HARAM-HELAL
Haram, helal ve ikisi arasındaki şüpheli şeyler konumuz.
Haramın, helalin harman olduğu bir dönemdeyiz. Kazancımızın yediğimizin içtiğimizin helalden mi haramdan mı olduğunu bilmiyoruz. Pek umursayan da yok zaten.
Dikkatsizliğimiz nedeniyle elindeki helali haramlaştıranlarımızda var.
Bir damla zemzem bir sürahi suyu nasıl zemzemleştiriyorsa, bir kaşık yoğurt nasıl bir tencere sütü değiştiriveriyorsa, azıcık haram da eldeki helali haramlaştırıverir, dikkat etmezsek.
Bazılarının aklı haramda, beli haramda. İnanç zayıf, ahlak zayıf çabucak harama meylediliyor.
Piyango, loto, toto ümit oluyor.
Kazanmak için yalana hileye başvuruluyor.
Helâlden gelmesine dikkat ediliyor, nereye gittiğine aldırış edilmiyor.
Evdeki helal eş bırakılıyor, önüne gelenle düşüp kalkan tercih ediliyor. İkinci evlilik düşünülüyor.
Allah’tan hayırlısını, helalini istiyoruz, dua ediyoruz. Harcarken helal ve hayırlı yere harcamıyoruz. Kılıf aranıyor. Ona buna soruluyor, acaba lehimize bir fetva alabilir miyiz? Menfaatimize uyacak, helal olanı haramlaştırmak için fetva arıyoruz kılıf arıyoruz.
Sıkıntısız, zahmetsiz cennet istiyoruz. Ama cehenneme giden yoldan, cehenneme götüren işlerden ayrılamıyoruz.
Pişman oluyoruz, tövbe ediyoruz, fakat günah’ın cazibesinden kendimizi kurtaramıyoruz. Manzara bu…
Haram Helal Nedir?
Helal, Dinin yapılmasında, yenmesinde, içilmesinde sakınca görmediği, yapın dediği, zararsız ve faydalı olan şeydir. Allah’ın razı olduğu şeydir.
Haram, dinde yapılması sakıncalı görülen, zararlı ve dinin yapmayın dediği şeydir. Allah’ın razı olmadığı şey.
Helal ile haramın arasında birde şüpheli şeyler vardır. Eğer bunlardan kaçınılmazsa harama düşülür. Tartışmalı olan şeyler şüpheli şeylerdir.
Cenab-ı Allah Kur’an’da:
– Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin. Şeytan sizin açık düşmanınızdır.’’ (Bakara:168)
– Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin. Eğer siz yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız. Ona şükredin. Bakara:172)
– Ey iman edenler! Temiz olan şeylerden yiyin, güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkı ile biliyorum.’’ (Mü’minun:51) (Helal yemeyen temiz iş, yararlı iş yapamaz)
Allah Resûlü bize şunu haber veriyor:
– ‘‘Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helalden mi, haramdan mı kazandığına aldırış etmeyecek.’’ (Buhari, Büyû:7)
‘‘Haram, helal ver Allah’ım, kulun durmaz yer Allah’ım’’ oluyor.
Helâl ile haramın özellikleri:
- Haram ve helâl kılma yetkisi Allah’a ve Resûlüne aittir.
- Haram, bir şeyin çirkin ve zararlı oluşundandır. Helal ise, güzel ve faydalıdır.
- Haram, helalleştirilemez. Helalde haramlaştırılamaz.
- Harama götüren şeyde haramdır.
- Haram, her yerde her zaman herkese haramdır.
- Çoğu haram olanın azıda haramdır.
- Hakkında ayet hadis olan şeylerde kıyas yapılmaz.
- Zaman, şartlar haramı helâl kılmaz.
- Harama sebep ve vasıta olmak da haramdır.
- Her haramda küfre giden bir yol vardır.
- Helale haram karışırsa, onu da haramlaştırılır.
- Bir hadiste söyle buyruluyor:
‘‘Helal kılınan kıyamete kadar helâl, haram kılınan da kıyamete kadar haramdır.’’ (Ramuz el-Ehadis:495/8)
Zaman ve şartlara göre dinin emirleri değişmez, değiştirilemez.
Bir şey neden haram kılınmıştır!
Haramda ölçü şudur:
– Bir şey zararlı ise veya zararı faydasından fazla ise o şey haram kılınmıştır.
Kur’an’da: ‘‘Peygamber onlara iyiliği emreder, kötülükten men eder. Onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri de haram kılar’’ (A’raf:157)
İslam’da ulu orta emir yasak yoktur. Emir ve yasaklar da fayda ve zarar söz konusudur.
– Dinde sağlığın, bedenin, aklın, canın, malın ve neslin korunması esastır.
– Görüntüsü, kokusu çirkin olan şey, haram kılınmıştır.
– Fert, aile ve toplumun korunması esas alınmıştır.
Yersiz bir emir olmadığı gibi anlamsız bir yasak da yoktur.
Haram-helal kılma yetkisi kimin?
Bir şeyi haram veya helal kılma yetkisi Cenab-ı Allah’a ve O’nun Resûlüne aittir.
Bazı şeyleri bahane ederek; devir, şartlar diyerek haramlaştırma ve helalleştirme yetkimiz yoktur.
Dine müdahale edemeyiz. Ayetle, hadislerle verilen hüküm, fetva ile değiştirilemez.
Bir hadiste buyrulur ki:
– ‘‘Ümmetim yetmiş fırkaya ayrılır. En fenası dini işlerde kendi fikri ile karar verir de haramı helal, helali haram sayar.’’ (Ramuz el-Ehadis:256/4)
– ‘‘Kur’an’ın haram kıldığını helal sayan, Kur’an’a inanmamıştır.’’ (Hadis Ans:2/142)
– ‘‘Allah’ın kitabında helal kılınan, kıyamete kadar helaldir. Haram kıldığı da kıyamete kadar haramdır.’’ (Ramuz el-Ehadis:495/8) değiştirilemez buyurur.
– Şûra sûresi 21 de Allah soruyor: ‘‘Yoksa Allah’ın izin vermediği bir dini getiren ortaklarımı var? diyor.
Bugün bazı şeyler helalleştirilmeye çalışılıyor: Domuzu da Allah yarattı deniliyor. Alkole başka adlar verilerek, faizi, enflasyon oranı şartlar gibi kılıf bulunuyor. Kumar’a eğlence deniliyor.
Bir müslümanın, haram olan şeyi yemesi, içmesi ve kullanmasına asla izin yoktur. Yani Allah razı olmaz.
Ciddi tehdit, hayati tehlike, zorunluluk ve mecburiyet doğurduysa, bunun sınırı vardır. (Nahl:106 – Bakara:173)
Haram veya başkasının hakkı, hakim kararı ile helal olmaz.
Hak iadesi olmadan konuşmada veya Musalla taşında helal et, helal olsun sözü, haramı helalleştirmez.
Şüpheli Şeyler:
Müslüman’ın, günaha, harama ve şüpheli şeylere karşı hassasiyeti olmalıdır. Her zaman ‘‘günaha düşerim, harama düşerim’’ endişesi taşımalıdır. Çünkü şeytan insana şüpheli şeylerle yaklaşır ve onu harama sürükler şüpheli şeyleri güzel gösterir.
Sâd (ra) peygamber (as)’a:
– Benim için dua etki, duam kabul olsun.’’ diyor.
Peygamber (as):
– O halde yediğine, içtiğine dikkat et. Helalden ye. O zaman duan kabul olur.’’ buyurur.
Haram ve günah küçük görülmemelidir. Bundan ne çıkar denmemelidir. Her günahın ardında cehenneme giden bir yol vardır. Ayrıca her küçük günah kalpte siyah bir nokta oluşturur.
Allah Resûlü (sav)’ın emri var:
– Şüpheli olanı bırak. Şüphe vermeyene bak.’’ (Riyaz üs-Salihın:593)
Yiyecek-içeceklerde Haram olanlar:
– Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvan eti. (En’am:118-121)
– Leş kan, domuz eti. (En’am:145)
– Allah dan başkası adına kesilen hayvan eti. (Maida:3+ Nahl:145)
– Hayvanın tenasül organı, ödü, kanı, idrarı, hayaları, midesinde olanlar, bezeleri yenmez.
– Suda boğulan, yırtıcı hayvanlar, leş yiyenler, istiridye, ıstakoz, midye, yengeç, timsah, salyangoz, kaplumbağa, kirpi, fare, akrep, yılan, kurbağa, köstebek, kurt, tilki, kedi, köpek, arslan, sırtlan, fil, gelincik, sincap, maymun, domuz, at, eşek eti yenmez.
– Pis kokan, pis görünen her şey haramdır.
– Zehirlenen veya hastalıktan ölen balık yenmez.
– Alkol, uyuşturucu, meşrubat, ilâç alkol katkılı ise,
– Sağlığa zarar veren her şey,
– Başkasının hakkı olan şey,
– Kaçak, buluntu, hırsızlık olan şey,
– Ateistin kestiği hayvanın eti,
– Sigara, nargile içmek, haram olan şeylerdendir.
İnsan ne yediğini ne içtiğini araştırmazsa, harama düşer. Bugün helâl-haram hassasiyeti çok azalmıştır.
Allah, haramla uğraşmayı, yiyip içmeyi yasaklamıştır. Haramda menfaat aranmaz. Şifa aranmaz. Allah haramda şifa yaratmamıştır. Haramdan gıda da olmaz. Çünkü haramın etkisi, yansıması olumsuz olur. İnsanın mayasını bozar, insanı azdırır, isyan ettirir. İnsanın organları itaat etmez, evladı itaat etmez.
Peygamber (as): Haramın bitirdiği et, cehenneme lâyıktır.’’ (Ramuz el-Ehadis:409/4) demiştir.
Hz. Ebu Bekir (ra) bazen hizmetlisinin ikramını alırdı. Bir gün hizmetlisi ikramda bulundu ve dedi ki: O yediğin cahiliye devrinde falcılıktan kazandığım paradandı. Hz. Ebu Bekir (ra) yediğini kustuktan sonra: ‘‘Yazıklar olsun, neredeyse beni helak edecektin’’ demiştir.
Karacaoğlan şöyle demiş:
– ‘‘Bu dünyada âdemoğluyum dersin.
Helali, haramı durmayıp yersin.
Yeme el malını er geç verirsin.
İğneden ipliğe sorulur bir gün.’’
Unutmayalım Allah biliyor, Allah görüyor. Allah soracak.
Kutsi hadiste söyle buyruluyor:
– Vücudunu helal şeylerle besle. Eğer işini dürüst yaparsan Cennete girmeyi hak edersin. Zira cennete haramla beslenen vücut giremez.’’ (Ramuz el-Ehadis:495/815)
Haram yiyenin ibadeti kabul olmaz. Duası kabul olmaz. Peygamberimizin bildirdiğine göre;
– ‘‘Bir lokma haram yiyenin 40 gün namazı kabul olmaz.’’
– ‘‘Üzerindeki elbisenin ondan biri haramdan olanın o elbise ile kıldığı namaz kabul olmaz.’’
Bir günde bir adama bakıp şöyle demiştir:
– ‘‘Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlu adam ellerini açmış: ‘‘Ya Rabbi!’’ diye yalvarıyor. Halbuki yediği haram, içtiği haram, duası nasıl kabul olur? (Riyaz’üs-Salihin:1883)
Haram-Helal müslümanın en temel meselesi olmalıdır. Çünkü haram lokma ile ilgili dinimizin çok ciddi uyarıları vardır.
Allah’ın bir sevgili kulu şöyle diyor:
– ‘‘Ben kimin helal, kimin haram yediğini anlarım.’’
– Bunu nasıl anlarsın? denilince:
– Boş şeyler söylüyor, boş işlerle uğraşıyorsa, bu onun yediği gıdadan kaynaklanır. Kimde iyi şeylerle meşgul oluyorsa buda onun yediği gıdadandır’’ der.
Peygamber (as): ‘‘İnsan yediğinden ibarettir’’ buyurur.
İnançta haram olanlar nelerdir?
İtikat düzgünlüğü ancak helal şeylerle elde edilir.
- Bid’at işlemek; dinde olmayan bir şeyi yapmak.
- Ruh göçüne inanmak.
- Galibten haber vermek: İslam’da:
– ‘‘Gaybı Alalh’tan başka kimse bilmez.’’ (Neml:65)
– ‘‘Gaibten haber veren insanın kırk gün namazı kabul olmaz’’ (Hadis)
– Gaibten haber veren, Kur’an’ı inkâr etmiş olur.’’ (Hadis)
- Sihir-büyü yapmak, yaptırmak: Kur’an’da şöyle buyrulur:
– ‘‘Onların yaptığı büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa ne yapsa iflah olmaz’’(Taha:69)
Bunlardan korunmak için Cenab-ı Allah, Nâs ve Felâk sûrelerini indirmiştir.
- Nazardan korunmak için at nalı, kemik ve kurşun dökme gibi yollarla korunmaya
çalışmak, Allah’tan başkasından korunma istemek.
- Allah’a yapılanı başkasına yaparak ve Allah’tan istenileni başkasından isteyerek ortak koşmak.
- Uğur uğursuzluk saymak ve uğur uğursuzluk aramak.
- Fala bakmak, fala inanmak, baktırmak.
- Irkçı düşünce taşımak
- Haram ve günahları inkâr etmek.
- Allah’tan başka tanrı edinmek.
- Dinin yasakladığı şeyleri yapmak, yemek, içmek gibi.
Bedende haram olan şeyler nelerdir?
- Bedeni haram gıda ile beslemek,
- Bıyıkları kazımak, kaş yolmak, diş seyreltmek, dövme yaptırmak,
- Süs için peruk takmak,
- Estetik yaptırmak,
- Kadının koku sürünerek, sokağa çıkması, saçlarını iyice kısaltması, deve hörgücü gibi yapması,
- Kadının ve erkeğin yüz kızartıcı şeyler yapması, vücuda eziyet vermesi, ölüm orucu tutması ve intihar etmesi,
- İffet ve namusun kirletilmesi,
- Alay etme, kaba davranma, kötü zan, gıybet, iftira ve her türlü ahlaksızlık,
- Yuva yıkmak, malını israf etmek ve batıl inançlar taşımak, kötü örnek olmak,
- Yalandan, gösterişten kaçınmamak,
- Günah sayılan şeylerden kaçınmamak, Allah’a isyan içinde olmak,
- Erkeğin altın kullanması, ipek giymesi,
- Erkeğin kadına, kadının erkeğe benzemesi, bedende yasak olan şeylerdendir.
- Birde alınan yeni giysilerin yıkanması tavsiye ediliyor. Çünkü kıyafetler birçok üretim aşamasından geçmektedir. Kirli yerlerle temas edebiliyor, kimyasal artıklar kalabiliyor.
Evde haram olan şeyler nelerdir?
- Evde haram olan, günah sayılan şeylerin bulundurulması,
- Haram kılınan veya şüpheli olan şeylerin yenilip içilmesi; içki içilmesi, kumar oynanması,
- Evde nikâhsız yaşanması,
- Lüzumsuz resim ve heykellerin bulunması, uğur fillerinin bulundurulması,
- Evin içinde kedi, köpek, yılan, maymun, timsah gibi hayvanların beslenmesi,
- Evde herhangi bir şeyin israf edilmesi,
- Kaçak su, elektrik kullanılması. Kaçak su ile abdest olmaz, gusül olmaz. Elektrik kaçaksa, ibadet olmaz. Dolayısıyla huzur olmaz. O evde güzel ölümle de ölünmez.
- Evde komşuları rahatsız etmek, uykusunu rahatını bozmak, üzerine sofra bezi, halı silkelemek.
- Evde müstehcen dolaşmak,
- Cünüplüğü geciktirmek,
- Evin günah ve isyan evi olması evde helal olmayan şeylerdir.
Eğlence ve oyunda helal olmayan şeyler:
Meşru olmayan eğlence şekilleri; nefse hitap eden, zamanı israf eden, kötülüğe götüren, kötülüğü akla getiren, kötü söz içeren eğlence ve oyunlar.
- Alkol, uyuşturucu kullanılan eğlence,
- İnsanî, ahlakî, ailevî görevleri aksatan eğlence,
- Manevî duyguları körelten eğlence,
- Ceket yakılıp, tabak kırılan eğlence,
- Hayvan dövüştürülerek yapılan eğlenceler,
- Tavla, kağıt gibi oyunlar,
- Meşru olmayan sporlar. Birliği bozan, dirliği bozan, kin nefret tohumları atan oyunlar.
- İki yabancı insanın dansı uygun değildir.
Ticarette haram olan şeyler nelerdir?
- Helal olmayan her türlü kazanç,
- Meslek meşru olmalıdır; Dansözlük, şarkıcılık, fuhuş kumar, meyhane gibi yerlerden kazanılan para,
- Büyüden, faldan kazanılan para,
- Fahiş fiyattan kazanılan para,
- Buluntu, soygun, gasp, gibi yollarla elde edilen para,
- Faizden, tefecilikten elde edilen para,
- Rüşvetten elde edilen,
- Domuzdan, uyuşturucudan gelen para,
- Kumar aleti, müstehcen elbise satışından elde edilen,
- Yalanla elde edilen, hileli yollarla kazanılan,
- Alın teri dökmeden, emek çekmeden elde edilen,
- Hasta olmadığı halde rapor alanın raporlu günlerindeki maaşı,
- Besmelesiz, ibadetsiz çalışırken elde edilen, Cuma günü Cuma saati mükellef erkeğin kazancı,
- Uygun olmayan yerlerde çalışanın kazancı,
- Yıkıcı, müstehcen basın yolu ile kazanılan,
- Kaçakçının kazancı
- İnsana ait kanın, saçın, organın satışından elde edilen para meşru kazanç değildir.
Bir esnaf bana:
- ‘‘Ben namazı birinci safta kılıyorum’’ dedi.
- ‘‘Kazancın helal olduktan sonra hangi safta namaz kılarsan kıl’’ dedim.
(Fiyatları biraz uçuktu)
Birde parayı helalden kazanmaktan, helale harcamak daha zordur. Helalden gelmeyen, helale ve hayra gitmez.
Hayatta bazı haram olan şeyler:
– Her an imtihandayız. Haramla burun burunayız. Biri çalıyor, yalanla, dolanla, yeminle sahip olmaya çalışıyor. Biride bulduğunun sahibini arıyor.
Geçen gün bulduğu 800 bin lirayı ‘‘Alın terim değil’’ diye emniyete götüren bir garibanın haberini okumuştum.
Dikkat edelim
- Hak edilmemiş hiçbir şey helal olmaz.
- Kazancı haram olanın ikramı yenmez. Mirası temizlenmedikçe helal olmaz.
- Kaynağı şüpheli olan şey yenmez, içilmez, kullanılmaz.
- Meşru olmayan yerden alışveriş helal olmaz.
- Şans oyunları oynamak, o yolda para almak helal olmaz.
- Ölenin maaşı, boşanmış gibi görünerek alınan maaş helal değildir.
- İhtiyacı olmadan yardım almak helal değildir.
- ‘‘Müslüman malı ortak’’ anlayışı ile hak gasbı yapmak helal değildir.
- Meşru iş yapmayanla ilişkilerimiz son derece dikkat edilmelidir.
Cenabı-ı Allah: ‘‘Doğrularla beraber olsun.’’ (Tevbe:119)
– ‘‘İyilikte yardımlaşın, kötülükte değil’’ diye emrediyor.
– Kötüye, kötülüğe destek olunmaz. İşyeri kiraya verilmez, ev kiraya verilmez. Kötülüğe sebep olunmaz. Ortak olunmaz.
Geçen bizim bakkal alkol satmaya başladı. Satmasan iyi olur. kazancını haram etme. Müşteri kaybedersin gibi şeyler söyledim. Satmaya devam etti alışverişi kestim. (Adam cumadan çıkıyor, alkol satandan ekmek alıp gidiyor.)
– ‘‘Ucuz’’ bahane olmaz. Aynı fiyata başka yerde de bulunabilir.
– Eğer bir gayri meşruluk bir kötülük sonradan ortaya çıktıysa ilişki kesilir. Ortaklık varsa sona erdirilir. Malın kusurunu söylemeden satan ortağından İmam-ı Azam Hazretleri ayrılmış aldığı parayı da ihtiyaç sahiplerine dağıtmıştır.
Bağdat’ta koyun çalındığını duyan İmam-ı Azam Ebu Hanife, bir koyunun ömrünü sorup 20 yıl çalıntı hayvanın etini yerim diye koyun eti alıp yememiştir.
Büyüklerimiz komşunun ekininden yiyen ineğin sütünü 3 gün yere sağar, bayat yumurtayı pazara götürüp satmazdı.
Eğer bir harama düşmemek için kaçınırsak, istemeyerek düştüğümüz hataları Cenab-ı Allah affedecektir.
Haramın etkisi yansıması olur mu?
Bir defa ‘‘Haydan gelen huya gider’’ denmiştir. Haram her zaman telef olur. İşe yaramaz, meşru yere gitmez hayra da gitmez. Huzurda vermez.
Peygamberimiz: ‘‘İnsan yediğinden ibarettir’’ buyurur.
Birde şu var ki her günahın mutlaka bir yansıma olur.
Peygamber (as):
– Başkalarının iffetine dokunmayınız ki kendi hanımlarınız, kızlarınız iffetli kalsın’’ buyurur.
Bir sütçü her sabah bir eve süt getirir. Kadın kabı uzatır, sütçü sütü koyar. Bir gün sütçü kadının elini tutar. Tutar ama süt kabını da kadın sütçünün başına indirir.
Akşam kadın sarraf kocasına:
– Söyle bakalım, bugün ne halt işledin de sütçü benim elimi tuttu? der.
(Sarraf altın bilezik alan genç bayanın elini şehvetle tutmuştur) işte bir yansıma!..
Bugün birçok ihanet, karşılık oluyor.
Çalma kapını çalarlar kapını’’ denir.
Atasözü: ‘‘yuva yıkanın yuvası yıkılır’’
Atalarımız da: ‘‘Haram yiyenin harami evladı olur’’ ‘‘Sütü bozuk’’
‘‘Dedesi koruk yemiş, torununun dişi uyuşmuş’’ demişlerdir.
Bazı günahlar insanın işine, eşine, evladına yansır. Başkasına zarar verenin kendi de yakınlarda zarar görür.
Allah şöyle buyurur:
– ‘‘İnsanların işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.’’ (Rum:41)
– ‘‘Başınıza gelen musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.’’ (Şûra:30)
– ‘‘İşlenen kötülükler kalbi karartır’’ (Mutaffifin:14)
Haram insanın vücuduna girdimi maya bozulur, olumsuz şeyler akla gelir ve insan ibadetten soğur.
Kanuninin bir sözü var. ‘‘Kursağında haram lokma olanlara Allah zafer nasip etmez.’’
Ademle Havva yasak meyveyi yedikten sonra cennette kalamamıştır.
Bir atasözümüzde: ‘‘Haram yiyenin hârâmî evladı olur’’ denmiştir.
Şeyh Vefa hazretleri’nin oğlunun Sâkilerin su tulumlarını şiş ile delip seyretmesi, şikayete mûcip olmuştu. Kendisinde bir hata bulamayan baba, eşine bir hatasının olup olmadığını sormuş, günler sonra kadın, çocuğa hamile iken fakir komşusunun masanın üzerinde duran portakalla nefsini köreltmesi için örgü şişini batırıp emmesini hatırlamıştır. Vefâ hazretleri:
– İşte portakala batırılan şiş, şimdi tulumlara batırılmıştır’’ diyerek olayı izah etmiştir.
Hamile anneler, haram helal ana karnında başlar, dikkat edin. Sonra neden böyle oldu demeyin.
Bir hadiste de Hz. Peygamber şöyle buyurur:
- ‘‘Bir lokma haram yiyenin kırk gün duası ve namazı kabul olmaz’’ (Ramûz-el-Ehadis:409/4)
Haram yiyip içenin haramla işi olanın duası ve ibadeti kabul olmaz. Hayır yapsa, yaptığı hayrın sevabı olmaz.
Bir hadislerinde de: ‘‘Kim bir elbiseyi 10 dirheme alır da, içinde bir dirhem haram bulunursa, elbise adamın sırtında oldukça onun namazını Allah kabul etmez’’ buyurur (İhya:4/125)
Peygamberin haber verdiğine göre: ‘‘Bir kimse haram malla hac eder de ‘‘Lebbeyk Allahümme lebbeyk’’ derse , Allah ona: ‘‘Sana lebbeyk de yok, haccın da geri çevrilmiştir’’ der. (Ramuz-el-Ehadis:418/6)
Temizlenmeye gitmeden insan kendini temizlemelidir.
Hz. Peygamber (sav), Hz. Enes’e: ‘‘Ey Enes! Helâl kazan! Duan kabul olunur. Zira kişi, ağzına haram bir lokma götürürse, kırk gün duası kabul olmaz.’’ Tavsiyesinde bulunmuştur.
Bir defasında da Allah Resûlü şöyle demiştir.
‘‘Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlu adam, ellerini açmış; ‘‘Ya rab! Ya rab! diye yalvarıyor, halbuki, yediği içtiği haram duası nasıl kabul olunur’’ (Riyazüs-Salihîn:1883)
İmam-ı Azam Hazretleri: ‘‘Mideye giren lokmanın helâl mi, haram mı olduğu bilinmedikçe, ibadet ne kadar çok olursa olsun hükmü yoktur’’ demiştir.
Haram, malın bereketini alır. Hatta malın telef olmasına neden olur. (Rum:39)
Haram kılınmış domuz etini yiyenin karakteri bozulur, huyu değişir. Ölümü zor olur. Belki imanla gidemez.
Birde iyi yönde yansıma olur.
Atalarımız: ‘‘Haram yemedim ki, karnım ağrısın.’’ ‘‘Helal süt emmiş’’ derler.
İmam-ı Azamın babası Sabit bin Hürmüz suyun getirdiği bir elmayı ısırdım diye bahçe sahibine hizmetten sonra helalleşmiş. Ebu Hanife gibi bir evladı olmuştur.
Hz. Ömer zamanında. Duvarın arkasından süte su katmaya razı olmayan kızdan, Ömer bin Abdülaziz gibi hayırlı insan dünyaya gelmiştir. Hayırlı evlat helal gıdaya bağlıdır.
Dindeki ihlas helal lokmaya, ibadetteki huşu, helal lokmaya bağlıdır. Hayattaki huzur, ölüm anı hayırlı son ve ahirette kurtuluş, helal lokmaya bağlıdır. Namazdaki vesvese duyulmaması, helal lokmaya helal kazanca bağlıdır.
Haramın tasfiyesi olur mu?
Önce günahtan, haramdan kaçınmak, korunmak, her müslümana farzdır. Kaçınılmayacak olursa, haram insanın mayasını bozar, organlarını isyan ettirir, evladını isyan ettirir. İnsanı Allah’a isyan ettirir. Yani hayatın tadını bozar.
Ebû Bekir Sıddîk (r.a.) kölesi kendisine yiyecek ikram etti. Sonra da:
- ‘‘Yediğin şeyin ne olduğunu biliyor musun?’’ diye sordu.
Ebû Bekir (r.a.):
- ‘‘Hayır bilmiyorum. Nedir söyle bakalım?’’ diyerek onun açıklamasını istedi.
Köle:
- ‘‘Falcılıktan anlamadığım hâlde câhiliye devrinde falcılık yaparak bir adamı aldatmıştım. Bugün onunla karşılaştık. Adam o yaptığım işe karşılık size ikram ettiğim bu yiyeceği verdi’’, deyince Hz. Ebû Bekir (r.a.), parmağını boğazına götürerek (tüm eziyetine rağmen) yediklerinin hepsini çıkardı. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensar:26)
Diğer bir rivâyete göre köle:
- ‘‘Bir komla için bu kadar eziyete değer miydi?’’ dediğinde Hz. Sıddîk:
- ‘‘Canımın çıkacağını bilsem bile, yine de o lokmayı çıkarırdım.’’ cevâbını verdi. (Ahmed b. Abdullâh et-Taberî, er-Riyâdu’n-Nadra. II, 140-141)
İki soru var unutmuyorum:
- 16 yaşındaki Vanlı kardeş: ‘‘Şef namaz kılmamıza müsaade etmiyor. Ona hediye versem rüşvete girer mi?
- Genç bir kızımız: ‘‘Bizim ev yapılırken demircide çalışan tanıdığımız, tartılan demiri az göstermiş. Şimdi babam ölüm döşeğinde ama ölemiyor. Ne yapayım?
Adam ölecek, evlatları soruyor:
- En helâl malın hangisi ondan sadaka verelim’’ diyor.
Adam düşünmüş ve cevap vermiş:
- En helali Kara öküz dür’’ demiş ve devam etmiş’’ Onu çalarken çok sıkıntı çektim, ter döktüm. Öküzü gece çaldım elimden kaçtı. Gece kara, öküz kara, ara Allah ara… buluncaya kadar çok uğraştım.’’ Sadakayı ondan verin.
Şu yanlışların içindeyiz: Çalıp çarpmayı kâr biliyoruz.
- Müslüman malı ortak, göz hakkı var’’ diyoruz.
- İhtiyaçtan dolayı yapıyorum.’’ (Mazeret değil.)
- Niyetim kötü değil. (İyi niyet haramı helal yapmaz.)
- Ona soruluyor, başkasına soruluyor, menfaate uygun fetva aranıyor. (Fetva, haramı helâl kılmaz)
- Ölüm döşeğinde veya fırsatını bulup veya musalla taşında helalleşiveririm diye düşünüyoruz.
Hak iadesi olmadan helalleşme olmaz.
Karşı taraf neyi helâl ettiğini bilmeden hak helal olmaz. Kimse kendini aldatmasın.
Helalleşiveririm düşüncesi ile yenilen hak helal olmaz.
Yasaklanmış olan veya meşru olmayan bir yolla elde edilen şey haramdır. Yenmez, içilmez, kullanılmaz.
Meşru yerde çalışmayan, başka bir iş aramakla, meşru olmayan kazançtan kurtulabilir.
Zekatı verilmemiş maldan zekat verilerek mal temizlenir. Miras malının zekatı verilmediyse, mirasçı vebalden kurtulmak ve kurtarmak için zekatı verir.
Gasp, hırsızlık, faiz, kumar, fuhuş gibi meşru olmayan yollarla elde edilen malın tamamının elden çıkarılması veya hak sahibinde iadesi gerekir.
Hak etmeden kazanılmış malın hak edilmeyen miktarının iadesi veya ihtiyaç sahiplerine dağıtılması gerekir.
Hak sahibi ölmüş, helalleşme ve iade imkânı yoksa, o mal hak sahibinin hayrına dağıtılır. Veya mirasçısına verilir.
Mala karışan haramın miktarı tam bilinemiyorsa, vicdanın kabul edeceği miktar, ihtiyaç sahiplerine dağıtılır, hak sahibi biliniyorsa, iade edilir, helallaşılır.
Hak, toplumun ise, o zaman o mal toplum yararına çalışan bir kuruma verilir.
Hak iadesi hiçbir şekilde mümkün olmazsa, Allah: ‘‘Kul hakkıyla huzuruma gelme’’ diyor. Orada helalleşme zor.
Peki ne yapılabilir?
– Ölmüşse, ruhuna, sağ ise, ruhaniyetine bir şeyler okunup bağışlanır.
Şöyle dua edilebilir: ‘‘Ya Rabbi, Kıyamet gününde hak sahipleri yakama yapıştığı zaman onları memnun ederek onları benden razı et’’ (Umulur ki Cenab-ı Allah onu bağışlayarak veya mükafatlandırarak razı eder.)
Bakın hakla, haramla hiçbir yere varılmıyor. Temiz yaşayın ki, temiz kalasınız. Helal yeme, haramdan kaçma hassasiyeti olan kimse iki cihan saadetine erişir.
…………………………
………………..
……….
…