helal ve temiz olanlarından yiyin.” (Bakara: 168 +

172)

-“Allah’ın size verdiği rızıktan helal ve temiz olarak yiyin. Eğer yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, onun nimetine şükredin.” (Nahl: 114)

-“Allah’ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah’tan korkun.” (Maida: 88)

İnsan yediğinden ibarettir. Helal gıda ile beslenmeyen, güzel işler yapamaz, faydalı olamaz. 

İnsan harama muhtaç da değildir.  Mecbur da değildir. Haramsız hayat daha güzeldir.

Haramdan deva da olmaz, şifa da olmaz. Haram, faydasızdır.

Peygamberimiz şöyle buyurur:

-“İnsanlar günahta kendilerini mazur görmedikçe asla cezalandırılmaz ve helak olmazlar.” (Ramuz el-Ehadis: 354/2)

İnsan temiz yaşar, temiz yer içerse melekleşir. Bir gün Ashabına peygamberimiz şöyle demiştir: “Siz benim yanımdaki gibi kalsaydınız, melekler evinizde sizi ziyaret ederdi. Önünüze geçip sizinle musafahalaşırdı.” (Age: 495/8)  Cenab-ı Allah kutsi hadislerde şöyle buyurur: 

-“Ey insanoğlu! Senin vücudun et ve kandan ibarettir. O halde onları helal şeylerle besle. Eğer işini dürüst yaparsan etin ve kanın cennete hak kazanır. Zira cennete haram ve şüpheli şeyler giremez. Lamba gibi olma. Çünkü lamba insanlara ışık verirse de kendisini yakar.” (Age: 15)  b-Haramı Helalleştirmek:

Allah’ın haram kıldığı haramdır. Fetva ile de olsa helalleşmez. Helal kılınan da haramlaştırılamaz. Haram her zaman her yerde, herkese haramdır.

Peygamberimiz: “Allah kitabında helali helal, haramı da haram kıldı. Helal kılınanlar, kıyamete kadar helaldir. Haram kılınanlar da kıyamete kadar haramdır.” (Ramuz el-Ehadis: 495/8) buyurur.

Helal haram kılma yetkisi Cenab-ı Allah’a mahsustur. Bizim helal haram kılma veya değiştirme yetkimiz yoktur.  Değilse, dine müdahale olur. (Bak: Şura: 21 + Nahl: 116 +

Maida: 87)

Peygamber (a.s) şöyle der:

-“Ümmetim yetmiş fırkaya ayrılır. En fenası, dini işlerinde kendi fikri ile hüküm verir de haramı helal, helali de haram sayar.” (Ramuz el-Ehadis: 256/4)

Allah resulü bize neyi emrettiyse onu aynen yapmak, neyi de yasakladıysa ondan kaçınmak her Müslüman’ın görevidir. c-Haramdan Kaçınmak:  Peygamberimizin bildirdiğine göre: “Helali istemek, helal kazanç peşinde koşmak farzdır.” (Ramuz el-Ehadis: 312/15)

Haram yaramaz, her zaman telef olur. Haram kazanç insanın yakınlarına bile kötü etki yapar.

Peygamber (a.s) şöyle buyurur:

-“Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur. Ahdi olmayanın dini yoktur. 

Yemin ederim ki, kulun dili dürüst olmadıkça, dini dürüst olmaz. Kalbi dürüst olmadıkça, dili dürüst olmaz.

Komşusu kendinden emin olmayan cennete giremez.

Kim haramdan mal kazanır da ondan infak ederse, ona sevap verilmez. Eğer sadaka verirse kabul olmaz. Elinde kalan mal da cehenneme gidişini arttırır. Zira; kötüyü kötü temizlemez. Lakin kötüyü, temiz ve helal olan şey temizler.” (Ramuz el-Ehadis: 463/4)  d-Haramın Yansıması:

Haramın etkisi, yansıması vardır. “Dedesi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış.” derler.

Peygamberimizin bildirdiğine göre: 

-“Haramdan bir lokma yiyenin kırk gün namazı ve sabah duası kabul olmaz. Haramın bitirdiği et, cehenneme layıktır.” (Age: 409/4)+ (Tecrid-i Sarih 4/357) + (Riyaz-üs salihın: 1883) Haram bir mal ile hac eden: “Lebbeyk Allahümme lebbeyk” derse, Allah ona: “Sana lebbeyk yok, haccın da geri çevrilmiştir.” der. (Age: 418/6)

Haram giren vücut, cennete giremez. Haramla beşlenen vücudun duası, ibadeti kabul olmaz.

-Allah: “iyi iş işleyene iyi hayat yaşatırız.” (Nahl: 97)

-“İşlenen kötülükler kalbi kirletir.” (Mutaffifin: 14) buyurur. 

Bile bile Müslüman haram yemez, harama el sürmez. Haramdan kazananın ikramı yenmez. Üzerinde hak olan, onu sahibine, o yoksa yakınlarına, onlar da yoksa ihtiyaç sahiplerine vererek o haktan kurtulmalıdır.  e-Şüpheli Şeylerden Kaçınmak:

Haramla helal arasında şüpheli şeyler vardır. Şüphe ne kadar zayıf olursa olsun, giderilmezse harama götürür.

Peygamberimiz: “Şüpheli şeylerden uzak duran, dinini ve ırzını korumuz olur. Kim de korunmazsa, harama düşer.” buyurur.(R. Salihın: 588) Şeytan günahı, haramı güzel gösterir. İnsana şüpheli şeylerle yaklaşır.

Bir hadiste: “Şüpheli şeyi bırak, şüphe vermeyen şeye bak.” buyurur. (Age: 593)

Haramdan korunmanın yolu, dikkatli olmak ve şüphe veren şeylerden uzak durmaktır. İnsan küçük şeylerden korunursa, Allah onu daha büyüklerden korur.

Peygamberimiz (a.s) şöyle buyurur:

-“Haram da bellidir, helal de. Bunların arasında şüpheli şeyler vardır. Bunu çokları bilmez. Şüpheli şeylerden sakınan dinini ve ırzını kurtarır. Şüpheli şeye düşen harama düştü demektir. Yasaklanmış bir koru kenarında sürü güden çoban gibi. Uyanık olun, her melikin bir korusu vardır. Allah’ın korusu da haramdır.

Bedende bir et parçası vardır.  O iyi olursa, bütün beden iyi olur. O bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte o da kalptir.” (Ramuz el-Ehadis: 204/6) 

f-Günah İmana Zarar Verir:

Bazı günahlar vardır ki, büyüklüğüne ve işleniş biçimine göre insanın imanına zarar verir. Bazı günahları işlerken de iman, günah işleyenden ayrılır gider. Çünkü iman günahla, küfürle bir arada durmaz.

İnsandan ayrılan iman, pişman olunur, tövbe edilir ve günaha dönüş kapıları kapatılırsa, geri döner. 

Önemli olan bir husus şudur. İmana zarar veren kötülükler, günahlar işlenirken ölüm vaki olursa, Allah korusun imansız gidilir.

Behlül Dana’yı perişan halde görenler sorar, o da cevap verir:

-“Nereden böyle? -Cehennemden.

-Ne işin vardı orada? -Ateş almaya gitmiştim. -Alabildin mi?

-Hayır. Burada ateş olmaz, herkes ateşini dünyadan kendi getirir, dediler.” İnsan kendini yakacak ateşi kendi eliyle götürmemelidir.

Peygamber (a.s) şöyle bildirmiştir:

-“Zina eden kimse, zina ederken mümin olarak zina etmez. İçki içen kimse, mümin olarak içki içmez. Hırsızlık yapan, mümin olduğu halde hırsızlık yapmaz. Millet malı yiyen de, mümin olarak o işi yapmaz.” (Ramuz el-Ehadis: 488/1)

Günah işleyen belki küfre girmez ama kâfir işi işlemiş olur.  g-Günahı Terk Etmek:

İbrahim Ethem’e biri: “Günah işlemekten kendimi alamıyorum, ne yapayım?” diye sorar. İbrahim Ethem ona şöyle der:

-“Şartlarını yerine getirirsen günah işleyebilirsin” der ve sıralar:

1-İçinde günah işleme arzusu olunca günah işlersen, rızkı veren Allah’ın rızkını yemeyeceğim de.” der.

Adam: “Ben yemeden nasıl yaşarım” deyince de: “Hem günah işleyeceksin, Allah’a isyan edeceksin hem de onun verdiği rızkı yiyeceksin, bu nasıl olur?” der.

2-Günah işleme duygusu gelince Allah’ın mülkünden çık, başka yerde işle.” der. Adam: “Bu nasıl olur, mülk Allah’ın, ben nereye giderim?” deyince: “Allah’ın mülkünde Allah’a isyan edilir mi?” der.

3-Günah işlemek isteyince, Allah’ın görmediği yerde işle” der.

Adam: “Allah’ın görmediği yer mi var?” der. İbrahim Ethem: “Allah görüp dururken günah mı işlenir?” cevabını verir.

Günah, yaratan, yaşatan Allah’a karşı isyandır.

İnsan günah işlemden önce: “Allah biliyor, Allah görüyor, Allah soracak” derse, günah işleme arzusunun önüne geçebilir.

Kötü arkadaş, insanın nefsi ve şeytan insanı günah işlemeye teşvik eder. İnsan iyi ortamda iyi kimselerle olursa günah işleme cesaretini gösteremez.

Günah mahvolma ve ceza sebebidir. Ahreti, kabri düşünen günah işlemekten hoşlanmayacaktır.

Günahlarından dolayı cezalandırılan toplumlar ve kişiler göz önüne getirilirse, günah işlemek insana zevk vermeyecektir.

İnsan, yanından ayrılamayan yazıcı melekleri, amel defterini düşünürse, günahtan ve günah işleyenlerden uzak duracaktır.

Cenab-ı Allah Kur’an’da şöyle buyurur:

-“Büyük günahlardan ve edepsizlikten kaçınanlara Rabbinin affı boldur.” (Necm: 32)

-“Allah’ın yasaklarından sakınma üzerine yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Maida: 2) Rabbimiz kutsi hadiste de bizi şöyle uyarmıştır:

-“Ey Âdemoğlu! Günahları toplayıp sırtına alma; çünkü hangi günahtan dolayı sana azap edeceğimi bilemezsin. Böylece rızkını daraltırım.” (F. Yavuz, 40 Kutsi Hadis: 21) -“Mağfiret dileyin, günah işlemekte ısrar etmeyin; çünkü günahta ısrar ederek af dilemek yalancıların tövbesidir.” (Age: 31) -“Günaha düşmekten kaçanı cehennemden azat ederim.” (H. Hüsnü Erdem, İlahi Hadisler:

42)

Peygamberimiz: “Günahları terk et. Zira günahları terk etmek en faziletli hicrettir.” buyurur. Hz. Ömer de: “Günahtan sakınmak, tövbe ile uğraşmaktan çok daha kolaydır.” demiştir.  h-Kötüden Sakınmak, Kötülükten Uzak Durmak:

İnsan mahcup olacağı, vicdan azabı çekeceği ve özür dileyeceği iş yapmaktan, kötü dost edinmekten sakınmalıdır.

Peygamber (a.s): “Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara ahlaklı davran.” diye emrediyor.(Tirmizi,

Birr: 55)

Bir hadislerinde de: “Kim cennetin orta yerini isterse, cemaate katılsın, tefrikadan sakınsın. Muhakkak şeytan yalnız kimselere musallat olur. İki kişiden de uzaktır. Yabancı bir kadınla yalnız kalmayandan ve iyilik yapınca sevinen, kötülük yapınca üzülenden şeytan uzak durur.” (Ramuz el-Ehadis: 81/6) Peygamberimiz semut kavminin helak olduğu yere varınca arkadaşlarına şöyle demiştir: -“Kendilerine zulmedip, azaba uğratılmış olanların bulundukları yere ağlayarak girin. Onların başına gelen sizinde başınıza gelmesin.” Buyurarak kötü insanların ölülerinden bile sakınmak gerektiğini ifade etmiştir. (Buhari, Salat: 53)

Peygamber (a.s) ibret alacağımız bir olayı da şöyle anlatır:

-“Sizden evvel üç kişi yola çıktılar. Sığınmak için mağaraya girdiler. Mağaranın ağzına büyükçe bir taş düştü. Bunun üzerine şöyle dediler: -“İyi amellerimizle dua etmekten başka çaremiz yok.”  

Biri: “İhtiyar olan ana babama sütlerini içirememiştim, onlar uyumuştu. Elimde süt, onların uyanmasını bekledim. Nihayet uyandılar, sütlerini içirdim. Çok memnun kaldılar. Bu amelin rızana uygunsa bizi kurtar.” dedi. Taş biraz açıldı ama çıkılacak kadar değildi.

İkincisi: “Yarabbi! Amcamın bir kızı vardı. Ona teklifte bulundum, reddetti. Daha sonra fakirlikten bana geldi. Teklifimi kabul etti. Ona yardım ettim. Ona yaklaşınca “Allah’tan kork” dedi. Ben senden korktuğum için ondan ayrıldım.” Diyerek dua etti taş biraz daha açıldı ama gene çıkış yoktu.

Üçüncüsü: “Rabbim! Ücretle amele tuttum. Biri ücretini almadan bırakıp gitti. Onun ücreti ile bir koyun aldım yıllar sonra adam çıka geldi ve:

-“Ücretimi ver” dedi.

Bende: “şu sürü senin dedim. “Benimle alay etme” dedi. Ben:

-Alay etmiyorum, senindir.” dedim. Aldı götürdü. Rabbim! Bundan hoşnut olduysan bizi buradan kurtar.” dedi kaya biraz daha açıldı, onlarda buradan çıkıp gittiler.” (R. Salihın: 12) Tek başına kurtuluş yok. İyilik yapmak, iyi insanlarla olmakta kurtuluş vardır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir