Hadisler nasıl tespit edilmiştir?

Peygamber (as) ın ağzından çıkan her söz, kılı kırk yararak tespit edilmiştir. Bugün kaynak gösterilmeden hadis diye ortaya atılan sözler, hadislere gölge düşürmemelidir. İslam’a ve sünnete saldırı için bahane olmamalıdır.

Hadislerin toplanmasındaki müslümanların gösterdikleri titizliği anlatması bakımından bilinen bir olayı nakletmek isterim: Günlerce yolculuktan sonra İmam-ı Buhari, kendisinde bir hadis olduğu söylenen birini bulur. Fakat o anda adam, kaçan atını yakalayabilmek için boş avucunu uzatıp hayvanı yakalamaya çalışmaktadır. O anda İmam-ı Buhari geri döner. Neden hadisi almadığını soranlara şöyle der: “Bu adam avucunda bir şey olmadığı halde, varmış gibi yaparak hayvanı aldatmaya çalışıyor. Bu adamın sözüne güvenilmez, ola ki bana da yalan söyler.” demiştir. 

Hadisler toplanırken; şahitlerinde eksiklik olan ve nakledileni güvenilmeyen hadisler alınmamıştır. Akıl ve Kur’an ölçülerine uymayan hadis alınmamıştır. Şunu özellikle belirtelim ki, Hz. peygamber (as) ilahî vahye göre konuşmuştur. “Bana

kitap ile beraber onun kadar daha vahyedildi.” buyurmuştur. Cenab-ı Allah da: “O kendiliğinden konuşmaz” buyurur.

Yalan uyduranlar içinde peygamber (as) ın şöyle bir uyarısı vardır:

  • “Kim bile bile bana yalan nisbet ederse, ateşteki yerini hazırlasın.”   (Tirmizi, Fiten: 70)

Hadis, Kur’an’dan sonra ikinci kaynaktır. En güzel söz, Allah’ın kitabıdır. En güzel yol, Muhammed’in yoludur.

Kur’an ve sünnet sevgili peygamberimizin iki emanetidir. Şöyle buyurur:

  • “Size uyduğunuz takdirde benden sonra asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum; Allah’ın kitabı Kur’an ve sünnetim.”   (Tirmizi, Menakıp: 77)
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir