Güzel ahlak sahibinin vasıfları

Ahlakın güzel oluşu faydalı işler yapmayı gerektirir.

Peygamber (as): “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur.

Hayırlı insan, ahlakça en güzel olan insandır. Güzel ahlak sahibi peygamber (as)ı örnek alır.

İslam’ın özü güzel ahlaktan ibarettir. İslam‘ın peygamberi önceden de ahlakı ile tanınmış “güvenilir Muhammed” adını almıştı. Cenab-ı Allah da onu “Elbette sen güzel ahlak üzeresin” (Kalem:4) ayeti ile övmüştür. Hz. Aişe’nin ifadesiyle: “Onun ahlakı Kur’an ahlakıydı”

Peygamber (as) 7 güzel insandan bahsetmiş onları şöyle sıralamıştır.

1-Adil idareci,

2-Rabbine ibadet eden genç

3-Mescidlere bağlı olan insan,

4-Bir birini Allah için sevenler,

5-İffet ve haysiyetine düşkün kimse,

6-Yardımı gizli yapan hayırsever,

7-Yalnızken Allah’ı anan kimse”

Güzel insan, sureti güzel olan değildir, çünkü suretin güzelliği geçicidir. Güzel insan ahlakı güzel olan insandır.

Ahlak güzel olmayınca güzel yüz beş para etmez demişlerdir. Ahlak güzel olmayınca diğer güzellikler işe yaramaz. Güzel ahlak olmadan ibadetler bile kabul olmaz.

Peygamber (as) bir  hadislerinde şöyle buyurur; “insanlardan ilk kaldırılacak olan haslet güvenilirliktir. En son kaldırılacak olan da namazdır. Nice namaz kılan insan vardır ki, onda hayır yoktur.”

Cenab-ı Allah da Kur’an’da şöyle buyurmuştur.

“Yazıklar olsun ölçü ve tartıya hile karıştıranlara! Onlar insanlardan bir şey ölçerek aldıklarında tastamam alırlar, satarken ise eksik ölçüp tartarlar. Onlar büyük bir günde diriltileceklerini akıllarına getirmiyorlar mı? Öyle bir gün ki, insanlar o günde alemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır” (Mutaffifin: 1-6)

Güvenilir olmak, dürüst davranmak, sözünde durmak yüce bir ahlaktır.

Güzel insan, başkalarının kusurları ile uğraşmaz, kendi kusurlarını düşünür onları düzeltmeye çalışır.

Kur’an’da:

“Ey iman edenler! Zandan sakının. Zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın” (Hücürat:12) buyrulur.

Peygamber (as) da:

“Kötü zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır” (Buhari, edep:1993) buyurmuştur.

Güzel ahlaklı insan, gıybet günahını işlemez.

Peygamber (as):

-Gıybet nedir? diye sordu.

-Allah Resulü daha iyi bilir” dediler.

-Kardeşini hoşuna gitmeyen şeylerle anmaktır” buyurdular.

-Söylenilen şey onda varsa” dediler.

-O zaman gıybet etmiş olursun. Eğer onda yoksa o zaman iftira etmiş olursun” buyurdu.

Hz. Aişe (ra) bir kadın için “eteği uzun” demişti de peygamber onu uyardı.

Cenab-ı Allah’da Kur’an’da şu uyarıyı yapmıştır:

“İyice bilmediğin bir şeyi söyleme! Arkasına düşme; Çünkü kulak göz kalp bunların hepsi yaptıklarından sorumludur.” (İsra:36)

“Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinenlerin vay haline!” (Hümeze:1)

“Daima ayıplayan, laf getirip götürene itaat etme!” (Kalem:11)

“Biriniz diğerini gıybet etmesin. Sizden biri ölü kardeşinin etini yemek ister mi? Elbette tiksindiniz o halde Allah’tan korkun. Allah tövbeleri kabul eder.” (Hücürat:12)

Gıybet edenlerin ne şekilde azap gördüğünü Allah Resulü Miraca çıktığı gece şahit olmuştur. Gıybet amelleri boşa çıkarır. Gıybet kabir azabına neden olur.

Güzel insan, gıybet edeni dinlemez, gıybet edileni savunur. Peygamber (as) şöyle buyurur: “Bir kimse kardeşinin ırz ve şerefini gıybet edene karşı savunursa, Allah kıyamet gününde o kimseyi cehennemden uzaklaştırır.” (R. Salihın:113)

Güzel ahlak sahibi Müslüman büyük günahlar işlemesine neden olan haset etme, kıskanma hatasına düşmez. Hasetçinin şerrinden de Allah’a sığınır. Çünkü hasedin zararı geniş olur.

Peygamber (as) bir gün ashabına:

-Sizden öncekilerin hastalığı korkarım size de isabet edecek” der.

-onların hastalığı ne idi? Diye sorulunca:

-Azmak, şımarmak, malın çokluğu ile övünmek, yalnız dünya için didinmek ve haset etmek” buyurur.

Kendi aleyhine de olsa Müslüman doğruluktan ayrılmaz. Allah ona “dosdoğru ol!” “doğrularla beraber ol!” diye emrediyor. Bunun için o, asla yalan söylemez.

Kur’an’da:

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun, doğru söz söyleyin (Ahzab:70) diye emredilmiştir.

Yalancıların yalanları daima tespit edildiğini bildirmek içinde:

“İnsan iyi veya kötü hiçbir söz söylemez ki, o yalan tespit edilip kaydedilmesin” (Kafil:18)

Yalan söz münafıklık alametidir.

Bir hadiste:

“Yalan kötülüğe, kötülük cehenneme götürür. İnsan yalan söyleye söyleye nihayet Allah yanında yalancılar defterine yazılır.” (R. Salihın:1571)

İyi Müslüman asla yemin etmez. Çünkü yemin, yalancının sığınağıdır. Yalanda hayır yoktur, bereket yoktur, yalanla yeminle elde edilen menfaatte bereket yoktur. Yalanın yeminin getirdiği de helal değildir. Peygamber (as) hiç yalan söylemediği gibi teklif edilse de hiç yemin etmemiştir. O’nun yemini “Estağfurullah” olurdu.

Güzel ahlak sahibi Müslüman iftiradan korkar. İftira edenin dilinde yanan ateş vardır. Nur Suresinde iftiracının lanetli kimse olduğu bildirilmiştir.

Ahzab Suresinde:

“İnananları yapmadıkları bir işten sonra da onu bir suçsuzun üzerine atarsa, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah işlemiş olur” (Nisa:112) buyrulmuştur.

Güzel ahlak sahibi iyi huyludur. Kötülüğü kötülükle değil iyilikle savar. Çünkü Rabbi ona “Kötülüğü iyilikle sav!” diye emretmiştir. (Mü’min:96) diye emretmiş ve onları:

“Onlar öfkelerini yenip bağışlarlar” (Şura:37) diye vasıflandırmıştır.

İyi ahlaklı kimseler boşuna gururlanıp kibirlenmezler. Rabbi onlara şöyle emretmiştir.

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokman:18)

“Yeryüzünde kibirlenerek yürüme. Çünkü sen yeri yaramazsın, boyca da dağlara ulaşamazsın.” (İsra:37)

“İbadet etmeyi tenezzül etmeyen aşağılık kimseler cehenneme girecektir.” (Mü’min:60)

Peygamber (as) da

“Cehennemlikleri size haber vereyim mi? Onlar katı yürekli, malını hayırdan esirgeyen kibirli kimselerdir.” (Buhari, edep:6) buyurmuştur.

İyi Müslüman, iyi huylu insan, riya ve gösterişten uzak durur.

Maun Suresinde namaza riya karıştıranlar için Allah: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara!” buyurmuştur.

Riya amelleri boşa çıkarır Kur’an’da: “O riyakarlar işlediklerinden hiçbir şey kazanamazlar” buyrulmuştur. (Bakara:264)

Riya, münafık işidir.

Bir hadiste de: “Kim duyulsun diye bir iş yaparsa Allah onun değersizliğini duyurur (Buhari:2/384)

Riya iki yüzlülüktür. Riyakarlar en şerli kimselerdir. İnsanlar görsün, bilsin, duysun niyetiyle yapılan işte hayır yoktur. Bir şey Allah rızası için yapılacaksa onda başka bir düşünce olmaz.

Olgun mü’min, güzel insan haya sahibidir. Çünkü Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:

“Haya, imandandır.” (Buhari, iman:16)

“Haya, iyilik getirir.” (Buhari, edep:77)

Haya hayırlara vesile olur. Yusuf (as)ı kölelikten sultanlığa ve peygamberliğe yücelten hayadır.

Haya insanı edepsizliklerden korur, hayır işlere sevk eder. İnsanı edepli kılar, faydalı hale getirir.

Mevlana şöyle der:

“İnsanoğlunun edepten nasibi yoksa, insan değildir. Zira insanla hayvan arasındaki fark edeptir.”

Şair de şöyle demiştir:

“Edep ile dir kemal-i âdem

Edep iledir nimazm-ı âlem

Edep bir taç imiş nur-u Hüdadan

Giy o tâcı, emin ol her beladan”

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir